Şanlıurfa’da yaşayan 28 yaşındaki Zeliha Ağaç ile 43 yaşındaki Mehmet Ağaç çiftinin çocukları Müslüm Ağaç, 2 yaşındayken hastalandı. Şanlıurfa’da hastaneye götürülen Müslüm’e teşhis konulamayınca Çapa Tıp Fakültesine gönderildi. Burada küçük çocuğu muayene eden doktorlar, milyonda bir görülen metakromatik lökodistrofi hastalığına yakalandığını belirledi. 

HER YOLU DENEDİLER 

Çocuklarının amansız bir hastalığa yakalandığını öğrenen ailesi, tedavi için her yolu denedi. Çalmadık kapı bırakmayan Ağaç ailesi, çocuklarını bir türlü tedavi ettiremedi. Küçük Müslüm ise tedavi arama sürecinde zamanla konuşma, yürüme ve yemek yeme gibi özelliklerini kaybetti. Müslüm hastalığa yakalandığında annesi Zeliha küçük kardeşine 8 aylık hamileydi. Ağaç ailesi ikinci şoku doktorların, doğacak kardeşinin de aynı hastalığı taşıyabileceğini söylemesiyle yaşadı. Diğer çocuk doğunca tahlillerini yaptırıldı. Tahliller sağlam çıktığında aile rahat bir nefes aldı. Uğur ismi verilen küçük kardeşin sağlıklı olduğunun anlaşılması üzerine aileye yeni bir umut doğdu. Doktorlar, küçük kardeşin iliğinin Müslüm’ün tedavisi için kullanılabileceğini söyledi. İlik nakli için tedaviye başlayan aile, iliğin tedavide işe yaramayacağını öğrenince adeta yıkıldı. 

TÜRKİYE’DE TEDAVİSİ YOK

Takla atan off-road araçları yürekleri ağza getirdi Takla atan off-road araçları yürekleri ağza getirdi

Baba Mehmet Ağaç, “Yaklaşık 3 yıldır hasta. İlk bir yıl biz kendi çabamızla İstanbul, Ankara’da hastaneye götürdük. Maalesef çaresiz bir hastalık çıktı. Türkiye’de tedavisi olmayan bir hastalık. Doktorların dediğine göre o zaman Sağlık Bakanı devreye girdi, bizi Ankara’ya çağırdı. Gazi Üniversitesi’nde yaklaşık 10 gün bizi misafir etti. Çocuğun tedavisinde biz gerekeni yapacağız dediler. Tahliller falan yaptılar. Gerekirse biz sizi İtalya Milano’ya göndereceğiz dediler. O zaman çocuğum daha ayaktaydı, bu duruma gelmemişti. Sağlık durumu kötüye gitmemişti. Şu anda yüzde 90 çocuk bitmiş. Çocuk bu yazın sıcağında ne su içebiliyor ne de yemek yiyebiliyor. Biz kaşıkla su verirken boğazında kalıyor, her an boğulacak. Bir baba, bir anne olarak biz artık dayanamıyoruz. Çocuğumuz elimizde eridi, bitti. Tedavisini istiyoruz. Tedavisi zaten Türkiye’de yok. Benzer hastalar Almanya’dan ilacını getirtiyorlar, tedavi ettiriyorlar. Sanki çocuğumuzun gözümüzün önünde bir kanaması olmuş ve biz kanı durduramıyoruz” dedi. (İHA)