“Teröre Karşı Sivil İnisiyatif” programında konuşan Başbakan Davutoğlu, operasyonları başlatan olaylara ilişkin, “9 Temmuz´da Cumhurbaşkanımız beni hükümeti kurmakla görevlendirdikten sonra 11 Temmuz´da KCK ateşkesi bitirdiğini ilan etti. 15 Temmuz´da HDP ile görüştüğümüz saatlerde KCK, ‘devrimci halk savaşı´ başlattığını ilan etti. 19 Temmuz´da HDP Eş Genel Başkanı sırtlarını PKK´ya dayadığını açıkladı. Ramazan Bayramından bir gün sonra DAEŞ terör saldırısına başladı. Suruç´ta 32 vatandaşımızı katlettiler. O gün bir erimiz PKK tarafından şehit edildi. 22 Temmuz´da Bakanlar Kurulu toplantısında bunları değerlendirdik. Bu defa Ceylanpınar´da 2 polisimiz gece uyurken şehit edildi. Operasyonlar 22 Temmuz´u 23 Temmuz´a bağlayan gece başladı. Şimdi barış güvercinliğine soyunanlar, bunları görmek zorundadır. Böyle bir saldırı karşısında harekete geçmeseydik emin olunuz bugünlerde Türkiye tam bir kaosa sürüklenmiş olurdu” dedi.

OPERASYONLAR NE KADAR SÜRECEK ?

Türkiye´nin üç ayaklı bir saldırıyla karşı karşıya olduğunu kaydeden Davutoğlu, “PKK, DAEŞ ve DHKP-C, bunların 3 hedefi vardı: Demokrasimiz, kamu düzenimiz ve uluslararası itibarımız. Bunlara karşın eş zamanlı operasyon başlattık. Ben buna ‘Huzur ve Demokrasi Operasyonu´ diyorum” diye konuştu. Başbakan; silahlar bırakılana, silahlı örgütler yurt dışına çıkana ve DAEŞ terörü Türkiye´ye tehdit olmaktan çıkana kadar operasyonların devam edeceğini de ekledi.

Başbakan, çözüm sürecinin istismar edildiği bir çatışmasızlığı kabul etmediklerini de belirterek, “Çözüm süreci konusunda bizim irademiz halen sabit. Ancak çözüm süreci istismar edilerek polisimiz askerimiz şehit edilecekse biz böyle bir çatışmasızlığı kabul etmeyiz. Çözüm süreci istismar edilip saldırılar olursa böyle bir çatışmazlık ortamını kabul etmeyiz” dedi.