Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, ilçe nüfusunun kontrolsüz büyümesinin kendisini korkuttuğunu ifade ederken, “Herkes korkmalı, Büyükşehir Belediyesi 2030’da Nilüfer’de 975 binlik nüfus öngörüyor. Biz ise planlarımızı 650 bin nüfusa göre yaptık” diye konuştu.

Nilüfer hala gelişime açık bir ilçe midir?

Evet, Nilüfer hala gelişime açık bir ilçedir. Diğer ilçelerin nüfusları azalır ya da az miktarda artarken, Nilüfer’in nüfus oranı yükselerek devam ediyor. Geçtiğimiz yılın oranıyla bugün arasında 15-20 bin artışlık bir fark var. Büyükşehir’in 2030 projeksiyonuna göre Nilüfer’de 975 bin öngörülüyor. 2020 yılı sonu itibariyle 485 bin olan nüfus 19 yıl içerisinde bu kadar artacaksa Nilüfer’de ciddi anlamda hasar oluşacak demektir. Hızlı büyüme, kentlerde doğru bir yaklaşım değil. Bu alandaki büyüme yavaş olmalıdır. Planlanmış alanlarımız var ve oraya gelecek olan nüfus projeksiyonu düşünüyoruz. Planlarımıza göre 2030’da 650 bin nüfusu karşılayabileceğimizi öngörüyoruz. Bölgede sanayinin bu kadar tercih edilmesinin sonucunda nüfus yoğunluğunu artıracak kaygısı taşıyoruz.

Osmangazi'de konforlu ulaşım Osmangazi'de konforlu ulaşım

Bu kadar hızlı büyüme sizi korkutuyor mu?

Beni açıkçası korkutuyor, herkesin de korkması gerekiyor aslında. Ben yerel yönetici olarak, kentlerin kontrollü bir biçimde yavaş büyümelerini isterim. Ben bir mimarım. Mesleğimin gereği de bunu destekliyor zaten. Kentleri bu şekilde büyütüp, dağıtacaksınız. Organizasyonları sağlıklı yapmanız lazım. Tarımdan kültüre ve sanayiye kadar doğru bir projeksiyon tutmanız gerekir. Sanayiyi büyütürseniz, çarpık kentleşmenin de önünü açmış olursunuz. Ben yine de tercihin Nilüfer olacağını düşünüyorum.

Nilüfer ilçesinin hangi kimliğiyle anılmasını isterseniz?

Ben yeşiliyle anılmasını isterim. O şekilde bakıyorlar. ‘Gülümseyin Nilüfer’desiniz derken, eğitim alanları, yeşiliyle konuşulan Nilüfer’i devam ettiriyoruz. Baktığınızda Nilüfer’de 9 tane OSB var. Kuzey, güney ve batımız tamamen sanayilerle çevrili. Doğuda merkeze açılan bir kapımız. Türkiye’nin başka hiçbir ilçesinde 9 OSB yoktur. Ben artık Nilüfer’de sanayi istemiyorum. Kalkınma potansiyeli olacak bölgeleri tercih etmek gerekir.

Bursa’daki spora bakış açınız nedir?

Bursa’daki sporu Bursaspor’dan değerlendirmeliyiz. Bu duruma düşeceğini tahmin etmiyorduk. Alt ligde çok kalacağımızı düşünmüyorum Süper Lig’e yeniden çıktığımızda şampiyonluğa giden yolda yürüyeceğine inanıyorum. Organizasyon ve yeniden yapılanma gerekiyor. Şu andaki yönetim bununla ilgili bir yol haritası çizdi kendisine…

İbrahim Yazıcı Stadyumu’nun akıbeti ne olacak?

Stadyumu yaptıktan sonra Türkiye Futbol Federasyonu’na başvurduk. Geçtiğimiz yıl bununla ilgili onayı aldık. Müsabakalar yapılabilir. Pandemiden dolayı bir sorun oldu. 2 ve 3’ncü Lig başladı. Amatör maçlara vermek istemiyorum. Butik bir stat. Bursaspor’un altyapısını oluşturacak bir takım olursa onlara tahsis edeceğim. TFF ile bir görüşmemiz olmuştu. Federasyon burasını bir kamp merkezi haline getirmek istedi. Pandemi nedeniyle bu da askıya alındı. Otelimiz de orada mevcut biliyorsunuz. Pandemi her şeyin yönünü değiştirdi. Herkes başka pozisyon aldı. 1-2 takımla görüşme halindeyiz. Eğer Bursa’yı temsil edecek 2 veya 3’ncü Lig takımı çıkarsa Nilüfer’de olma kaydıyla onları destekleriz. İlçemizin bir takımı olsun istiyorum. Karacabey takımı bizim 3’ncü Lig’e çıkardığımız bir ekiptir. Spor kulübü kurmak derdinde değiliz ancak buradaki sporseverlerle onları yalnız bırakmamak istiyoruz.

Tarımda yeni bir çalışma ve atılımınız var mı?

Tarım çok kompakt bir çalışma gerekiyor. Bir altyapımız var, ata tohumu üretiyorduk, envanterimiz vardı. Topraklarımızın verimliliğini Uludağ Üniversitesi ve başka birkaç üniversiteye toprak analizleri yaptırıyoruz. Denizli’de kurum tarafından yapıldı ama belediye açısından bir ilk niteliği taşıyor. Toprakla ilgili verileri aldım ve altyapı çalışmalarını bekliyorum. Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’yle ortak bir çalışmamız bu. Bu yılın yaz ortalarında kamuoyuna açıklayacağız. Tarım yapan çiftçilere anlatacağız. Ardından da ürün çeşitliliğini oluşturmaya çalışacağız. Tohum desteği vereceğiz. Ürünleri değerlendirip, satma noktasında da girişimlerimiz olacak. İki kooperatif kurduk. Birisi süt, bir de tarım kooperatifleri üzerinden çalışmalar sürüyor. Nilüfer Bostan’ı da hayata geçirdik. 39 tane kadın derneğimiz var. Kadınların ürettikleri ürünlerin pazarlanması noktasında onlara yardımcı olmamız gerekiyordu. Görev dönemimiz sürecinde yaygınlaştırmak istiyoruz. Görev süremizin bittiği 5 yıllık süreçte de tam organizasyonu sağlamış olmayı hedefliyoruz. İçerisinde eko çiftliklerin de olduğu pazarlama alanlarına kadar profesyonel yapının olacağı bir çalışma planlıyoruz.  Tarım alanları, tarım alanları olarak kalmalı. Çiftçiler, ‘buraya bir plan yapın, satayım gelir elde edeyim” diye düşünüyor. Ama tarım alanları elden ediyor. Eğer orada para kazandığını hissederse zaten vazgeçmez. O hissi ona vermek lazım. Başarırsak Türkiye’ye küçük bir katkı olacak ve örnek uygulama durumu da olabilir.