Bursa İli Damızlık-Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sayın Yıldırım Oran ile en başta damızlık koyun keçi  yetiştiricilerinin  sorunları olmak üzere daha birçok konuyu masaya yatırdığımız kapsamlı olduğu kadar keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Çare Büyükşehir'de Çare Büyükşehir'de

Özkan YILDIRIM

Yıldırım Başkanım ,öncelikle bizleri ,ekibimizi birliğinizde konuk edip misafir ettiğiniz için teşekkür etmek istiyorum. Yıldırım Oran kimdir sizi tanıyarak röportajımıza  başlayalım sonrasında elbette sorularımız da olacak.

Bizlere elbette böylesine güzel bir fırsat tanımış olduğunuzdan dolayı   teşekkür etmek istiyorum. Ben Yıldırım Oran 1956 yılında Erzurum'un Aşkale ilçesinde dünyaya gelmişim. Rahmetli babam memur olduğu için Aşkale'de  görev aldı sürede ben de o şekilde orada doğmuşum. Ve ondan sonra da yine rahmetli babamın  memuriyeti dolayısıyla Anadolu'nun birçok şehrinde bulundum ve böylelikle tabii bana bu Türkiye'yi kısmen de olsa tanıma fırsatı doğurdu, Elazığ - Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi 1979 mezunuyum. Bu arada tabii veteriner Fakültesinden şu an sınava girmiş olsam ne yapabilirim diye düşünmüyorum değil.

Peki Başkanım damızlık koyun keçi yöneticilerinin sıkıntıları neler yaşamış olduğunuz zorluklar var mı?  Ya da bu konularla ilgili çözüm önerilerinizi alabilir miyiz?

ÖNCELİKLE ENVANTERİN TESPİT EDİLMESİ LAZIM

Türk Tarım ve hayvancılığın da neler yapabiliriz veya Türk Tarım ve  hayvancılığında neler yapılabilir Türkiye'ye bu konuda nasıl en ön saflara çıkabilir sadece bizim kendimizi doyurmakla  ile ilgili bizlere yeterli olması yeterli değildir. Sadece kendi nefsimize düşünmemiz lazım. Bütün dünyaya hizmet edebilmemiz lazım bu konuda çalışmalar yapılması lazım. Bunları birkaç kere bakanlık makamlarına iletmiş  olsak da fakat müspet bir dönüş olmadı. Benim şahsi kanaatim, bütün  bunları arz  etmemiz iki  seneyi geçti. Türk Tarım ve hayvancılığın da Türk Ziraat ve hayvancılığın da tekrar öncelikle önümüzdeki  envanterin tespit edilerek ,tespit edildikten  sonra tamamen sivilleşme sürecine geçilmesi lazım. Bu sivilleşme süreci ile birlikte hedeflerin belirlenmesi elimizdeki envanterin gözden geçirilerek belirlenmesi kısa, orta ,uzun vade şeklinde belirlenmesi lazım. Esasında Türkiye su yönünden çok zengin bir memleket değil fakat elimizdeki kaynakları kullanırsak biz  kendimize yetebileceğimiz gibi dünyaya da zirai ve mahsulat  ürünlerimizi gönderebiliriz, ihraç edebilecek  duruma gelebiliriz. Bunlar olabilir ,biz bunları hazırladık. Gönül isterdi  ki; bunlar gözden geçirilsin yanlışsa yine tekrardan bize geri dönüş sağlansın ama öyle hiçbir şey olmadı.

MÜTALAMIZIN AYNEN ARKASINDAYIZ

Gelelim  koyun ve keçi ile bizim mesleğimiz ile ilgili olan hadiseye, Türkiye'de sivil toplum örgütleri denilen esasında teşkilattır bunlar bunların yapılanmaları farklıdır, biz birlik olarak doğru bulmuyoruz ,sivil toplum örgütü dediğiniz zaman esasında tamamen meslektaşların maddi ve manevi güçlerini bir araya getirerek farklı yapıda yapacaksınız planlayıp programlayıp  maddi ve manevi birbirlerine yardımcı olmalarıyla harekete geçer. Biz bu şevk ve İnançla bu bildiğin kurulmasına vesile olduk. 2006 yılında Tarım Bakanlığı İl Müdürlüğü dergisinde de vardır mütalamız, aynen bunun arkasındayız. Sanki bu  günler için yazılmış gibidir bir defa Türkiye'deki Birlikler Avrupa  uyum yaslarına  istinaden kurulmuş olan birliklerdir, bunlar bakanlığın kontrolünde çalışırlar. Bunların tamamen Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmesi lazım. Biz şuna inanıyoruz teklik Allah'a mahsustur, öyle olduğu için bu sisteme geçilmesini talep ediyoruz bu konuyla da ilgili bu taleplerimizi bakanlığımıza da bildirdik.

İKİSİ ÇOK FARKLI YARATIKLARDIR

Dünyanın muhtelif ülkelerinde bir defa çok yanlış bir tabir küçükbaş tabiri biz bunu akademisyen denilen zevata da bir türlü bunu anlatamadık, işin içinde olmazsanız bunu kitapta okursanız böyle olur. Koyun apayrı bir hayvandır .Bunların beslenmeleri çok farklıdır koyun yerden beslenir keçi yüksekten beslenir koyun sürü hayvanıdır keçi sürü hayvana değildir. Ürünleri çok farklıdır çok detaya girmek istemiyorum sizlere yormak istemiyorum. Fakat bu iki hayvanın birlikte mütalaası yanlıştır. Sonuçta bir noktada devlet politikası derken geçmişten beri gelen maalesef orman teşkilatının tavırları ile keçi varlığını kaybettik .Buradaki tespitimiz bu, dolayısıyla  en az ikiye ayrılması lazım koyun yetiştiriciler birliği ve keçi yetiştiriciler birliği olarak. Bu da böyle bitmiyor şimdiki mevzuata göre koyun yetiştiricileri sadece destek alabilmeleri sadece destek alabilmeleri için aynı şekilde keçi yetiştiricileri destek alabilmek için bize üye olmak durumundalar. Zorluyorsunuz bize üye olun diyorsunuz bu doğru değil. O şahıs da sadece destek alabilmek için bize  üye olmak zorunda kalıyor. Bir birliğin bu kadar üye ile bu şartlar altında üyelerine hizmet vermesi neredeyse imkânsızdır. 

BU KADAR FAZLA ÜYEYE HİZMET GERÇEKTEN ZOR

Bizim 2700, üyemiz  var Balıkesir'in 8500 üyesi var. Diyelim ki Van'ın 20.000 küsur üyesi var. Bir birlik başkanı 8500 üyeye, 2700 üyeye  ya da 20.000 üyeye faydalı olabilir mi. Dolayısıyla biz şu nu istiyoruz ilk olarak koyun ve keçi birliği olarak ayrılsın ileride de İhtisas birlikleri oluşsun. Nasıl ? Mesela işte Merinos yetiştiricileri Birliği, Kıvırcık yetiştiricileri birliği gibi isteyen herkeste en az 2 tane olmak üzere bu birlikleri kurabilsinler ,şöyle bir imtiyaz da olmaz biz bu birliği kurduk da efendime söyleyeyim  başkası olmasın değil. İnsanlar istediği birliğe hangi birlikten hizmet alabiliyorlar o  birliğe girsinler o birliğe üye olabilirsinler doğrusu bu değil midir?  Bakın şimdi burada şu çıkacaktır Karşımızda Yeşil Bursa koyun yetiştiricileri Birliği olsun fakat  üye transferleri aynı GSM operatörlerinde ki olduğu rahatlıkta olsun. Tabi biz bunu söylediğimiz zaman bir takım  zevat  birlik kirliliği var diyor. Eğer siz birlikleri kirlilik olarak düşünürseniz böyle olur. Öyle düşünürseniz  o mantıkla bakarsınız bir sürü telefon operatörü var insanlar ne yapıyor hangisinden iyi hizmet alıyorsa oraya geçiyor. Siz bunu şöyle de düşünebilirsiniz sizin bir bahçeniz var, bahçenizde bir sürü nebatat var bitkiler yetiştirip  güzelleştirmek  istiyorsunuz. Siz birliklerin hazırlamış olduğu yatırımlara eğer hakikaten ayağı yere basıyorsa  yatırımlara proje bazında destek olmak zorundasınız.

KÜPE DAHİ TAKAMIYORUZ

Fakat bunlar yapılamıyor bizim bunların tabii birlikler var ama birliklerin hiçbir yetkisi yok . Biz şu anda ıslah amaçlı birliğiz , 5996’ya göre görevimize  devam ediyoruz 4631’e göre kurulmuş ıslah amaçlı birliğiz.  Islah amaçlı birliklerin en temel özelliği hayvanlara küpe takmaktır ama biz küpe dahi takamıyoruz. Şu an bu yetkimiz yok, şu an biz hiçbir şey yapamıyoruz üyelerimizin sağlık hizmetini verebilmemiz lazım yetkimiz yok. Siz hastane  açtığınız zaman, hastane yönetmeliğinde 5 tane veteriner çalıştıracaksınız, vesaire. Siz bütün bütçeyi buraya verseniz bunu karşılayamaz sınız. Yani  başta söyleyeceklerim demek ki  ilk önce destek verecekse devlet aynı versin, destekler konusunda biz bunu mutalamız da ayrıca değerlendirdik. Siz hayvan başına 30 lira veriyorsunuz bu hayvan başına 30 lira hiçbir işe yaramıyor. Bir de tabii burada belediyenin yatırımlarımıza katılması ve bakış açısı çok önemli hem bütün bunlar bir araya gelindiğinde iş yapamaz hantal bir hale  geliyor şu anda sistem bunun bu şekilde devam etmesini öngörüyor. Bunun partilerle de alakası yok. Bu tamamen Bürokratik yapılanma ile bürokratik oligarşi ile alakalı Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konuyla ilgili beyanatları  oldu hatırlıyorum “En büyük rakibimiz Bürokrasidir” diye. Siz  Ankara’dan Bursa’daki şap hastalığı ile ilgili ne yapabilirsin Bursa’nın şartlarını biliyor musun.

KARŞILAŞTIĞIMIZ PROBLEMLER UFKUMUZU AÇABİLİR

Hayata şöyle bakmak lazım. Her şey yolunda ,böyle bir hayatın zaten tadı olmaz ki diyelim ki siz çorba içiyorsunuz ve ya  yemek yiyorsunuz baharat kullanıyorsunuz tuz kullanıyorsunuz, bunlar çorbaya ,yemeğe lezzet veriyor. Hayatta karşılaşmış olduğunuz esasında  bir takım bize hoş olmuyor gibi görünen sorunlar hadiseler  bizim kendimizi geliştirmemiz kendimizi daha ileriye götürmemiz ile ilgili bir fırsattır. Biz bunu böyle görüyoruz ,bir problemle karşılaştığımızda, bu problemle karşılaştığınızda feveran  etmek bu toplumumuzun  en kötü huyu. Öldük bittik yok olduk bu böyle  değil. Bunu hoş karşılayıp bunu nasıl çözebiliriz diye düşünmemiz lazım, çözüm aradığınız  zaman bir bakacaksınız ki iyi ki böyle bir problem çıktı bu mesele ile ilgili bunu çözerek ufkum açıldı sonrasında 3 tane daha sorunu hallettim diyeceksiniz. Hayata böyle bakmak lazım.

HİZMET GÖTÜREMEDİĞİM 3000 ÜYEM OLACAĞINA GÖTÜREBİLDİĞİM 300 ÜYEM OLSUN

Bizim tabii ilk başta  dediğim gibi  birliğe üye olmakta zorlanmamalı ,ikincisi  Teklik Allah'a mahsustur alternatif birliklerin olup ilk önce koyun ve keçilerin ayrılması sonrasında İhtisas birliklerin açılması, insanların hizmet aldığı birliklere girip çıkması GSM operatörlerinde ki gibi ve son olarak da bunların herhangi bir gelir kaynağı yok elimiz kolumuz hakikaten bağlı, bizi  hiçbir iş  yapmamakla suçlayan benim hizmet götüremedim 3000 tane üyem  olacağına benim ile iş yapabileceğim 300 üyem olsun daha iyi. Bizim projelerimiz olduğu zaman bu projelerin ciddiyetle incelenip hayata geçirilmesi lazım diye düşünüyorum. Bunu bu şekilde topladıktan sonra Birlik olarak bizim esasında üyelerimizin zooteknik plan ve problemlerini yapabilmemiz onların sorunlarını sıkıntılarını giderebilmemiz ,arkasından bu hayvanları sağlıklı bir şekilde yetiştirebilmek için zooteknik kayıtlarını tutabilmemiz lazım bu hayvanları sağlıklı bir şekilde yetiştirebilmek için şu anda Türkiye'de hayvan hastalıkları cehennemidir Özellikle bu ithalattan sonra girmeyen hastalık da yok ama maalesef bu hastalıklar masa başında çözülüyor görmedim, duymadım, işitmedim şeklinde.

BİZDE MESAİ KAVRAMI YOK OLAMAZ DA

Birliklerin salgın hastalıklarla mücadele de Tarım İl Müdürlüğü ile birlikte yapması lazım bunun devlet memuru mantığı  ve mantalitesi ile prosedürlerin  yürütülmesininimkanı yoktur. Bakın dün gece ben aşağı yukarı  01:00’e  yakın birliğe döndüm, bu gece de gideceğim inşallah üyelerimizi ziyaret ediyoruz,ihtiyaçlarını soruyoruz aynı zamanda. Şimdi ben devlet memuru olsam işte şoför çıkaracaksın mesai sınırı vesaire bizim mesaimiz yok burada .

DEVLETİN DENETLEMESİ LAZIM

Demek ki  hayvan hastalıklarını  şu anda il müdürlükleri yapıyor, halbuki  bunu kim yapması lazım  il müdürlüklerinin dışında sivil toplum kuruluşları olan Keçi yetiştiricileri Birliği, koyun yetiştiriciler Birliği, manda yetiştiricileri Birliği'nin kendisinin yapması lazım bizi kimin kontrol etmesi lazım O müdürlüklerinde bizi denetlemesi lazım. Önemli olan bir toplumdaki insanların kendi memleketlerine sahip çıkmaları kendi dini inançlarını  serbestçe yaşamaları bu konuda kimse tarafından zorlanmamaları devletimizin milletimizin deyince inşallah acil bir şekilde  en ön safta ,en ön saflarda demiyoruz en ön safta olması bizim temennimiz budur.Bizim partililer ile ilgimiz yoktur ama Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı severiz, kalpten bir muhabbetimiz var kendisiyle.

Son olarak buradan bütün yetiştiricilerimize, koyun yetiştiricilerimize ,keçi yetiştiricilerimizi, bütün hayvan  yetiştiricilerimize herkese sevgilerimi, selamlarımı göndermek istiyorum. İnşallah biraz önce söylemiş olduğum sorunlarla ilgili gelişmeler olduktan sonra inşallah şartlarımızı daha da güzel olacağını düşünüyorum ve herkese  esenlikler diliyorum.

ORAN VE ÜYELERİNE BAŞARILAR

Bizleri  birçok konuda aydınlatan, bilgiler veren, sorunların çözümü ile ilgili geçmişte devlet birimlerine  öneriler sunmuş olduğu gibi  bu önerilerle ilgili röportajımızda da detaylar veren Bursa'nın en aktif sivil toplum kuruluşları arasında yer alan Bursa İli Damızlık-Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sayın Yıldırım Oran’a çalışmalarında ve  birlik olarak gelecek hedeflerinde başarılar diliyoruz.