Özkan YILDIRIM/ÖZEL RÖPORTAJ

**Söyleşimize başlamadan önce isterseniz Uğur Akın'ı tanıyalım.

1972 yılında Artvin Yusufeli’n de doğmuş olan Uğur Akın, 1955 yılında Rahmetli amcası Mehmet Akın tarafından Artvin-Yusufeli’de nahiyede ambarda başlayan ticaret hayatı ile birlikte Akın Giyim’in  günümüz temsilcisi.1988’den  beri Bursa'da T. M.Ali Caddesi üzerinde babasından devralmış olduğu Akın Giyim  mağazasını  işletmekte.

TECRÜBE PAYLAŞIMI DA DİYEBİLİRİZ

Akın Giyim’de ne tür hizmetler vermektesiniz hangi yaş grubuna hitap etmektesiniz?

Erkek giyim üzerine hizmet vermekteyiz, okul döneminde okul kıyafetleri ile de hizmetimiz çeşitleniyor. Bizde 15 yaş üstü her müşterimize hitap edecek şekilde çeşitliliğimiz bulunduğunu söyleyebilirim. Haftalık ya da 15 günde Spor ürünlerde yeni ürün girişleri oluyor. Klasik ürünlerde gömlek grubumuz, takım grubumuz, kışın, mont, kaban grubumuz bulunmakta. Pantolon grubunda olmazsa olmaz kot, keten, kumaş. Yazlık, kışlık bütün ürünler olmazsa olmazımız. Amcam ve babamdan sonra ve onların aralarında 20 yıllık bir fark olduğundan ben üçüncü kuşak temsilcisiyim. Benden sonra da çocuklarım var. 26 yaşında, Tarık Ahmet Akın ve yine kızım İrem Akın onlar bana bu işte yardımcı olmakta. Ayrıca ortaokul 6. sınıfa geçen Zeynep kızımız var. Oğlum bir fabrikanın idari bölümünde çalışmasına rağmen akşamları her zaman gelir yardımcı olur benim çalıştığım sistem gibi ben ne gördüysem çocuklarım da aynı şekilde ilerletmeye çalışmaktalar, hafta sonları boş zamanlarında yardımcı oluyorlar okula giderken de öyleydi. 23 Eylül'de adı geçmişken oğlumuzu evlendiriyoruz. Buradan herkese mesaj vermek de isterim.

HER ZAMAN HEDEF OLMALI

Akın Giyim'in gelecek hedefleri ile de; ilk başladığımız zaman bir florasan lambamız vardı,4 lambamız olsun yeter derken, sonrasında işletme benim olsun, düzeni şöyle olsun, böyle olsun, gibi hedeflerle devam ettikten sonra 4-5 sene kadar önce yarı olan dükkânımızı bir miktar daha büyütelim diyerek hedeflerimizi koyduk ve şükürler olsun başardık. Şimdi 50 yaşından sonra pek hedefte kalmıyor. Bundan sonra elbette yine hedef de olması lazım. Çocuklarımın mutlaka hedef koyarak devam etmelerini isterim. Hedefi olmayan planlaması olmayan bu tarz işletmelerin sonu çok başarılı olmuyor. Benim de onlara tavsiyem o olacaktır. Geçmişte oluşturduğunuz tecrübeyi gelecekle harmanlayıp planlayarak ortaya koymanız gerekiyor. Buradan bizi okuyacak olan gençlere herkese tavsiyem mutlaka kendilerine hedef koymalılar.

ARŞİV TUTARAK GELİŞİMİ TAKİP ETMELİLER

Mutlaka arşiv tutsunlar, satış grafiği ile alakalı mal alım grafiği ile alakalı. Örneğin geçen sene bu dükkân 6. ayda ne kadar satış yapmış bayrama 3 gün kala ne kadar ciro ile gitmiş bunları görerek planlasınlar varsa böyle bir arşivleri. Arada aksaklık çıkması durumunda süreci çok daha kolay atlatabilirler. Geçen sene 6. ayda, geçen sene Ramazan Bayramı'nda bu dükkân 100 lira ciro yapmışsa ve bugün eğer 3 gün kala 50 liraya düşmüşse problem vardır demektir. Problemleri tespit noktasında mutlaka arşivi olsun devlet aklı denen şey bu, mutlaka mağaza aklı olsun. Ben de yaklaşık 25 senelik arşiv bulunmakta ve bu arşivlerden gerçekten yeri geldiğinde çok fazla yararlanıyorum.

İNİŞLER ÇIKIŞLAR MUTLAKA OLACAKTIR

Yaşanılan sıkıntılı süreç ile ilgili Uğur Akın,  ‘Ümitli olduğunu, elbette dönem dönem sıkıntılar yaşanmakta ve biz artık krizlere, inişlere, çıkışlara, zikzaklara ticaret durumundan olası bir durum olduğu için bağışıklık kazandık’ dedi. “Sonuçta memur değiliz mutlaka inişler çıkışlar olacaktır, viraj dönerken, bazı düşmeler olacaktır, önemli olan telaşa kapılmamak lazım. Telaşa kapıldıkça çözüm bulanmaz” diye öğüt verdi. Uğur, “Çok sıkıntılı zor dönemler yaşadık, ama asla yılgınlık yok inançlı olmak gerekiyor. Evet, kazandığından fazlasını yatırıma çevirmişsen çok büyük risk yok. Fakat kazancından çok harcamışsan ve elinde bir şey yoksa bu durum risklidir. Kazancından fazla yatırım yapmışsan dükkândan aldığını dükkâna tekrar geriye verme durumun varsa problem yok. Yeniden kazanırsın mal edinirsin yeniden o kazandığın malı tekrar işletmene harcayabilirsin. Ama sen bu işletmeden kazandığını geri dönüşü olmayan bir yere götürmüşsen sorun büyüktür” diye genç işletmecilere güzel öğütler de sunan Uğur Akın konuşmasını şöyle tamamladı ; ”Aslında benim burada röportajda vermek istediğim mesaj benim işletmem ile alakalı bana daha çok müşteri gelsin diye değil. Benim burada bir iş tecrübem ve yılların birikimi tecrübem var, bunu okuyanlar bu iş tecrübelerinden faydalansınlar isterim.”

FAZLA MÜŞTERİ GELSİN NİYETİNDE DEĞİLİM

Bu röportajı okusun 3 tane daha fazla müşteri gelsin amacında değilim kesinlikle. Burada ne mi bulacaklar? Evet, hemen hemen her şeyi bulabilirler bir şekilde giydirebilirim herkesi belki %100 istediği ürün olmaz sonuçta burası 90 metrekarelik yer buranın bir kapasitesi var, işletme kapasitesi var, ürün çeşitliliği kapasitesi var, sermaye kapasitesi var. Kapasite ölçüsünde bir şekilde müşterinin işini görebilecek ürünleri bulabilirler. Bayramda yaklaşıyor bundan 20 yıl öncesine kadar sadece bayram öncesi alışveriş yapılırken çocuklar bayramlarda giydirilirken artık her gün alışveriş yapılıyor internet üzerinden de satışlar yapılıyor. Bu anlamda bizde internet üzerinden satışlar yapabiliyoruz. Bizim de bayramda hedefimiz, hedeflediğimiz ciroya ulaşmak biz buna ulaşırken sadece ben değil bütün esnaf arkadaşlarımız da bu hedeflere ulaşsınlar isterim. Buradaki esnaf arkadaşlarımın birçoğunda belki vardır ama genel anlamda şu var, esnaflıkta geçmişten günümüze bir ahilik kültürü vardır. Biz de şu var; benim çocuklarım da ve komşularımın çoğunda da şu var benim satmam kadar komşumun satması da önemlidir mantığıyla ilerliyoruz.

Huzurevinde yeni yıl kutlandı Huzurevinde yeni yıl kutlandı

CADDEMİZE GELEN MÜŞTERİ BOŞ DÖNMEMELİ

Benim mantığım şu; bu caddeden müşteri ayrılmasın ben satmışım bütün esnaflarımız kazansın özellikle okul döneminde caddede çalışan 4-5 esnaf varız. Müşteri, Yavuz Selim'den, Teleferik ’ten o kadar mesafeden bu caddeye gelmişse bende yoksa ben telefonu olan arkadaşımı arıyorum varsa yönlendiriyorum yoksa yine tarif ederek şu mağazaya, bu mağazaya bakın diye söylüyorum. Mantık şu benim satmış olmam kadar komşumun satması da önemli. Yani burada benim tek başıma olmam bu caddeyi ayakta tutmaz. Hep birlikte olursak burada ne kadar çok konfeksiyon aynı sektörden temsilci varsa o derecede değerimiz artar. Bu manada sektörün oluşması açısından birbirimize destek olmalıyız, uzak mahallelerden caddemize gelen müşterilerimizin bir şekilde aradığını bulması lazım. Şu unutulmamalıdır ki komşu rakip değil, tamamlayıcıdır. Bu yönde çalışmalar yapmamız gerekmekte. Özellikle ülkemize ve coğrafyamıza kurban bayramının hayırlar getirmesini temenni ediyorum.