CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hayatının anlatıldığı İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenen Anadolunun Kemali, Türkiyenin Başbakanı belgeselinin gösterimine katıldı.
Belgesel gösteriminin ardından kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, Belgesel her ne kadar benim adımı taşıyorsa da aslında Anadolunun binlerce Kemalinin belgeselidir. Eğer bugün buralara geldiysek biz bunu cumhuriyete borçluyuz. Ama bazılarımız var ki Cumhuriyet sayesinde bir yerlere gelmelerine karşın cumhuriyetin değerini öğrenemediler. Biz onlara her ortamda hatırlatmak zorundayız diye konuştu.
Cumhuriyeti daha güzel bir demokrasi ile taçlandırmayı hedeflediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, Bir hedefim, bir amacım, bir hayalim var. Neden biz üçüncü Sınıf demokrasiye razı oluyoruz. Bizim hedefimiz bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirmek. Gördüğünüz belgesel Anadolunun ücra köyünden çıkan bir kişinin yaşamıdır. Bu öykünün içinde acılar da var, gözyaşları da var, sevinçler de şeklinde konuştu.
Babasının okula başlama hikayesini de anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Köyden dedemle ilçeye geliyorlar. Kasabada yürürken bir zil çalıyor ve kapıdan bir sürü çocuk dışarı fırlıyor. Babam dedeme dönüp bunlar kim diyor. Dedem burası ev değil okul diyor. Okul nedir diyor babam. Dedem diyor ki Buraya gelirler çocuklar okurlar adam olurlar. Babam Ben de gitmek istiyorum diyor. Dedem babamı okula göndermek istemiyor. Babam okula gitmezsem yemek yemeyeceğim diyor ve direniyor. Dedem babamı kaydettirmek için tekrar kasabaya geliyor. Yaşı büyük diye almıyorlar. Yaşını mahkeme kararı ile küçültüyorlar ve babam ilkokula başlıyor. Zaten ilkokul mezunu. Onun direnci bizi buralara taşıdı. Annem okuma yazma bilmezdi. Ama ben bu ülke için cumhuriyet için pırıl pırıl üç çocuk yetiştirdim
Kılıçdaroğlu babasının hikayesini anlatırken çok duygulandı ve konuşmakta zorlandı. Konuşmasında sık sık duraklayan Kılıçdaroğlu, Hangi anne baba çocuklarının iyi okumamasını ister. Hepimiz çocuklarımıza titreriz. Cumhuriyeti cumhuriyet yapan bu eğitimdir. Bize kapılarını açmasıdır. Bize fırsatlar vermesidir. 7 kardeşten üniversiteye giden sadece benim. Babamın 7 çocuğuna birden ayakkabı aldığını hatırlamıyorum. Yoktu öyle bir şansı zaten. Pardesüm üniversiteye geldiğimde oldu. Babam evin otoritesiydi. Babamızla fazla muhatap olmazdık. Bir derdimiz varsa annemize söylerdik. Üniversitede herkesin pardesüsü var, benim yok. Babama yazıyorum. Mektubun altına bir cümle yazdım. Pardesüm olsa iyi olur Diye ifadelerini kullandı.
80li yıllarda başından geçen bir anıyı da anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü;
Devlet beni bir yıl süreyle Fransaya gönderdi. Döndüğümde memlekete dönerken askerler otobüsü durdurdu. Herkesi bavullarıyla indirdi. Arama yapılıyor. Benim bavulum açıldı. Üstünde kitap. İsmi İkinci beş yıllık kalkınma plan. Asker sordu ne iş yaptığımı. Hesap uzmanıyım dedim. Kimliğimi verdim. Herkes bavulunu toplasın dedi. Sen burada kalıyorsun dedi. Benim kimliğimi ve kitabı komutana verdi. Komutan Bu kitapların yasak olduğun bilmiyor musun dedi. Ben anlatmaya çalışırken. Sen sus dedi. Bir süre sonra seni affediyorum bir daha görmeyeyim dedi. Teşekkür ettim. Biz böyle günlerden geçtik.