Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, 2021 Yılı ‘Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ görüşmelerinde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2021 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını sebebiyle belirsizliğin üst seviyede olduğunu ve zor bir süreçten geçildiğini belirtti. Salgının, toplumları birçok yönden derinden etkilerken küresel ekonomide yakın tarihin en ciddi ekonomik şokunun yaşandığını bildiren Oktay, “Gerek üretim gerekse tüketimin aynı anda düştüğü bu süreçte dünyada milyonlarca kişi işsiz kalmış ve alınan tüm önlemlere rağmen ortaya çıkan tahribat sürmektedir. Uluslararası Para Fonunun Ekim ayı Küresel Ekonomik Görünüm Raporuna göre dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 4,4 oranında daralması beklenmektedir. Bu oran, 2009 küresel krizinden bu yana dünya ekonomisindeki en derin daralma olarak dikkat çekmektedir” değerlendirmesinde bulundu.

TARİHİ GERİLEMELER KAYDEDİLDİ

“Bütçemizi Covid-19 salgınının küresel anlamda ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz etkilediği, risklerin ve belirsizliklerin sürdüğü bu zorlu ortamda hazırladık” diyen Oktay, 2019 yılında; ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları, Avro Bölgesi'nde genele yaygın zayıf performans, Brexit'e ilişkin belirsizlikler, Çin'deki sıkı kredi politikalarıyla azalan yatırımlar, ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki parasal normalleşme ve azalan küresel talep ve güven, küresel büyüme ve ticaret hacminin yavaşlamasına sebep olmuştur. 2020 yılına halihazırda yavaşlayan bir küresel ekonomi ile girilirken, ortaya çıkan Covid-19 salgınına karşı alınan önlemler ve kısıtlama tedbirleri neticesinde hem üretimde hem de talepte küresel ölçekte tarihi gerilemeler kaydedilmiştir. Salgının etkileriyle 2020 yılının ikinci çeyreğinde ekonomilerde kayda değer biçimde küçülmeler gözlemlenmiş, büyük istihdam kayıpları yaşanmıştır. Bu dönemde sanayi üretimi ve ticaret hacmi sert bir biçimde gerilemiş, perakende satışlarda düşüş gözlenmiştir. Salgının hızla yayılması Amerika Birleşik Devletleri, İtalya, İspanya, İngiltere gibi büyük ekonomilerin de arasında olduğu birçok ülkenin sağlık sistemleri üzerinde yıkıcı etkiler bırakırken başta hizmetler sektörü olmak üzere ekonominin önemli alanlarında ciddi hasarlara neden olmuştur. Özellikle turizm ve ulaştırma sektörleri bu süreçte ağır darbe almıştır. Yine bu süreçte sermaye akımları gelişmekte olan ülkeler aleyhine bozulurken, bahse konu ülke para birimleri değer kaybetmiştir. Uluslararası Para Fonunun Ekim ayı raporuna göre gelişmiş ekonomilerde ekonomik daralmanın bu yıl yüzde 5,8 oranında olması ve 2021 yılında ise iktisadi faaliyette tekrar toparlanma yaşanması ile yüzde 3,9 oranında büyüme kaydedilmesi beklenmektedir” şeklinde konuştu.

Bursa’da 2 zincir market mühürlendi Bursa’da 2 zincir market mühürlendi

KÜRESEL KRİZ SONRASI DURUM

Türkiye ekonomisinin dengelenme sürecinin ardından, 2019'un son çeyreğindeki yüzde 6,4 oranında güçlü bir büyüme performansının etkisiyle yılın tamamında yüzde 0,9 oranında büyüyerek küresel kriz sonrasındaki kesintisiz yıllık büyüme eğilimini sürdürdüğünü aktaran Oktay, “2020 yılının ilk çeyreğinde birçok ülkeden pozitif ayrışarak yüzde 4,5 oranında büyüme kaydedilmesine karşın, salgının tüketici davranışı üzerindeki etkileri ve salgının yayılmasına engel olmak için alınan önlemlerin ekonomik faaliyeti sınırlandırması, ayrıca salgına bağlı olarak dış talepteki daralma sonucunda net mal ve hizmet ihracatındaki gerileme nedeniyle yılın ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 9,9 oranında daralmıştır. Haziran ayından itibaren vaka sayılarındaki düşüşle birlikte salgın çerçevesinde getirilen kısıtlamalar hafifletilmiş, üçüncü çeyrek itibariyle ekonomi hızlı bir toparlanma sürecine girmiştir. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış Gayri Safi Yurtiçi Hasıla yılın üçüncü çeyreğinde, ikinci çeyreğe göre, yüzde 15,6 oranında artarak güçlü toparlanmayı teyit etmiştir. Finansal şartlardaki iyileşmenin iç talebe destek vermesiyle üçüncü çeyrekte Türkiye ekonomisi yüzde 6,7 oranında büyüme kaydetmeyi başarmıştır. Tekrar uygulamaya konulan salgın kısıtlamalarına rağmen, 2020 yılını pozitif bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. Ekim ve Kasım ayına ilişkin ilk öncü göstergeler de bu beklentimizi doğrular niteliktedir. 2021 yılında büyümenin yurt içi ve yurt dışı talep arasında dengeli bir görünüm sergilemesini ve ekonomimizin yüzde 5,8 oranında büyümesini hedefliyoruz. Bu büyüme sürecini, makroekonomik istikrarı koruma ve enflasyonla mücadele çabalarımızla çelişmeyecek şekilde kurguluyoruz ve bu sürecin her aşamasını titizlikle takip edeceğiz. 2021 yılında hedeflenen yüzde 5,8'lik büyüme ile birlikte iktisadi faaliyetteki hızlı toparlanma ve bunun sonucunda işgücüne katılım ve istihdam oranlarında iyileşme kaydedilmesini öngörmekteyiz” dedi.

KİMSE İŞİZ KALMAYACAK

İstihdama yönelik olarak iktisadi güven ortamının güçlenmesi sonucunda ertelenmiş yatırımların hayata geçirilmesi ve üretimdeki artışla birlikte, istihdam teşviklerinin etkili bir biçimde uygulanmaya devam edileceğini söyleyen Oktay, “Bunun yanı sıra, beceri envanterinin çıkarılması, iş-beceri uyumunun artırılması, mesleki eğitim programlarının beceri temelli olarak güncellenmesi, dijitalleşmeye uyumun hızlandırılması, etkin kariyer danışmanlığı ve aktif işgücü programlarının hedef odaklı uygulanması gibi işgücü piyasasına yönelik yapısal adımlar atacağız. Bu çerçevede, 2021 yılında 2020 yılına göre istihdamın 1 milyon 598 bin kişi artması ve işsizlik oranının yüzde 12,9'a gerilemesi beklenmektedir” ifadelerini kaydetti. (İHA)