Meme dokusunun kanserli dokuya dönüşmesini anlatırken de kanserli hücrelerin birer birer değil geometrik dizin ile arttığını bunun Bursa’daki en etkili örneğinin Doğanbey TOKİ konutları olduğunu vurgularken tıp ile siyaseti akraba yapıverdi.

Ceyhun Hoca ile ' abi kardeş' hukukumuz siyasetten değil o günlerden gelmektedir.

Yani ortak paydamız siyaset değil, Çağdaş, Demokrat, Sosyal Adalet ile yönetilen bir ülke ile Allah’ın her türlü nimeti verdiği Bursa'ya sadece dokundurmamaktır. Aslında bu değerlere itiraz edecek birinin ahlak terazisinin ibresinde sıkıntı vardır.

ANNEMİ BİLE 9 AYDIR GÖREMEDİM

Damat vekil oldu biz onu Ankara'ya gönderdik. Klasik vekiller gibi üç gün orda dört gün burada, ara sıra görüşürüz sanıyordum ama kara kayıplara karıştı diye hayıflanırken, Mudanya Kent Konseyi'nin organize ettiği meme kanseri üzerine bir panele konuşmacı olarak katılacağı haberi gelince soluğu orada aldım.
Toplantıdan önce sohbet ettik. İlk olarak “yüzünü gören cennetlik” diye çemkireyim dedim. Abi " Dokuz ay içinde iki kez görüştük ya" deyiverdi. "Senden ötürü yetiyorsa benden ötürü de sıkıntı yoktur" diye pasif bir gider yaptım. Yüzüme baktı "Abi ya annemi dokuz aydır göremedim yanına gidemedim" deyince yelkenleri suya indirdim.
GÜNDE 2 BİN MESAJ
Yurt dışında seçildiği görevini biliyordum. Bir de TBMM'nin Sağlık ve Eğitim Komisyonunda üye olduğunu da biliyordum. Son dönemin özelliği onu öyle bir cendereye sokmuş ki; Ceyhun Vekilin telefonu bile isyanlara kalkmış.

FETÖ şüphelisi olarak 200 binin üzerinde görevlinin işine son verilmiş bunun 60 binden fazlası sağlık ve eğitimdenmiş. Bu sınıfta olan Ak Partilisi, örtüsülü, örtüsüzü, dindarı, sağcısı, solcusu öğrenciler ondan medet beklemişler. O da her bir baş vuruyu titizlikle inceleyip Bakanlığa gönderip, sonuç aldığını bana gelen mesajlardan gösterdi. Mesaj derken günde 2 binleri bulan mesajlardan bahsediyorum. Ve de ardından içinde dualar olan teşekkürler olan dönüş mesajlarından...

Doğu'ya bahar neden gelmez


Bursa'ya gelmeden önce Güneydoğu'da üç ili kapsayan bir ziyaret yaptığını gördüklerini ve yaşadıklarını anlatırken, oralara bu yıl hiç bahar gelmediğini anladım.

Son bir yılda ülkede yaşananları hiç düşündün mü dedi?

"O kadar hızlı gündem değişiyor ki; düşünmeye fırsat bile kalmıyor" dedim. "Bir yılda yaşadığımızı bir çok ülke yüz yılda yaşamaz" dedi.
Bir yılda iki seçim, iki Başbakan, üç hükümet, iki darbe girişimi, onlarca operasyon, üç milyonun üzerinde sığınmacı ve güneydoğu sınırında iki ülke ile sıcak temas, dolar patlaması, ekonomi çatlaması da cabası...
Gerçekten de bunların cümlesini Emin Oktay'ın tarih kitabında bir asır boyunca okumadık.

“Sen nasılsın?” dedim.

"Bir söz verdim onları uygulamak için gecemi gündüzüme takarak çalışıyorum" dedi. Evimi taşımadım. Gecemi gündüze katıyorum. İş yaşamımı vekillik döneminde durdurdum ve ön gördüğüm dönem sonrasında vekil olmayacağım ama halkım ve ideallerim için çalışmayı sürdüreceğim dedi.

Bu arada hanımların salonda beklediğini söylenince sohbete ara verdik ve Montania’nın salonuna girdik.

Mudanya’da aynı günde iki farklı yerde etkinlik doğru olmamış ve katılım azlığına üzüldüm. Belediye’nin Uğur Mumcu’da programlanmış ve basın yoluyla duyurulmuş çalıştayı varken bu toplantı biraz ve yanlış zorlama olmuş.

HADİ LAN ORDAN EZİK KANSER

Bunu Ceyhun Hoca için demiyorum. Onun bilgilendirme toplantılarına katılanlar bilir. İnanılmaz bir şova dönüşür ve adını anarken tüh tüh dediğimiz ve ürktüğümüz kanser hakkında “erken tanı konma şartıyla” sohbet bitiminde “Hadi len ordan ezik kanser” diye konuşmaya başlıyorsunuz. Böyle bir etkinliği kaçıran Mudanyalılar adına üzüldüm.

MEME DEDIĞIN NEDIR KI!!!

Önce memenin ne olduğunu anlatırken, aslında çocuklar için yağdan oluşmuş süt bezi kesesi olduğunu ama babaların daha çok ilgilendiği bir obje olduğunu belirtti. Her kadının günde bir kez kendi kendine meme kontrolü yapabileceğini ve yine babaların daha çok haşır neşir olmasının niyetten ötürü sonuca yararının olmadığının altını çizdi.

Bütün salon gülücükler eşliğinde bunları dinlerken nasıl kontroller yapabileceklerini de öğrenmiş oldular.

İddia ediyorum ki en ünlü talk şovcular Ceyhun Hoca’nın eline su dökemez. Hem de kanseri anlatırken güldürmeyi bilmesini becerecek adam göremiyorum. Tabi sürekli uyguladığı gibi üzerimden yaptığı iğneli göndermeleri keyif ve mutlulukla dinledim.

Meme dokusunun kanserli dokuya dönüşmesini anlatırken de kanserli hücrelerin birer birer değil geometrik dizin ile arttığını bunun Bursa’daki en etkili örneğinin Doğanbey TOKİ konutları olduğunu vurgularken tıp ile siyaseti akraba yapıverdi.

Kanser, meme için ne ise Bursa için de Doğanbey TOKİ konutları O’dur diye doktor raporunu verdi.

İktidarın doğru adımlarına sözümüz yok

"Ama iktidarın hakkını yemiyor musunuz? Sağlıkta çok ciddi adımlar attılar dedim. Evrakı kaldırdılar. Randevu ve ilaç sorunu bitti" dedim.

Bak abi dedi. Bilirsin bende doğruya doğrudur. İlk dönemlerinde teknoloji de kullanarak ciddi adımlar atıldı. Kuyruklar kalktı ve tam zamanlı doktorluk hizmetleri yürürlüğe girdi. Özel hastaneler küçük katılım payları ile hasta kabulü yapmaya başladı. Sağlık hizmetlerinde kurumsal farklılıklar kalktı.  Ama son yıllarda sağlık sorunun özellikle dar gelirliyi ahtapot gibi sardığını ve sürecin nereye gideceğinin belli olmadığını, sağlıkta nitelikli iş gücünün özele kaçtığını, devlet hastanelerinde ameliyatların durduğunu üzüntüyle takip ettiğini belirtti.

Program bitiminde uğurlarken "Bursa’yı hep sevdim ve sevmeye devam edeceğim. Fazla görünemiyorsam inanın çok çalışıyorum bunu ihmale bağlamayın ve beni takip etmeye devam edin" dedi.