Dünya Gıda Güvenliği Günü’nün bu yılki temasının ise ‘Gıda Güvenliği, Herkesin Sorumluluğu’ olduğunu kaydeden Sarıbal, “Elbette gıda güvenliği herkesin sorumluluğundadır. Temiz ve sağlıklı gıdaya ulaşmak için herkesin üzerine düşeni yapması gerekir. Ancak bu konuda da en büyük görev devletlerin hükümetlerine düşmektedir. Hükümetlerin vatandaşın temiz ve güvenilir gıdaya ulaşmasını sağlaması gerekir” diye konuştu.

TEMEL İNSAN HAKKI

Huzurevinde yeni yıl kutlandı Huzurevinde yeni yıl kutlandı

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, dünyada her yıl ortalama 600 milyon kişide kimyasallar, bakteri, virüs, parazit ve toksin gibi maddelerle bulaşan gıdaların tüketilmesi sonucunda zehirlenmeler yaşandığını ve yeryüzündeki her 10 kişiden birisinin hastalandığını anımsatan Sarıbal, “Gıda hakkı en temel insan hakkıdır. Her insan güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya erişebilmelidir. Bu bir insanın en temel ve devredilemez hakkıdır. Bunu sağlayacak olan da devletler ve onların hükümetleridir. Bir toplumdaki bireysel çabalarla bunun sağlanması mümkün değildir” görüşünü dile getirdi.

KALICI HASAR

BM verilerine göre, dünyada 821 milyon kişinin kronik açlık yaşadığını ve temiz suya ulaşamadığını hatırlatan Sarıbal, şunları kaydetti: “Dünyada her 9 kişiden biri aç ve temiz su bulamıyor. Yetersiz beslenme özellikle çocuklarda kalıcı hasarlara neden oluyor ve her yıl yüz binlerce insan temiz su ve gıda bulamadığı için hayatını kaybediyor. Bizim ülkemizde de maalesef durum farklı değil. Tüketici Hakları Derneği’nin (THD) 2018 raporunda 16 milyondan fazla insanımızın yeterli beslenemediğini ve açlık çektiğini ortaya koydu. Hükümetler vatandaşının temiz, sağlıklı ve besleyici gıdaya ulaşmasını sağlamakla yükümlüdür. Gıda egemenliği olmayan bir ülkenin gıda güvenliğini, yani vatandaşına temiz, sağlıklı, besleyici gıda sağlaması mümkün değildir. Son yıllarda ithal edilen hayvanlarda görülen hastalıklar bunun en somut kanıtıdır. Ülke gıda güvenliğimiz riske sokulmuştur.”