Devekuşu Kabare’nin izlemediğim oyunu yoktur. Bütün oyun senaryoları inanılmaz bir zekâ ürünüdür. Beyoğlu Beyoğlu, Yasaklar, Reklamlar, Haneler, Aşk Olsun, Deliler ve Haneler Haldun Taner’in elinde dönem eleştirisi yapan muhteşem tiyatro eserlerine dönüşmüştür.

Malzeme güzel olunca da Zeki Alasya, Metin Akpınar, Ahmet Gülhan gibi üç dev oyuncunun katkılarıyla Devekuşu Kabare efsanesi başlangıcından bitişine kadar kapalı gişe oynanan bir serüvene dönüşmüştür.

Devekuşu Kabare aynı zamanda okuldur. Bursa’ya geldiğinde zor bilet bulduğumuz o oyunları bugün Youtube’den izleyenler o günün genç oyuncularını bugünün ustaları olarak görüp alkışlıyorlar. Laf aramızda hâlâ sık sık tekrarlarını izleyerek mizah damarımı besliyorum.

Zeki Alasya yanılmıyorsam siyasete girip becerememişti. Buna karşın Metin Akpınar aktif siyaset yapmazdı ama katıldığı her platformda düşüncelerini ve dönem eleştirilerini yapmaktan çekinmezdi. Bunun yanında bir dönem müteahhitlik yapmış, son dönemde de gıda perakende sektörüne yatırımcı olarak girip, çıkarken büyük kazançlar elde etmişti.

Metin Akpınar bir doktor kadar tıp bilgisi olan, bilişime yatkın, entelektüel birikimi olan, güzel sesli ve çok zeki bir insandır.

Bence Metin Akpınar, Recep Tayyip Erdoğan’ı nasıl ve ne kadar eleştirirse eleştirsin kızdıramazdı. Çünkü Metin Akpınar naif ve zarif üslubunu bozmadan hedefini tutturacak kadar zeki bir insandır. Bunu da en iyi bilenlerden birinin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olduğunu düşünüyorum.

O gece yanlış olan Metin Akpınar değil mekandı!

Ben sırf o var diye programı izlemeye başladım ama beş dakika sabredemedim ve kanalı değiştirirken, eşime bunlar Metin Akpınar’a tuzak kurdular ve canını acıtacaklar dedim.

Bunlar dediğim kendilerini Kafdağı’nın tepesinde gören gerdan kıvırıp önceden hazırladıkları replikleri karşılıklı söyleyen ve kendi sözlerine kendileri gülenlerdi.

Ben muhabirlik, artistlik, programcılık döneminde topluma zerre kadar faydası olmayan ama sektörler tarafından pompalanarak melek rolü verilen ve bu rolü müthiş oynayıp sadece para kazanan başka birini tanımadım. Şantaj ve tehdit onun en büyük silahıdır.

Bilenler bilir. Bir zamanlar kanatlı et sektörü krizde diye parasız reklam desteği veriyorum diye ortaya çıkıp, kendi ırkının etlerini yiyen kanatlıları kutsayıp, kuş gribine karşı köylerdeki serbest kümes hayvanlarının katline ferman çıkaranların borazanı olmuştu.

Ama bugün değerli olan gezen tavuk değil mi?

Ötekisi ise eğlence dünyasına Darbükatör Bayram tiplemesi ile girmiş ve ün yapmış, filmlerde esas oğlana abi diyen yancı kardeş tipinden başka mahareti olmayan sıradan bir oyuncudur.

Unutmadan meraklısı bedava okul açtım ve tiyatro eğitimi veriyorum masalını alemde araştırsın bakalım önüne neler çıktığını gördüğünde aklı başında kalacak mı?

En basitinden Bursa’da Nilüfer’in en güzel caddesinde korku şatosu gibi onlarca yıl boş duran MGSM’nin öyküsünü bir araştırın.

Bunlar itibarı kayığa yüklenince eski programı mezardan çıkarıp, abuk sabuk bir hakaret programına çevirdiler. Onları dinlerken göreceksiniz ki; sadece AK Parti’ye saldırmazlar. Onlar ve iki üç yancısı dışında herkes kötüdür.

Niyetlerini anlayıp, onlara salon vermeyen Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz kötüdür. Nilüfer’de salon vermeyen Plaza 16 kötüdür ve ekranlardan bel altı hakaret ederler.

İşte Metin Akpınar gibi akıllı, zeki, tecrübeli, kamil bir insanı bile tuzağa düşürdüklerine göre izleyenleri hayda hayda düşürürler.

Metin Akpınar’ın büyük sanatçılığı tartışılmaz ona müsvedde demek kimsenin haddi değildir. Metin Akpınar da düştüğü tuzağı fark etmeli ve söylemlerini sulandırıp basit bir tiyatro oyunu repliklerine çevirenlere karşı dikkatli olmalıdır.

Bu dünyada herkes hata yapar, en çok çalışan, en çok hata yapar ama yanlışı sadece birileri yapar.

Cumhurbaşkanımızın 80’lere gelmiş, aşla, işle, para ile alakası bitmiş ama ülkesini gerçekten çok sevdiğine inandığım ve ülkesinin sorunlarına duyarlı olan bir Metin Akpınar’ın gönlünü almasını diliyorum.