Osman GÜRÇAY

Rotary 2440. Bölge Federasyonu,  2016-2017 çalışma döneminde yoğunlaştığı Cumhuriyet Kazanımları etkinlikleri kapsamında, 26.ncı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u konuşmacı olarak dinledik. Çok yoğun bir katılımın olduğu toplantıda Federasyon Dönem Başkanı İsmail Rodoplu’ nun yaptığı hoş geldiniz konuşmasından sonra kürsüye çıkan Başbuğ, Cumhuriyet Kazanımları ana başlığında kuruluş öncesinden günümüze kadar olan süreci anlattı.

 KENDİNE GÜVEN MİLLETİNE İNANÇ

7/8 Temmuz 1919 günü sabaha karşı Mazhar Müfit Kansu’ya “ Zaferden sonra hükümet şeklimiz Cumhuriyet olacaktır” dediğinde henüz elinde ordusu bile olmayan bir komutanın kendine olan güveni, milletine olan inancı ile kesin zafer kazanacağını vurgulamak ve Cumhuriyeti kurmak için Atatürk olmak gerekir.

Zaferden sonra 1 Kasım 1922’ de saltanatın kaldırılması görüşmelerinde TBBM ‘de saltanat yanlısı olanlarda vardır. Hayatının en agresif konuşmasını yaptığı oturumda, saltanatın acilen kaldırılmasını isterken, Lozan’da tek temsil yetkisinin Türkiye Cumhuriyeti olmasını gerektiğini düşünmektedir. İtilaf Devletlerinin arzu ettiği gibi görüşme masasında birbirini ret eden iki başlı devlet görüntüsü vermek istememiştir.

DEMOKRASİ AHLAK REJİMİDİR

Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” derken de Cumhuriyetin demokrasi ile taçlanmasının özenle vurgulamıştır. İçinde demokrasi barındırmayan Cumhuriyetlerin yönetimleri bilinmektedir.

Devletlerin çöküşünün başlangıcında ahlak sorunu vardır. Osmanlı’nın çöküşünde de toplumsal, sosyal ve ticari ahlakın yozlaşması rol oynamıştır. Demokrasi ise ahlak erdemliğine dayanan bir rejimdir. Atatürk bunu “Cumhuriyet erdemli ve namuslu nesiller yetiştirir” sözü ile tanımlamıştır.

AYRIŞMA FAY HATLARINI DERİNLEŞTİRİR…

Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Değerli Tarihçi Halil İnalcık, birbirini dışlayan ve ret eden toplumların uzlaşma kültüründen uzaklaşarak aralarındaki fay hatlarını derinleştirmesinin devletleri çökerttiğini ve maalesef son zamanlarda ülkemizin bu kritik eşikte bulunduğunun altını çizmiştir. Uzlaşmadan başka çıkış yolu olmadığını herkesin kabul etmesi gerekmektedir vurgusunun temelinde yatan ilkeler, Atatürk’ün zihniyette medeniyet, aile hayatında medeniyet, yaşayış tarzında medeniyet anlayışının ancak eğitimle desteklenirse başarılı olacağı inancı ifade edilmiştir.

BUGÜN BİZE YARIN SİZE

Demokrasilerin vazgeçilmezi kuvvetler ayrılığı ilkeleri olan yasama, yürütme ve yargının dengesinin son yıllarda bozulduğuna dikkat çeken Başbuğ, 2004 den itibaren yargının terazisinin saptığını ifade etti. Yargının aldığı darbelerle evrensel hukuk ilkelerinin bitirildiğini ve 17/25 Aralık sürecinden itibaren de darbeye çanak tuttuğunu söyledi. Aktif Komutanlık döneminde bir konferansında FETÖ ‘ye karşı uyarı yapmasının sonucunda TSK nın hedef olduğunu ve kurgulanmış senaryo davalarla başlayan süreçte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı “Bu gün bize yapılanlar yarın size yapılacaktır” diyeuyardığını karşılığında da “Komutanım bu konuyu çok abartıyorsunuz” yanıtını aldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı FETÖ ile mücadelede yalnız bırakılmıştır

Ama 17/25 Aralık sürecinden sonra da Cumhurbaşkanının bu yapı ile tek başına mücadele verirken bazen yalnız bırakıldığını söylemeliyim dedi ve son dönemde yargının temeline oturtulma çalışmasını mutlulukla görüyorum. HSYK nın bu süreçte aldığı bütün kararlarını destekliyorum ve doğru buluyorum dedi.

TSK’YA KUMPASLARA BUSH DAMGASI…

Çeşitli çakma davalarla kurulan kumpasların adresi ve üst aklı  Bush dönemindeki CİA dır derken bir anlamda FETÖ’nün de CIA nın kurguladığı ihanet şebekesi olduğunu söyledi. Sürecin bittiğini düşünmenin saf dillik olacağını ifade eden Başbuğ, Askeri Hastaneler ile Askeri Okullar ve Akademiler konusunda alınan kararların aceleye getirildiğini bunun mahsurlarının 20-30 sene sonra ortaya çıktığında çözümün olamayacağı uyarısını yaptı.

FETÖ’den sadece TSK ve Kurumlarının değil, devletin bütün organlarının etkilendiğinin söylerken çözüm kurumları kapatmak değil, doğru teşhislerle korumaktır dedi.

SORULMAYAN SORULAR…

İlker Başbuğ’un ana başlıklar altında konuşmasının satır başlarını ifade ettim ama nezaketen soramadığım birkaç sorum oldu.

Mesela, Madem 2004’ den itibaren Yargının olmadığını ifade ediyorsunuz. Başta emeklilerinizi sonra görev başındaki subaylarınızı bu çeteye teslim ettiniz?

Mesela; FETÖ Savcıları, belki de içinde ne olduğundan daha önemli bir algısı olan Kozmik Odanızı isterlerken hükümete beni görevden almadan bu odaya giremezsiniz demediniz?

Mesela; TSK nın kendine özel yasası, sınavları ve denetlemeleri  varken, bu çetenin içinizde bu kadar büyümesine nasıl izin verdiniz ve uyaran subayları dikkate almadınız?

Her şeye rağmen Cumhuriyet üzerine genel ve güzel bir konferans dinledik. Konuşmacı bir siyasetçi değil asker olduğundan renkli bir sunum değildi ama Cumhuriyet kazanımlarının dile gelmesi adına mutluluk vericiydi.

Roteryenler 28 Ekim’de de Podyum Davet’ te Cumhuriyet Balosu veriyorlar. Onun da bu geceki gibi dopdolu geçeceğini zannediyorum.