ÖZKAN YILDIRIM

-Öncelikle Sayın Vekilim bizleri, ekibimizi uzun bir aradan sonra tekrardan eczanenizde konuk  edip ağırlamış olmanızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Pandemi süreci öncesinden bugüne elbette bayağı bir uzun süre geçti birçok şey değişti, kısa bir değerlendirme ile isterseniz röportajımıza başlayalım.

GEÇİM DERDİ ANA GÜNDEM
2018 Haziran ayında yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen sisteminde öncesinde 2017-16 Nisan referandumu ile başladı her şey. Demokrasi tarihine baktığınızda 1283 Magna Carta’ya kadar geri gittiğinizde evet monarşiler var, padişahlık var, krallık var ama onlar da dahi sembolik ve yönetim şekli asıl parlamento. Milletin seçtiği yetkiyi halkından alan ve denetlenebilen ve bu denetleme ile de hesap verebilen hesap verebilirliğin sonucunda da yüce divan yargısı, istifa ve gensoru mekanizmaları, kaldırıldı. Sizlerin de takip ettiğiniz üzere geçim derdi en büyük dert oldu ve de olmaya devam ediyor.

Türkiye’de seçmen sandığa giderken veya tercih yaparken, kendi yaşadığı durumu, ülkenin ve gelir durumunu, ailesinin yakın çevresinin refah durumuna bakmıyor. İşte II. Dünya Savaşı'nda dedesinin ambarlarındaki buğdaylara İnönü el koymuş, dedesinin vasiyeti varmış, o yüzden CHP’ye vermezmiş arkadaş bunu anlatıyorsunuz doğru ama Hitler'in kapımıza kadar geldiğini Yunanistan'dan Edirne sınıra kadar dayandığını bütün dünyada 150 milyon kişinin  öldüğünü Avrupa'da milletin yerle bir ettiğini ama senin burnunun bile kanamadığını söylemiyorsunuz. Tabii ki savaş olunca sen ambarındaki buğdayını da mısırını da vereceksin ama dedesinin vasiyeti varmış. Bunları yapamazmış, bunun mutlaka değişmesi lazım.

-Uzun zamandan beri  sizinle bir röportaj yapmak için zamanınızın müsait olmasını bekledik, kolladık  vekilim ama bulamadık.Birkaç gün buradasınız birkaç gün Ankara'da daha sonra başka şehirlerde de olabiliyorsunuz.Yoğun bir tempo neticesinde meclisin tatile girmesiyle sizi yakalayabildik.

2015 HAZİRAN’INDAN BERİ AYNI TEMPODA DEVAM

-Salı sabahı gidip genelde perşembe geceleri, cuma sabah dönüp 3 gün orada 4 gün burada 2015 Haziran’ından beri 7/24 bu tempoda gidiyoruz. Adeta bir yatılı okul hayatı yaşıyoruz. Neden? derseniz. Evet biz parlamenteriz ve öncelikle işimiz. Tabii ki parlamento yasama faaliyetleri ancak bizi de parlamentoya gönderen Ankara'ya gönderen neticede Bursa halkı. Bursa'nın yerel dinamikleri burayı da bırakmamız gerekiyor niye bırakmamamız gerekiyor? Çünkü burada da insanların sıkıntısı var burada da insanlar ülkenin içinde olduğu durum gibi ağır şekilde yaşıyor. Yaşıyor ve çözüm önerisi bekliyor ve bunu da gerektiği şekilde öğrenebilmemiz için sahada olmamız onları dinlememiz gerekiyor. Onlardan aldıklarımızı taşımamız gerekiyor çözüm üretmemiz gerekiyor ki; Bunu KYK’da gördük.

KYK İLE İLGİLİ İLK ARAŞTIRMA ÖNERGESİNİ 2018’DE BEN VERDİM

KYK ile ilgili ilk araştırma önergesini 2018 yılında ben vermiştim. Kredi Yurtlar Kurumu'ndan alınan kredilerin faizinin silinmesi ile ilgili ve çok ilginç bir anekdot da var. Araştırma önergesini verdim konuşma bitti bütün partiler konuştu bir AKP milletvekili geldi yanıma AKP grup başkan vekiline, vekilim çok doğru söylüyor. Benim oğlan da üniversiteyi bitirdi iş bulamadı bizim eve de icra yazısı geldi dedi. Ben 1997 yılında üniversiteden mezun oldum. Biz de aldık bu tür kredileri o zamanlar aldığımız para gayet iyi de bir paraydı. Üniversite bitti 1 yıl sonra Ankara'ya gittiğimde 3 yılda ödeyecektik normalde faizsiz. Gittim bir seferde ödedim örnek veriyorum bin lira aldıysanız üniversite bitmiş 2 yıl sonra bin lira olarak yer ödedik. Enflasyonun da olduğu bir dönemdi. Hiç sıkıntı olmamıştı benim için ama şimdi 20 bin lira para verip sonra 100 bin lira para istiyorsunuz. Bu çocuk daha işe girmemiş. Ailesinin durumu olsa zaten kredi almazlardı.

-  Sayın vekilim bir bayan okuyucumuzdan altılı masa ile ilgili bir soru gelmiş. Nasıl gidiyor acaba oradaki çalışmalar mahiyetinde?

ESKİDEN SEVGİ, SAYGI, HOŞGÖRÜ İKLİMİ HAKİMDİ

-Türkiye'de son 20 yılda o kadar kutuplaşmanın yapıldığı insanların dininden, memleketinden, mezhebinden, inancından, konuşmasından, ırkına kadar ayrıştırıldığı birbirine adeta düşman edildi. Bizim yaşımızda 50'ye geldi yıllardır tanıdığımız insanların ne mezhebini bilirdik ne ırkını bilirdik, sadece memleketini bilirdik. Karadenizliyim, Doğuluyum batılıyım, Antalyalıyım onun üzerinden giderdik ama son 20 yılda öyle bir yere geldi ki gerçekten insanlar Allah göstermesin ufacık bir karışıklıkta sıkıntılar yaşanabilecek duruma geldi. Neden, vay efendim dini böyleymiş mezhebi şuymuş, kim doğarken mezhebini, dilini, dinini, ırkını seçebiliyor. Hepimiz Allah’ın kullarıyız dünyaya getirdiği insanlarız. Şimdi bunun üzerine siyaset yapmak o kadar ayrımcı bir yere getirdi ki ülkeyi. İşte bu 6’lı masa aslında bunun böyle olmadığını gösteren en büyük örnek. 6 tane farklı siyasi görüş, farklı inançlardan, farklı farklı Parti programı olan farklı ideolojileri olan ama hepsinin aynı masada oturmuş olduğu bir fotoğraf. Türkiye’nin ihtiyacı olan bir fotoğraf. 90'lı yılları hatırlayın. Ecevit bir yerde otururdu, Demirel bir yerde otururdu. İnönü bir yerde oturur, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Erbakan, Türkeş bir yerde otururdu ve televizyonda saatlerce tartışma yapardı ve bunlar keyifle izlenirdi. Her biri birbirine karşı ağır eleştirilerde bulunmasına rağmen nezaketli bir şekilde davranırlardı. Toplumun aslında farklı katmanlarının kesimlerinin birbiriyle diyaloğun olabileceğini çok iyi gösterdiler. Geldiğimiz noktada sadece fikrini söyledi diye sadece senin gibi düşünmedi diye aile içerisinde bile çocuğunuz sizden farklı düşünebilir. Hoşgörü ikliminin tekrar geriye gelebilmesi içinde aslında altılı masa çok önemli.

-Sayın vekilim bir okuyucumuzda erken seçim mi yoksa normal zamanın da yapılacak bir seçimi olası görüyor diye size soruyor?

KASIMDA ERKEN SEÇİM İHTİMALİNİ DÜŞÜK GÖRÜYORUM

-Bu kasımda olma ihtimalini çok düşük görüyorum. Niye siyasi iktidarın seçime girmeden önce yapmak istediği isteyeceği şeyler var. Birçok konuda da bizim daha önceleri söylemiş olduğumuz konular üzerine çalışmalar yapmaya başladılar, halkın içinde gezerken insanlardan duyduklarımızı dertlerini sıkıntılarını biz bu çözüm önerini onları dinleyerek alıyoruz. Bayramda çift ikramiye, taşeron yasası, Muhtar maaşı, 3600 ek gösterge, Kredi Yurtlar Kurumu  faizlerinin silinmesi daha birçok yine eyt  Ekim'de meclis açıldığı gibi çıkacak gibi gözüküyor. Neticede biz dünyada iktidar olmadan vaatlerini hayata geçiren ilk partiyiz.2015 seçiminden beri bu böyle. Ama bunlar ne derse desinler ne yaparsa yapsınlar halkımız tabii ki alacak haklarını neticede kendi vermiş olduğu vergilerden alıyorlar, kimse cebinden bir şey ya da hak vermiyor.

BURSA 10 VERİYOR, 1 ALIYOR

-Bursa'nın hak ettiği yatırımları alıp alamaması ile ilgili?

- Bursa bir sanayi şehri. Sanayide Türkiye'nin 3. büyük şehri, üretim şehri, ihracat şehri ve hepsini topladığınızda Devlete en çok vergi veren ilk üç şehirden biri. Yani 1 alıyor 10 veriyor. Üretimle, sanayisiyle,  işçisiyle, memuruyla bunları yapıyor. Ama merkezi hükümetten asla hak ettiğini alamıyor.2012 yılında hızlı trenin temeli atıldı biliyorsunuz,2016'da açılışı  yapılacaktı şimdi geçen ay Ulaştırma Bakanı Bilecik’teydi tünelin  bir tanesinin ışığı görülmüş. Ve 2024 yılında açılacak deniliyor.2012 yıldan beri büyük hedef saptıran iktidarın 2024 sonunda da bunu yapabileceği bu enflasyonlu bu kurun arttığı maliyetlerin bu kadar arttığı dönemde 2024 yılında açılacak denilmesi pek inandırıcı değil. Yine kuzeye giden T-2 hattını biliyorsunuz. Onunda temeli yıllar önce  atıldı. Açıldı ama ondanda çok şikayet geliyor. Şehir Hastanesi metrosu da hala daha başlamadı. Millet bunları 110-120 yıl öncesinde yaptı. Batılı devletler 1890'da,1900'lü yılların başında yer altından şehirleri ördü bağladı. Siz 2020’lerde yerin üstünden projeleri bitiremiyorsunuz ve o Yalova yolu esnafı Doğu Yakası, Batı Yakası boğazın iki yakası gibi ayrıldı. İnsanlar orada çalışıyordu karşılığında hayatlarını  idame ettiriyorlardı.

-Peki sizce altılı masa ortak aday mı çıkartacak, yoksa herkes kendi adayını mı çıkartacak seçimlerde sayın vekilim?

GENEL BAŞKANIMIZIN HER ZAMAN YANINDAYIZ!

-Ortak aday çıkar diye düşünüyoruz. Siyasette gerçi  24 saatte  her şey olabilir ama bugün gördüğümüz 6'lı masanın ülkeyi yönetecek 13.Cumhurbaşkanını  ilan edeceği yönünde. Tabii ki biz bir Partili olarak Cumhuriyet Halk Partili olarak genel başkanımızın aday olmasını isteriz. Şu anda ülkenin en çok ihtiyacı olan dürüstlük o kadar bir değerli haline geldi ki aslında herkes de olması gerekiyor ama şu an çok az bulunan bir element gibi oldu. Nadir bulunan elementmiş gibi oldu. Bu anlamda da genel başkanımızın 30 yıla yakın devlet tecrübesi bir tane çöpünü bulsalardı milyon defa manşet atarlardı. Her şey ellerinde e-devlet ellerinde zaten bulurlardı onun yanında 20 yıllık parlamento tecrübesi. Baktığınızda devlette 50 yıla yakın bir tecrübesi var. Yaşanılanları zaten milletimiz artık çok net bir şekilde görüyor. Çözüm ne? Çözüm sandık. Kasımda olursa 5 ay, haziranda olursa 10 ay hiç fark etmez millet gelsin demokrasilerde görüyoruz İngiltere başbakanı istifa etti, İtalya başbakanı, Fransa'da yine aynı İsrail'de değişim oldu. Birçok ülkede sandıklar bu baskıcı otoriter iktidarları gönderdi. Vatandaş bu kadar sıkıntı bu kadar sıkıntı gelsin artık kendi eliyle çözsün. Daha da fazla sıkıntı olmaması için kendisi çözsün.

 

 

 

 

Şampiyon sporculardan Başkan Aktaş’a ziyaret Şampiyon sporculardan Başkan Aktaş’a ziyaret