Almanya'da yaşayan U.K., birlikte olduğu R.S. ve 11 aylık çocukları Nazar'la birlikte Ağustos ayında Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesine geldi. Çift burada yaklaşık 1 ay U.K.'nin annesi H.K.'nin evinde kaldı. Ancak daha sonra U.K., Nazar'ı da alıp, kayıplara karıştı. R.S.’de Mustafakemalpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne giderek, şikayetçi oldu. R.S., ifadesinde, "Türkiye'ye evlenmeye geldik ama burada yaşayamayacağımı anlayınca, gitmek istediğimi söyledim. Çarşıda gezerken tuvalete gittim, U., çocuğumu alarak kayıplara karıştı" dedi.

A UYUŞTURUCU KULLANDIĞI İÇİN ALMANYA'DAN KAÇTI

Olayın ardından Almanya'ya dönen R.S., sosyal medya hesaplarından ağlayarak yayınladığı videosunda, Nazar'ın bulunması için yardım istedi. Ülkesinde gündem olan anne,  çok sayıda Alman yayın organında haber oldu. 

U.K.'nin annesi H.K. ise  Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirine, yaptığı açıklamada, R.S.’nin Türkiye'ye tatile gelmediğini savunarak, "R., uyuşturucu bağımlısı, hatta satıcılıktan soruşturması da var. Bu nedenle Almanya Sosyal Hizmetler Kurumu, Nazar'ı annesinin elinden alacaktı. Bunun üzerine R. bana mesaj atarak, sosyal hizmetlerin her şeyi bildiğini belirtti. Daha sonra hiç parasının olmadığını, torunum Nazar'ın makarna yediğini, annesiyle de kavga ettiğini söyledi. Ama R.’nin uyuşturucu madde kullandığını, bu nedenle Türkiye'ye gelmek istediğini öğrendim. Daha sonra R. ile oğlum U., Türkiye'ye yerleşmek istediklerini söylediler. Yanımıza geldiler. İlk başlar iyi gidiyordu. İkinci hafta kriz geçirmeye başladı. Çocukla hiç ilgilenmiyordu, kavga çıkarıyordu, sürekli geziyordu" dedi.

HAMİLELİĞİ SIRASINDA BİLE UYUŞTURUCU KULLANMIŞ
R.S.’nin uyuşturucu bağımlısı olduğunu iddia eden H.K., "Yıllardır uyuşturucu kullanıyor. Bir yıldır oğlumla birlikte oturuyor. Hamileliği sırasında bile uyuşturucu kullanmış. Bunların hepsi doğumda çıkınca sosyal hizmetler olaya el koydu. Haftanın 3 günü R. ve torunum sosyal hizmetlerin gözetimi altındaydı" diye konuştu. 

U.K.'nin, kızıyla gittiği sabah R.'nın telefonla konuşmasını duyduğunu söyleyen H.K. şunları söyledi: "Oğlum R.’nin annesiyle konuştuğunu, saat 16.00 sıralarında annesinin tanıdıklarının R.’nin İstanbul'dan alacağını duymuş. Telefon konuşmasından sonra R. kendisinin ve Nazar'ın eşyalarını topladı. Oğlum R.’ye çok yalvardı. Almanya'ya döndüğü takdirde Nazar'a Sosyal Hizmetler Kurumu'nun el koyacağını söyledi. Ama R. bunu umursamadı. Bu sırada Almanya'dan bana para yatmıştı. Ben de onları çarşıya gönderdim, hem parayı çeksinler hem de gezsinler, biraz yumuşasınlar diye. Çarşıya çıktıktan sonra Umut beni arayarak R.’nin yumuşamadığını, kendisinin çocuğunu Almanya'ya göndermek istemediğini söyledi. Oğlumla R. tartışmışlar. Umut beni tekrar aradı ve torunumu bir günlüğüne evden uzaklaştırmamı istedi. Bunun üzerine ben de torunumla halama gittim. Daha sonra Umut geldi.  R.’nin fikrinden vazgeçmediğini, Almanya'ya dönmek istediğini, Türkiye'den nefret ettiğini, insanların iyi olmadığını söyledi. U., Nazar'ı da alarak evden ayrıldı."   

'TORUNUMUN ALMANYA'DA HİÇBİR GELECEĞİ YOK'

R.S.’nin yalan söylediğini öne süren H.K., "Yapılan haberler asılsız tek taraflı haberler. Bugüne kadar bize kimse, durum hakkında bir şey sormadı. Oğlum soy ağacını korumak zorunda. Bu nedenle avukatımıza vekalet verdik. Ben Türk vatandaşıyım, oğlum Türk vatandaşı. Torunum da Türk vatandaşı olacak. Türk adaletine güveniyoruz ve sığınıyoruz. Torunumun Almanya'da hiçbir geleceği yok. R. buraya gezmek için gelmedi. Sosyal Hizmetler Kurumu, R.’nin madde kullandığını biliyordu. Bana Sosyal Hizmetler Kurumu'nun her şeyi bildiğini, acilen Almanya'yı terk etmesi gerektiği yönünde mesaj attı. Temelli gelmenin zor olduğunu söylesem de Almanya'yı terk etmesi gerektiğini belirtti. Çünkü uyuşturucu satıcılığı da yaptı. Yani hem satıcılıktan hem de kullanıcılıktan davası var. Aslında R.S. buraya tatile gelmedi, temelli yerleşmek amacıyla geldi" dedi.  

Oğlunun Nazar'ın annesiyle Almanya'da iyi bir geleceğinin olduğunu düşünmediğini belirten H.K., torunlarının Türkiye'de daha iyi bir geleceği olduğunu ifade etti. 

'DAVA AÇTIĞIMIZI DUYUNCA TÜRKİYE'Yİ TERK ETTİ'

Nazar'ın velayetini alabilmek için dava açtıklarını belirten Avukat Figen Şahin Sarıbal da "Nazar, Türk bir babadan, Almanya'da, evlilik birliği dışında olmuş. Henüz Türk vatandaşlığını alamamış yaklaşık 10 aylık bir çocuğu, Alman vatandaşı olması ve velayetinin kendisinde olması sebebiyle annesi yurt dışına götürmek istemiş. Fakat babası da bazı nedenlerden dolayı, çocuğunun yurt dışına çıkmasını istememesinden dolayı, çocuğu annesinden uzaklaştırmış. Nazar bebeğin doğum belgesine U.’un ismi baba olarak geçilmiş. Ancak U.’un , Türk konsolosluğuna giderek, Nazar'ı kendi soyadına geçirmesi gerekiyordu. R. Alman vatandaşı olduğu için ve doğum sırasında bekar olduğuna dair belge olmamasından dolayı, ivedilikle babalığın tespiti davası açtık. Bu davada R.S.’nin Türkiye'de vermiş olduğu adrese tebligat yaptık. Bu tarihte R.S., Mustafakemalpaşa ilçesindeydi. Emniyet müdürlüğü tarafından kendisine Alman bir tercüman atanmıştı. Biz emniyeti aradık, davayı açtığımızı, dosyayı ve bu davadan R.S.’nin haberdar edilmesini, varsa avukatının tarafımıza ulaşmasını, şayet avukatı yoksa da kendisine atanmış bir tercümanla birlikte aile mahkemesine giderek, dava dilekçesi alması gerektiğini söyledik. Fakat R.S.’nin bunları yapmak yerine, davanın açıldığını öğrendikten bir hafta sonra Türkiye'yi terk etti. Tebliğgatlar, Türkiye'de karşı tarafı temsil eden bir avukatın olmaması nedeniyle tebliğ edilemedi. Bu yüzden davanın taraf teşkilinin sağlanabilmesi için dilekçemiz Almanca'ya tercüme edilecek. Daha sonra R.S.’nin Almanya'daki adresine tebliğ edilecek. Tebliğ yapıldıktan sonra da konsolosluk R.S.’nin doğum yaptığı tarihte bekar olduğuna dair resmi bir yazı aldıktan sonra bizim için artık Nazar tam anlamıyla Türk babadan olan Türk vatandaşı olacak" dedi. 

Bursa’da otomobiller alev topuna döndü Bursa’da otomobiller alev topuna döndü

'REBECCA'NIN UYUŞTURUCU KULLANDIĞI DELİLLERLE SABİT'

Nazar'ın Türk vatandaşı olmasının ardından velayetle ilgili dava açacaklarını belirten avukat Figen Şahin Sarıbal, " R.S.’nin Nazar'ın kaçırıldığını iddiasını yayınladığından beri sürekli uluslararası, ulusal basında ve sosyal medyada yüzlerce haber çıktı. R.S.’nin ağlayarak çocuğunun kaçırıldığı, Türk polis ve yetkililerinin kendisiyle ilgilenmediği şeklinde, ülkemizi zor duruma sokacak doğru olmayan birçok haber yapıldı. R.S.’nin uyuşturucu bağımlısı olduğu delillerle belli. R.S.’nin uyuşturucu bağımlısı olmasından kaynaklı çocuğunu emziremediği, anne sütü veremediği belgelerde mevcut. Ceza soruşturması geçirdiği belli. Bizim şu an tek korkumuz, Almanya yasalarına göre uyuşturucu maddesi annenin çocuğu elinden alınarak sosyal hizmetlere teslim ediliyor. Bu durumda sadece kayıtlarda baba olan U.’nun Nazar'ı kendi velayetine geçirmesi mümkün değil. Hızlı şekilde Nazar'ın Türk vatandaşlığının alınması gerekiyor" diye konuştu.

Velayet hususunun mahkemece değerlendirileceğini söyleyen avukat Sarıbal, "Eğer bizde kalırsa velayet, anne istediği zaman gelip görebilecek. Annede kalırsa, Türk olduğu için biz en azından Türk hukukundan doğan haklarımızı kadar kullanabileceğiz. Çünkü daha önce R.S., U.’un tartıştığı dönemde Alman hukukundan güç bularak, aylarca bebeği U.’ya göstermemiş. Şimdi aynı korkuyu tekrar yaşıyor U.. Çocuğunu kaybetmemek için, çocuğuna daha iyi bir gelecek vermek için, bir an önce vatandaşlığını kazandırıp, Türkiye'de Nazar'ı en iyi şekilde yetiştirmek istiyor" diye konuştu. (DHA)