Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ve diğer yetkililerin katılımıyla Hasdal'daki Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Merkezi'nde gerçekleştirilen Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

"SİSTEMİMİZ ASLINDA DÜNYAYA ÖRNEK BİR SİSTEM"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Yaptığımız çalışmalarda şunu gördük; olası bir deprem ya da başka bir durumda, İstanbul ya da İstanbul dışındaki 80 ilimiz için bu geçerlidir, yıllarca yaptığımız çalışma ve hazırlıkların aslında son derece ciddi bir hazırlık olduğunu, 28 çalışma grubuyla birlikte aslında ne kadar sağlıklı bir sistem kurduğumuzu burada bir kez daha görmüş olduk. Bizim bu sistemimiz aslında dünyaya örnek bir sistem. Bunu da başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, Avrupa Birliği de dahil dünyadaki en iyi entegre sistemlerden birisini kurmuş durumdayız. Dolayısıyla bu sistemin müdahale ile ilgili gereği şudur; herhangi bir afet, deprem olduğu anda sıfırıncı dakikaya hazırlıktır. Yani anlamı şu; buradan AFAD'dan düğmeye basıldığı anda bu 28 çalışma grubu anında harekete geçecektir hiçbir talimat beklemeden. Ne yapacağıyla ilgili herkes noktası, virgülüne kadar nerede, ne yapacak, nasıl yapacak hepsi çalışılmış, görevlendirilmiş, planlanmaları yapılmış, entegre sistemle ilgili bilişim alt yapısı da dahil bunlar kurulmuş. Çalışma grupları arasında da yine İstanbul Valiliğimiz, yine ilgili bakanlıklarımız ve AFAD başta olmak üzere şimdi telsiz sistemiyle haberleşme sisteminin de oluşturulduğu bir yapıdan bahsediyoruz" dedi.

Mudanya Belediye binasında test ve incelemeler başlatıldı Mudanya Belediye binasında test ve incelemeler başlatıldı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Afetin yönetimi bir şeyi affetmez, bilgi kirliliğini affetmez. Yani İstanbul'da tek bir vatandaşımızın burnu kanarsa, bilgi kirliliğinden dolayı tek bir vatandaşımızı kaybedecek olursak bilgi kirliliğini oluşturanları affetmeyiz. Yasal olarak affedemeyiz ve millet olarak da bunu affetmeyiz. Burada siyaset yapmıyoruz, burada insan hayatını konuşuyoruz, dolayısıyla bunun parçası olan, paydaşı olan herkes buradadır. Bütün şeffaflığıyla çalışılan, tartışılan, eksiklikleri giderilen bir çalışmadır. Buna toplanma alanları da dahildir. Açıkça söylüyorum bunu. Toplanma alanları ve barınma alanları da buna dahildir. Olmayan bir şeyi var gibi göstermek bizim ne etik ne ahlaki boyutta çalışma prensibimize asla ve asla uygun değildir. İnsan hayatı üzerinden siyaset yapanlara sesleniyorum, ben buradan bir kez daha. Seviyelerini koruyor olmaları gerekiyor. Burada söz konusu olan benim İstanbul'daki vatandaşımın hayatı ise bu hayat üzerinden hiç kimseye siyaset yaptırmayız." diye konuştu.

"BAŞKAN DA GELDİ AKŞAM BURADA BU ÇALIŞMALARIN İÇERİSİNDE BULUNDU"

Oktay, bu toplantıya tüm tarafları davet ettiklerini vurgulayarak, "Buna İstanbul Büyükşehir Belediyesi dahildir ve Başkan da geldi akşam burada bu çalışmaların içerisinde bulundu. Toplanma alanları dahil, çok ilginç bir şekilde sürekli gündeme geldiği için bu İstanbul'da bunu ifade ediyorum. Orada da bu çalışmaları gördük. Orada da kendisinin de olduğu bir ortamda bu açıklamayı birlikte yaptık. Sonrasında kanal kanal dolaşıp bu vardır/yoktur tartışmasına girmek kadar anlamsız bir şey olamaz." diye konuştu.

Dün ayrılırken herkese davetin yenilendiğini, "Sabah herkes burada olacak." denildiğini ifade eden Oktay, sonrasında sosyal medyada dolaşan başka şeylerin kabul edilemez olduğunu söyledi.

"SESTE BİR SIKINTI YAŞANDI VE MOBİL ARAMALARDA BİR SIKINTI YAŞANDI" 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bir gazetecinin "depremin ardından yaşanan iletişim sıkıntısını" sorması üzerine, şunları söyledi:

"Tüm alanlarla ilgili çalışma yaptık. Orada birkaç şeyi ayırmak gerekiyor, birincisi veri/data paylaşımında bir sıkıntı yaşanmadı, görüntü paylaşımında bir sıkıntı yaşanmadı, seste bir sıkıntı yaşandı ve mobil aramalarda bir sıkıntı yaşandı. Afetin yönetimiyle alakalı sorumlu olan birimler arasında, orada bir sıkıntımız olmadı. Yani orada bir iletişim sistemi yönetenler arasında var, şimdi bugün yaptığımız çalışmalarda onun daha da güçlendirilerek, daha da genişletilerek, tamamen ayrı bir sistem, her ihtimale karşı güçlendirmeyle alakalı kararlar aldık. Diğer boyutla alakalı da Turkcell, Vodafone, Avea ve Türk Telekom ile ilgili de çalıştık. Onların bize açıklamaları oldu ama onun ötesinde biz onlardan yoğun bir çalışma istedik, bazı görevler verdik. Burada yoğunluk olsa bile iletişimin ilk anda kesilmemesi ile ilgili neler yapılabileceğiyle alakalı da çözüm önerileriyle gelmiş durumdalar, 4 şirketin genel müdürü de buradalar. Orada bir eksikliğin olduğunu gördük, sadece açıklamalarla yetinmek istemedik, dolayısıyla o açıklamaları da kamuoyuna yaparak yetinmek istemedik, çözüme odaklandık."

"611 BİNA TALEBİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise, afet olduğu ilk andan itibaren Afet Yönetim Planı çerçevesinde bakanlığa bağlı birimlerden, 34 ilden sahada 270 personelin görev yaptığını kaydederek, "AFAD'a bildirilen hasarlı bina veya hasarlı bina talebine ilişkin olarak, şu an itibarıyla 611 bina talebiyle karşı karşıyayız. Bu talepleri sahadaki ekibimiz bugün akşam itibarıyla bitirmiş olacak. Hasar ön tespitlerini bugün akşam itibarıyla ilgililerine bildirmiş olacağız. 80 kamu binamızla ilgili inceleme yaptık. 55 okulumuz, 9 hastanemiz ve diğer kamu binalarında da tespit çalışmalarımızı yaptık. Yapmış olduğumuz tespit çalışmalarında da 55 okulun 14'ünde tespitlerin daha detaylı yapılmasına ilişkin arkadaşlarımız çalışıyorlar. Hafta sonu itibarıyla bu okullarımızdaki tespitler de tamamlanmış olacak. İnşallah bütün bize bildirilen binaların tespitlerini hızlı bir şekilde yapmak suretiyle vatandaşımıza hizmet etmiş olacağız." dedi.

"1 MİLYON 150 BİN KONUTUN DÖNÜŞÜMÜNÜ BAŞLATTIK"

Türkiye'de yılda 23 bin deprem meydana geldiğini, nüfusun yüzde 71'inin ve Türkiye topraklarının yüzde 66'sının deprem bölgelerinde yaşadığını aktaran Kurum, "Bugüne kadar 80 binin üzerinde canımızı kaybettik. 2002'den bugüne bu sektörde yapılması gereken, kentsel dönüşüm anlamında, üst yapı anlamında sosyal donatı anlamında birçok projeye imza attık ve atmaya da devam ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2012'de 'Bedeli ne olursa olsun dönüştüreceğiz.' dediği seferberlikle birlikte bugün 1 milyon 150 bin konutun dönüşümünü başlattık. TOKİ ile 850 bin bağımsız bölümü ürettik ve vatandaşlarımıza teslimlerini gerçekleştirdik. Yapı denetim kanunlarıyla deprem yönetmelikleriyle 35 milyon vatandaşımızın yaşamını güvence altına alacak süreçleri yine yaptık ve bu süreçler çerçevesinde depreme hazır bir şekilde girmeye gayret gösterdik. Açıkladığımız eylem planı çerçevesinde de dönüştürülmesi gereken acil öncelikli 1,5 milyon konutu da her yıl 300 binini dönüştürmek suretiyle 5 yıl içinde inşallah tamamlayacağız ve depreme daha hazır bir ülke olarak bu sürece devam edeceğiz. Eğer dün yaşanan depremde bu kadar az hasar gördüysek, kalp krizinden yaşamını yitiren bir vatandaşımız olduysa da bugüne kadar yaptığımız bu kararlı çalışmaların da etkisini gözardı etmemek gerekir." şeklinde konuştu. (DHA)