Özlem ATAÇ

Engelli olmak, özellikle son yıllarda toplum olarak farkındalığımızın arttığı bir konu olsa da engelli olarak doğmuş ya da sonradan engelli olan bireyler açısından hâlâ ciddi sıkıntılar ve sorunlar yaşanmakta. Onlar, bir yandan engelleriyle mücadele ederken bir yandan da toplumun kaba yaklaşımı ya da acıyan bakışlara da göğüs germek zorunda… Bir kaza sonucu omurilik felci olan Beyhan Erdoğan, kendi yaşadıklarını anlatarak engellilerin sesi oldu. Almanya’nın Berlin şehrinde büyüyen ve 1980 yılında Türkiye’ye gelen Beyhan Erdoğan, 18 Mart 1989’da bir trafik kazası sonucu omurilik felci olmuş. İki çocuk annesi olan Erdoğan, “Biz omurilik felçlileri kazadan sonraki hayatımızı ikinci hayatımız olarak görürüz. Omurilik yaralanmaları trafik kazalarında, omuriliğe darbe sonucu veya omuriliğe alınan darp sonucunda meydana gelir, omurga hangi bölgeden darp almışsa oradan aşağısı felç olur. En ağır engelli grubuna dahildir. Kısaca geçtikten sonra 18 Mart 1989’a dönelim, yaş 24, uzun süren tedaviler ve rehabilitasyonlardan sonra taburcu oluyorsunuz yeni bedeninizle ne yapacağınızı bilemiyorsunuz hayata adaptasyonu öğreniyorsunuz” diye konuştu. 

SOSYAL DEVLET DEĞİLİZ
“Tekrar var olduğunuzu ispat için insan içine çıkmayı hedefliyorsunuz” diyen Erdoğan, “İki çocuklu bir anne olarak asla pes etmemeyi hedefliyorsunuz ayrıca çocuklarınız için mecbursunuz. Tabii engelli bir yaşama adaptasyon sağlarken kendinize göre evin içinde değişikler yapıyorsunuz. Evin içinde yapılan fiziki değişikliklerde büyük hatalar ve harcamalar oluyor, oysaki devlet bizim gibi hastalarla çok uğraşıyor bizlerin nasıl yaşayabileceğini biliyor ama kaderimize terk ediyor. Deneme yanılma yöntemi ile biz engelliler doğruyu buluyoruz bu da israf demek. Oysaki gelişmiş ülkelerde bu böyle değil, sağlık kasası her şeyi karşılıyor ve nasıl bir fiziki değişiklik olması gerektiğini biliyor ona göre adaptasyon kolay oluyor. Bizler bırakın evin içinde hareket etmeyi, evden bile zor çıkıyoruz. İnsanların bize bakış açıları değişmiyor, nedeni de sosyal bir devlet olamayışımız” ifadelerini kullandı. 

ENGELLİLERİN HAKLARI
Engellilere yönelik yapılan bazı iyileştirmeler de olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: “Engellinin maaşı, evde bakım yasası gibi birçok olumlu örnek var, bunları da unutmamak gerek. Lakin engelli bireylerin bağımsız olması için ılımlı yardımların yapılması, bağımsız evinde veya iş yerinde kendi işini kendisinin yapması çok önemli, kendi kendine yapılan her iş engellinin özgüveninin geri kazanılması demek, özgüvenini kazanması sağlıklı birey olması demektir. Ayrıca engellenen insanlar olarak bu haklara sahibiz yasalar önünde, yasalar işlevini yapsa bizim dertlerimiz de azalır. Ayrıca engelliye yapmadığınız bütün fiziki değişiklikler devlete katlanarak masraf olarak yük oluyor. Biz engellenen vatandaşlar biliyoruz ki Türkiye’deki bütün insanların işi kolay değil ama aramızdaki fark onlar her şartta işlerini yapabiliyorlar. Engelli olmak başarıya engel değil, önemli olan fiziki düzenlemelerin her alanda yapılması…” 

Yalın çalışmalara büyük ödül Yalın çalışmalara büyük ödül

Beyhan ERDOĞAN