Çelenk sunulmasının ardından ikinci program Atatürk’ün İznik'e geldiğinde bir müddet dinlendiği Belediye Çay Bahçesi'nde devam etti.

Belediye Başkanı Osman Sargın, "Mustafa Kemal Atatürk, 15 Temmuz 1935 yılında  Yalova’ dan Bursa’ya giderken İznik’i ziyaret etmiş, 3 saate yakın bir süre İzniklilerle beraber olmuştur. O gün İznik tarihi bir gün yaşamış, İznik Halkı Ata’sını,  gururla, şevkle ve heyecanla bağrına basmıştır. Bizler de bugün, yine aynı şevkle, aynı heyecanla ve aynı sevgiyle aynı mekanda Ata’mızın maneviyatını karşılamakta, ilçemizde onun ayak izlerini taşımanın gururunu ve onurunu yaşamaktayız" dedi.    

Sargın, "Dört yıla yakın süren Milli Mücadele'de, konumu bakımından,işgalci devletlerin her türlü tuzağına, baskısına, zulmüne rağmen daha işin başında tavrını Ankara’ dan yana koyan; yörenin ilk Kuvayi Milliye güçlerini oluşturan, İznik Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile siyasi mücadeleye atılan, ilk meclise, Halil İbrahim Ağa’yı (Gürsoy) seçip gönderen, Yüzbaşı Hasan Tahsin Bey, Mülayim Hüseyin Avni bey (Demirel) gibi İstiklal Savaşı kahramanlarını yetiştiren, büyük Ata’nın kendi deyiminde belirttiği gibi İznik Cephesi ile düşmana kalkan olan, savaş  sonrasında, çağdaşlaşma  mücadelesine atılan Türk Ulusunun gerçekleştirdiği 'Devrimleri' destekleyen ve uygulayan,'Kılık Kıyafet Yasası’nın ilk gününden itibaren Ali Osman Ağa ( Akıncı), Hüseyin Avni Bey ( Oktay), Beyaz Hasan Efendi (Alp), tarafından fötr şapkaları ile İznik sokaklarına çıkarak kutlamalar yapan, her devrimin kabulünü Ankara’ ya  telgraf çekerek kutlayan ilçelerin başında gelen İznik’i ve İzniklileri, Barış döneminde de unutmayıp, kadirşinas kişiliğini göstermiştir" diye konuştu.

"Bugün bizler, Atatürk’ ün maddi ve manevi mirasına sahip çıkmakla yükümlü kişiler olarak çetin bir yolun yolcusuyuz" diye konuşmasını sürdüren Sargın, "Onun tüm vasıflarını, kardeşliğimizi pekiştirecek, aydınlık yarınlara umutla bakmamızı sağlayacak imkânlar olarak görmeliyiz. Ülkemizi, uygar, çağdaş düzeye taşıyacak ilkelerimiz ışığında, millet olarak, kurtuluş savaşımızdaki gibi dili, dini, rengi, etnik kökeni ne olursa olsun,  el ele, kol kola, yürek yüreğe yürümek zorundayız. Atamıza söz verdiğimiz gibi, onun en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyetine her zaman sahip çıkmalıyız" dedi.