Erkan ŞEN
Kurban Bayramı ziyaretleri vesilesiyle İznik’teydim geçtiğimiz pazartesi günü.
Turkuaz rengiyle karşıladı bizi İznik Gölü, zeytin ağaçlarının etrafına saldığı o huzur veren kokuyu ise bilen bilir.
Kaç kat mazi var Bursa’nın incisi İznik’in altında?
Her yerden tarih fışkırıyor...
MÖ 7. yüzyıla kadar uzanmakta bölgedeki şehirleşme. Birçok kavimi misafir etmiş olan İznik, Büyük İskender’in bile en büyük arzusu olmuş düşünün. Roma’nın da en önemli şehirleri arasında yer almış olan bölge, Hıristiyan dünyası için büyük bir öneme sahip. 
Roma İmparatorluğu ikiye ayrıldıktan sonra doğuda kalan İznik, Türklerin rüyalarını süslemeye başlamış artık. Kutalmışoğlu Süleyman Şah Selçuklu sınırlarına dâhil eder ve gerçek sahibini bulur İznik aslında. Daha sonraki dönemlerde Bizans’a kaptırılsa da Orhan Gazi son noktayı koyar ve “Türk’ün yurdudur İznik” der.
Çok fazla bilgim olmasa da yüzeysel olarak birkaç cümlede paylaşmak istedim bu kadim şehrin tarihini.

RUHUMUZ ACIDI

Peki, İznik’in değeri biliniyor mu?
Devletimiz elinden geleni yapıyor son yıllarda ve koruma altına alınan tarihi alanlarda çalışmalar var. Turistlerin gezdiği bölgeler ise büyük ilgi görmekte.
Surları gezdik, her yerinden tarih fışkıran ilçenin kokusunu ciğerlerimize çektik ancak genzimize tükürük kaçtı o esnada, gözlerimiz ıslandı, ruhumuz acıdı ve ağzımızdan çıkan cümle, “Be ne şimdi, yazıklar olsun ya!” oldu.
Daha ne olsundu…
Temizlenmiş surlar, tarihi binalar birkaç arsızın yazı tahtası olmuş. 
Adam sevgilisinin ismini yazmış kale duvarlarına daha ne! Onlarca millet kanıyla tarih yazmış da ne olmuş!.. Bizim gencimizin zekâ seviyesi o kadar yüksek ki ne kadar gurur duysak az(!) Biz de tabi bol bol çınlattık bu engin ruhlu arkadaşların sol kulaklarını.
Fuzuli’den derlemelerle sesleniyorum onlara:
“Mey biter saki kalır. Her renk solar haki kalır. İlim insanın cehlini alsa da, hamurunda varsa eşeklik; baki kalır.” 
Hem de ne eşeklik!
Bu yazı, olur da bu arkadaşlarımızın önüne düşerse diye şu cümleyi de paylaşmak istiyorum:
Kardeşim, aynaya bak ve tükür.
Ya bana ne senin sevgilinin isminden. Bir kadını sevdiğin kadar şu tarihini de sevebilseydin keşke. Ya da içinde bulunduğun bunalımdan bana ne arkadaşım. Çürümüş ruhunla tarihi neden kirletiyorsun!
Buralarda güvenlik kamerası illa ki vardır.
Yahu yok mu gece görüşü olan kameralar falan!.. Tek tek tespit edin bu gereksizleri ve verdiğiniz ceza örnek teşkil etsin. Bunun adı hainliktir.
Gördüğüm birkaç Korelinin tarihi duvarlara yazılan gereksizlikler karşısında şok olması ve kendi aralarında söylenmeleri, suratlarındaki üzüntü kahretti beni.
Genç arkadaşım, tarihine sahip çıkmazsan ve bu topraklardaki eserleri namusun olarak görmezsen olmaz.
Kusura bakma da ben senin sevgilinin ismini o duvarda okumak zorunda değilim!
 

Yalın çalışmalara büyük ödül Yalın çalışmalara büyük ödül

BU KADARI DA FAZLA AMA

Tarihe yapılan saygısızlık sinirlerimizi bozdu, eyvallah!.. Peki, arkadaşım ölen insanlardan ne istediniz? Mezarlığa girdik dua etmeye ancak… Allah akıl fikir versin. Millet surları, kale kapılarını aşmış ve mezarlıkların üstüne yazmış sevdiklerinin isimlerini. Bu nasıl bir kafa yapısıdır anlamadım gitti! Arkadaşım, ne içiyorsunuz siz? Yahu bekçi arkadaşlar bu bölgelere özellikle gönderilmeli… Güvenlik kameralarını adım başı taksınlar gerekirse. Yeter!..