Mustafa TANITAN

Şair ve yazar Ayten Açıkgöz, kadın şiddeti hakkında açıklamalarda bulundu. "Kadın'a şiddet ve kadın cinayetlerinin arttığı zinanın suç olmaktan çıkarıldığı İdam cezalarının sadece söylemlerde kaldığı günümüzde maalesef Atatürk'ün bize armağan ettiği Kadın Erkek eşitliğide söz konusu olmaktan çıkmış durumda ve ne yazıkki günümüzde kadının sadece adı var" ifadelerini kullanan, Ayten Açıkgöz ile geçmiş ve geleceğine dair bir söyleşide bulunduk.Üniversite kenti Görükle’deki bir çay bahçesinde gerçekleştirdiğimiz söyleşide Ayten Açıkgöz kendi yazımıyla bize kendisini şöyle tanıttı: “Açıkgöz 1982’de Diyarbakır’da dünyaya geldi. O dönem yaşanan karamsarlığın farklı dünyasını keşfettiğine inanarak daha o günlerde kaleme sarıldı. Minik yüreğinde dile getiremediklerini kaleminde haykırmaya başladı. Tabi kendince kendi dünyasında... En büyük dönüm noktası babasını kaybetmesiydi. Daha 10 yaşındaydı. O yaşta bir çocuğun anlayamayacağı tarzdan bir ayrılık hikâyesi olmuştu. Yeni bir şehir yeni bir dünya başladı.  Kaleminden ve yazdıklarından vazgeçmeden hayatın sürüklediği noktalara doğru cahilce hareket ediyordu.  Kaybettikleri derin oldukça tecrübeleride artıyordu.  Küçük yaşta edindiği büyük tecrübelerin aslında geleceğine açılacak kapı olduğunu ve sonunda kendiyle buluşacağını bilmiyordu o yıllarda.”

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ’NDE OKUDUM

“Hayat kavgamda Uludağ ÜniversitesiFen Edebiyat FakültesiSanat Tarihi bölümü de yer alıyordu. Sanatın bir dalı olan şiir den öte görsellik bilimsellik ve üretkenlikle buluşmuştu.  Ve bu yönde kazandırılanları izlemek ufkunu daha farklı alanlara doğru aydınlatıyordu.  Zeminde sanat dursa da... Okul dönemi tanıştığı tiyatro ile katıldığı belediye gösterileri büyümesinde büyük rol oynuyordu. Sokak lambası ilk tiyatro oyunuydu. Yazmaktan vazgeçmiyordu. Okul bitiminde standart bir hayat bir evlilik iş dünyası ve hayatın tokatları ile tekrar tekrar yüz yüze geldi.  Bir döngü misali... Hep en sevdiklerim desede kaçınılmaz gerçekler yalnızlığa yönlendirdi. İkinci yıkım boşanması olmuştu. Bu varlığını hissettiği  yalnızlığa giden yol ile ilk yüzyüze gelişiydi.” 

Yıldırım’da ’Kudüs Bizim Neyimiz Olur’ söyleşisi Yıldırım’da ’Kudüs Bizim Neyimiz Olur’ söyleşisi

İSTANBUL BANA YETER 

Bir oğlu olduğunu ifade eden başarılı yazar, “Birde hayat mücadelesinde ‘İstanbul bana yeter’ dediğim şarkı sözleri ve şiirlerimin olduğu bir kitabım. Ufak tefek kamera önü oyunculukları, dizi oyunculukları, tiyatro, kısa film, sunuculuk, öğretmenlik, insan kaynakları vs. uğraştım. Edindiğim deneyimler olarak kendimle sürekli var olacak. Şuan ilk kitabından bu yana verdiği uzun arada kendine daha çok yakınlaştığı ve bu dönemde hayatına kattığı ve çıkardığı yada hayatından teğet geçen bütün insanların kendisine çok şey kazandırdığını ve artık hedeflerinin yapmak istediklerinin yapabildiklerinin yada yapabileceklerinin farkına vardığını belirtmemi özellikle istediniz” ifadelerini kullandı. 

BEN SENİ TANIMAZKEN

"Her değer hayata yeni değerler kazandırır yada kaybettirir ama hepsi birer değerdir"diyen Ayten Açıkgöz,bu sene bitimine doğru bir aksilik olmazsa ‘Ben Seni Tanımazken’adlı romanını çıkaracağını söyledi.  Gelin bundan sonrasını da biz kaleme alalım.  Çok sıkıntılı bir süreçten geçtiğini ve son zamanlarda  'İnsanlara ne verebilirim kaygısı' ile sessizliğine kapanan şairimiz çıkaracağı bu kitap ile yazarlık yolunda doğru adımlarla ve aydınlatıcı olarak ilerlemeyi planlıyor. Sanatın kendisine aşık ve sanatta ona aşık..obunu bilen bir sanat insanı... Heran her şekilde her anda karşımıza çıkabilecek farklı sanatsal alanlarda kendini geliştiren ama çocukluğunun nefesinin ve ömrünün şahit olduğu kaleminin anlattıklarını paylaşmak adına bugün bizimle olan bir çırak. Bize katacağı büyük değerleri sohbetinin tınısında hissedebiliyorum. Kitabın içeriği hakkında hiç bir bilgi vermiyor sadece gülümsüyor; ve ' doğru yerden bakıyorsam herkesin öğrenecek çok şeyi var en çok ta benim bu kitap o kitap' diyor. Açıkgöz şu sıralar günümüz Türkiye’si ve insanlarına biraz sitemkar 'Verilen zararlar alınan canlar bölünen parçalanan hayatlar doğa canlılar ve bizim birbirimize verdiğimiz zararlar' diyerek içerliyor; en büyük şikayeti de bir yerlerde hayatı içinde yaşadığı sanatla birleştiren sanatseverlere gereken değer ve desteğin olmaması. Belkide aydınlığın gerçek ışığının nerede olduğunu bilmiyorlardır"diye konuştu.