Bu sayfa Bursa İl Müftülüğü tarafından hazırlanmıştır
Haber Giriş Tarihi: 24.02.2023 10:09
Haber Güncellenme Tarihi: 24.02.2023 10:09
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
‘YIKILMAYAN EVLER YAPMAK KULLUK VAZİFESİ’
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “İnşaatlarımızı yaparken afetlere göre yapmalıyız, inşaatı yapacağımız yeri seçerken ona göre doğru yeri seçmeliyiz. Çünkü yaptığınız evlerde can yaşayacak. Bir deprem olduğu zaman yıkılmayacak sağlamlıkta evlerin yapılması bir kulluk vazifesidir” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet TV ekranlarından canlı olarak yayınlanan ‘İyilik Vakti’ programının konuğu oldu. Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfından (TDV) deprem bölgesinde 17 bin 299 personelin deprem mağduru vatandaşlara hizmet verdiğini belirterek, “Personellerimiz arama kurtarma çalışmaları, insani yardım, manevi destek ve cenaze defin işlemleri başta olmak üzere birçok alanda hizmet veriyorlar” dedi.
‘78 BİN 500 VATANDAŞIMIZI BARINDIRDIK’
TDV’nin depremin ilk gününden bu yana hiç durmadan yardımlarını sürdürdüğüne işaret eden Başkan Erbaş, şunları aktardı: “Biz şimdiye kadar bin 65 tır insani yardım gönderdik. Ayrıca 515 hizmet aracı, ikram aracı, koordinasyon aracı, mobil mutfak gönderdik. İkram araçlarımızda bugüne kadar 2 milyon 910 bin 480 kişiye yemek ikram ettik. Sonra geçici barınma olarak 78 bin 500 kişiyi camilerimizde, Kur’an kurslarımızda, yurtlarımızda, akademi merkezlerimizde, misafirhanelerimizde barındırdık. 79 bin 720 çadır, yorgan, battaniye, yastık katkımız oldu.”
‘YARALARI SARMANIN GAYRETİNDE’
Başkan Erbaş, depremlerden sonra Türkiye’nin tek yürek olduğunu belirterek, “Devletimiz bütün kurumlarıyla deprem bölgesinde. AFAD, Türk Kızılay, TDV, Diyanet İşleri Başkanlığı, diğer kurumlar, bakanlarımızın her biri bir ilimizde koordinatörlük yaparak, yaralarımızı bir an önce nasıl sararız bunun gayreti içerisinde. Hakikaten umut aşılayan çalışmalar. Biz büyük bir milletiz, büyük bir devletiz” diye konuştu. Türkiye’nin deprem kuşağında olan bir ülke olduğuna dikkati çeken Başkan Erbaş, “İnşaatlarımızı yaparken ona göre yapmalıyız, inşaatı yapacağımız yeri seçerken ona göre doğru yeri seçmeliyiz. Çünkü yaptığınız evlerde can yaşayacak. Bir deprem olduğu zaman yıkılmayacak sağlamlıkta o evlerin yapılması bir kulluk vazifesidir” açıklamalarında bulundu.
‘Yardımların devam etmesi lazım’
Başkan Erbaş, Kur’an-ı Kerim’de 250 kadar ayette infaktan bahsedildiğini aktararak, “İnfak, yani yardımlaşmak, olanın olmayana vermesi, mağdur ve mazlum olan insanlara yardım etmek. Dolayısıyla bu süreçte bizim yaralarımızı bir an önce sarabilmemiz için varımızla, yoğumuzla büyük bir gayretin içerisinde olmalıyız. Şu anda milletimiz birbirine yardım etme noktasında gerçekten büyük bir gayretin içerisine girmiş durumda. Bunun devam etmesi lazım.” ifadelerini kullandı.
‘310 MİLYON LİRAYI AFAD’A AKTARDIK’
TDV’nin deprem bölgesinde şu ana kadar 400 milyon Türk lirası değerinde yardım yaptığını söyleyen Başkan Erbaş, deprem sonrası ilk Cuma gününde de Türkiye genelindeki camilerden depremzedeler için toplanan 310 milyon lirayı da AFAD’a aktardıklarını belirtti.Başkan Erbaş, Türk milletinin yardımseverliğinden de bahsederek, sözlerine şöyle devam etti: “Milletimiz sadece yurt içinde değil başka ülkelerde de afetler, sıkıntılar, açlıklar olduğu zaman en fazla yardım eden ülkelerden birisidir. Türkiye, nüfusuna göre ya da milli gelirine göre en fazla iyilik yapan ülke olarak seçildi. İşte yardım götürdüğümüz o ülkelerden aldığımız dualar sayesinde bugün bu yaralarımızı çok hızlı saracağız inşallah. Türkiye’nin yaptığı iyiliklerin bugün karşılığını alıyor. Ülkelerden yardım gönderenler, arayanlar, dua edenler, Kabe’de gıyabi cenaze namazı kılanlar, toplu dualar edenler, maddi yardım gönderenler… Elhamdülillah, biz Türk milleti olarak öteden beri hep iyiliğin öncüsü olduk şimdi bunun karşılığını görüyoruz.”
‘HOCALARIMIZ YÜZÜMÜZÜ HEP AK ETTİLER’
Depremde yakınlarını kaybetmesine rağmen bölgede hizmetlerine devam eden din görevlilerine özellikle teşekkür eden Başkan Erbaş, “Bu süreçte hocalarımızın Başkanlığımıza, devletimize, milletimize olan aidiyetinin ne kadar yüksek olduğunu görmüş olduk. Bunu salgın döneminde de gördük. Allah hepsinden razı olsun. Beni bölgedeki valilerimiz zaman zaman arıyor ve şunu söylüyorlar; ‘Size teşekkür etmek için arıyorum. İyi ki hocalarımız var. Allah razı olsun. Ne olursunuz onlara sizin imzanızla birer teşekkürname yazın gönderin.’ bunu söylüyorlar. Bu süreçte hocalarımız yüzümüzü hep ak ettiler.” değerlendirmesinde bulundu.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Filistin Vakıflar ve Din İşleri Bakanı Hatem Mohammed Helmy Abdulsamie Al-Bakri, Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa ve beraberindeki heyetle bir araya geldi. Ziyaretinden dolayı Bakan Elbakri ve heyetine teşekkür eden Başkan Erbaş, geçtiğimiz Miraç Gecelerini kutlayarak, Miraç hadisesinin her zaman Kudüs’ü hatırlattığını ifade etti.
‘TÜRKİYE’NİN YANINDA OLMAK İSTEDİK’
Filistin Vakıflar ve Din İşleri Bakanı Hatem Mohammed Helmy Abdulsamie Al-Bakri ise depremlerden hemen sonra Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın talimatıyla Filistin’de yardım kampanyası başlattıklarını belirterek, Filistin halkının bu yardımlarla Türkiye’nin yanında olmak istediğini bildirdi. Filistin’deki tüm camilerde yardım topladıklarını belirten Bakan El-Bakri, depremde vefat eden vatandaşlar için de gıyabi cenaze namazı kıldıklarını belirtti. Bakan El-Bakri, yardım kampanyasına Filistin halkının büyük teveccüh gösterdiğini, hanımların ziynet eşyalarına varıncaya kadar yardım ettiklerini söyleyerek, “Bizim ilkemiz Müslüman kardeşlerimizi yalnız bırakmamak, bu bizim için daha önemli.” dedi.
‘ALLAH SİZE DAHA HAYIRLI KAPILAR AÇACAK’
Türkiye’nin geçmiş yüzyıl boyunca Filistin hakları ve davası için yaptığı katkıları unutmadıklarını ifade eden Bakan El Bakri, “Her şartta bizim yanımızda olan bir Müslüman ülkeden, bir halktan bahsediyorum. Biz de elimizden geldiği kadar bu zor günlerde Müslüman kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek istedik. Türkiye devleti inşallah bu krizden de selametle çıkacaktır. Cenab-ı Hak inşallah sizlere daha hayırlı kapılar açacaktır ve Türkiye bu anlamda daha güçlü bir şekilde çıkacaktır. Biz de Filistin devleti olarak bu zor günlerde Türkiye’nin yanında olmak istiyoruz.” diye konuştu.
‘MUHABBETİ HİÇBİR ZAMAN KAYBETMEYELİM’
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş ise, “Filistinli kardeşlerimizin büyük küçük hiç fark etmez o ziynet eşyalarını bizim için vermeleri, onların yaklaşımları, tavırları milyonlarca paradan daha önemli. Yeter ki biz aramızdaki bu muhabbeti, bu sıcaklığı hiçbir zaman kaybetmeyelim” ifadelerini kullandı.Yaşanan sıkıntıların kısa zamanda aşılacağına ve Türkiye’nin Filistin ile iş birliğinin kesintiye uğramadan daha da kuvvetlenerek devam edeceğine işaret eden Başkan Erbaş, “İnşallah bu depremin yaralarını da çok kısa zamanda sizlerin duası, desteği ve milletimizin birlik, beraberliğiyle en kısa zamanda yaralarımızı saracağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu. Başkan Erbaş, “Filistinli kardeşlerimizin bu derece Türkiye’ye destek olmaları hakikaten bizim için çok önemli ve biz bunu unutmayacağız. Bizim kalbimiz bir atıyor. Kudüs deyince, Mescid-i Aksa deyince Türk milletinde oluşan o duygu her zaman zirvede olmuş her zaman da zirvede olmaya devam edecek.” değerlendirmesinde bulundu. Konuşmaların ardından Bakan El-Bakri, Başkan Erbaş’a Filistinlilerin depremden etkilenen vatandaşlar için topladıkları yardımları takdim etti.
CÖMERTLİK
Büşra SÜSLÜ/DİB Kur’an Kursu Öğreticisi
Cömertlik, İslam ahlakının güzelliklerinden, sahip olduğumuz kadim erdemlerden sadece biridir. Kişinin elindeki tüm imkânları, gönüllü olarak ve karşılık beklemeden başkalarının hizmetine sunmasıdır. Elimizdeki tüm imkânlar, gönüllü olarak ve karşılık beklemeden… Bu üç husus önemli. Bazen malımızla, bazen bir gülüşümüzle, bazen de bir duamızla cömertliğin kapılarını aralarız. Bu güzel hasleti yalnızca maddi bir dayanağa bağlamak elbette doğru olmaz. Cömertliğin adabından olan diğer iki husus, yapılan işi cân u gönülden yapmak ve maddi manevi hiçbir karşılık beklememektir. Karşılığını yalnızca Hak'tan umarak, samimiyetle, gösterişten uzak, halisane bir şekilde.
Kur'an ve sünnette çokça övülen, ahlakî bir fazilet kabul edilen cömertlik, insanın ham bencil duygularından arınmasına ve Hakk'ın rızasına erişmesine vesiledir. Son zamanlarda yaşadığımız hazin hadiselerle gördük ki, cömertlik bizim milletimizin mayasında var. Yediden yetmişe civanmert bir toplumuz elhamdülillah.
Her güzel haslet gibi cömertliğin en güzel örneklerini de şüphesiz üsve-i hasene olan Efendimiz(s.a.v)'in hayatında görüyoruz. Câbir radıyallahu anh, Peygamberimiz'in cömertliği ile ilgili şöyle demiştir: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den bir şey istendiği zaman asla “yok” demezdi." (Buhârî, Edeb 39; Müslim, Fezâil 56) Cenab-ı Mevla'nın cömert kullarına müjdelerinden sadece birini zikrederek sizleri en cömert olana emanet ediyorum. “Siz hayra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir.” (Sebe sûresi, 39)
Biz Bize
Her uzun yol, bir ilk adımla başlar. Her problemin çözümü, çoğu kez minik bir dokunuştur. Ve her uzun söz de harflerden ve kelimelerden oluşur. “Bir Müslüman olarak, ben bu dünyada ne yapıyorum? Bana neler sorulacak? Görevlerim neler?” gibi mühim ve ağır soruların cevabı da aynı şekilde aslında basit bazı ilkeleri yeniden hatırlamaktan geçiyor.
Bu küçük kitapçıkta, sizinle sohbet ederken, bazı şeyleri hem birlikte hatırlayacağız hem de birbirimize nasihatlerde bulunacağız. Kendimizden başlayıp çevremize doğru ilerleyecek, ardından somut bazı noktalar ışığında, görevlerimizi konuşacağız.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bugün günlerden cuma
Bu sayfa Bursa İl Müftülüğü tarafından hazırlanmıştır
‘YIKILMAYAN EVLER YAPMAK KULLUK VAZİFESİ’
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “İnşaatlarımızı yaparken afetlere göre yapmalıyız, inşaatı yapacağımız yeri seçerken ona göre doğru yeri seçmeliyiz. Çünkü yaptığınız evlerde can yaşayacak. Bir deprem olduğu zaman yıkılmayacak sağlamlıkta evlerin yapılması bir kulluk vazifesidir” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet TV ekranlarından canlı olarak yayınlanan ‘İyilik Vakti’ programının konuğu oldu. Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfından (TDV) deprem bölgesinde 17 bin 299 personelin deprem mağduru vatandaşlara hizmet verdiğini belirterek, “Personellerimiz arama kurtarma çalışmaları, insani yardım, manevi destek ve cenaze defin işlemleri başta olmak üzere birçok alanda hizmet veriyorlar” dedi.
‘78 BİN 500 VATANDAŞIMIZI BARINDIRDIK’
TDV’nin depremin ilk gününden bu yana hiç durmadan yardımlarını sürdürdüğüne işaret eden Başkan Erbaş, şunları aktardı: “Biz şimdiye kadar bin 65 tır insani yardım gönderdik. Ayrıca 515 hizmet aracı, ikram aracı, koordinasyon aracı, mobil mutfak gönderdik. İkram araçlarımızda bugüne kadar 2 milyon 910 bin 480 kişiye yemek ikram ettik. Sonra geçici barınma olarak 78 bin 500 kişiyi camilerimizde, Kur’an kurslarımızda, yurtlarımızda, akademi merkezlerimizde, misafirhanelerimizde barındırdık. 79 bin 720 çadır, yorgan, battaniye, yastık katkımız oldu.”
‘YARALARI SARMANIN GAYRETİNDE’
Başkan Erbaş, depremlerden sonra Türkiye’nin tek yürek olduğunu belirterek, “Devletimiz bütün kurumlarıyla deprem bölgesinde. AFAD, Türk Kızılay, TDV, Diyanet İşleri Başkanlığı, diğer kurumlar, bakanlarımızın her biri bir ilimizde koordinatörlük yaparak, yaralarımızı bir an önce nasıl sararız bunun gayreti içerisinde. Hakikaten umut aşılayan çalışmalar. Biz büyük bir milletiz, büyük bir devletiz” diye konuştu. Türkiye’nin deprem kuşağında olan bir ülke olduğuna dikkati çeken Başkan Erbaş, “İnşaatlarımızı yaparken ona göre yapmalıyız, inşaatı yapacağımız yeri seçerken ona göre doğru yeri seçmeliyiz. Çünkü yaptığınız evlerde can yaşayacak. Bir deprem olduğu zaman yıkılmayacak sağlamlıkta o evlerin yapılması bir kulluk vazifesidir” açıklamalarında bulundu.
‘Yardımların devam etmesi lazım’
Başkan Erbaş, Kur’an-ı Kerim’de 250 kadar ayette infaktan bahsedildiğini aktararak, “İnfak, yani yardımlaşmak, olanın olmayana vermesi, mağdur ve mazlum olan insanlara yardım etmek. Dolayısıyla bu süreçte bizim yaralarımızı bir an önce sarabilmemiz için varımızla, yoğumuzla büyük bir gayretin içerisinde olmalıyız. Şu anda milletimiz birbirine yardım etme noktasında gerçekten büyük bir gayretin içerisine girmiş durumda. Bunun devam etmesi lazım.” ifadelerini kullandı.
‘310 MİLYON LİRAYI AFAD’A AKTARDIK’
TDV’nin deprem bölgesinde şu ana kadar 400 milyon Türk lirası değerinde yardım yaptığını söyleyen Başkan Erbaş, deprem sonrası ilk Cuma gününde de Türkiye genelindeki camilerden depremzedeler için toplanan 310 milyon lirayı da AFAD’a aktardıklarını belirtti. Başkan Erbaş, Türk milletinin yardımseverliğinden de bahsederek, sözlerine şöyle devam etti: “Milletimiz sadece yurt içinde değil başka ülkelerde de afetler, sıkıntılar, açlıklar olduğu zaman en fazla yardım eden ülkelerden birisidir. Türkiye, nüfusuna göre ya da milli gelirine göre en fazla iyilik yapan ülke olarak seçildi. İşte yardım götürdüğümüz o ülkelerden aldığımız dualar sayesinde bugün bu yaralarımızı çok hızlı saracağız inşallah. Türkiye’nin yaptığı iyiliklerin bugün karşılığını alıyor. Ülkelerden yardım gönderenler, arayanlar, dua edenler, Kabe’de gıyabi cenaze namazı kılanlar, toplu dualar edenler, maddi yardım gönderenler… Elhamdülillah, biz Türk milleti olarak öteden beri hep iyiliğin öncüsü olduk şimdi bunun karşılığını görüyoruz.”
‘HOCALARIMIZ YÜZÜMÜZÜ HEP AK ETTİLER’
Depremde yakınlarını kaybetmesine rağmen bölgede hizmetlerine devam eden din görevlilerine özellikle teşekkür eden Başkan Erbaş, “Bu süreçte hocalarımızın Başkanlığımıza, devletimize, milletimize olan aidiyetinin ne kadar yüksek olduğunu görmüş olduk. Bunu salgın döneminde de gördük. Allah hepsinden razı olsun. Beni bölgedeki valilerimiz zaman zaman arıyor ve şunu söylüyorlar; ‘Size teşekkür etmek için arıyorum. İyi ki hocalarımız var. Allah razı olsun. Ne olursunuz onlara sizin imzanızla birer teşekkürname yazın gönderin.’ bunu söylüyorlar. Bu süreçte hocalarımız yüzümüzü hep ak ettiler.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Filistinli kardeşlerimizin desteğini unutmayacağız’
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Filistin Vakıflar ve Din İşleri Bakanı Hatem Mohammed Helmy Abdulsamie Al-Bakri, Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa ve beraberindeki heyetle bir araya geldi. Ziyaretinden dolayı Bakan Elbakri ve heyetine teşekkür eden Başkan Erbaş, geçtiğimiz Miraç Gecelerini kutlayarak, Miraç hadisesinin her zaman Kudüs’ü hatırlattığını ifade etti.
‘TÜRKİYE’NİN YANINDA OLMAK İSTEDİK’
Filistin Vakıflar ve Din İşleri Bakanı Hatem Mohammed Helmy Abdulsamie Al-Bakri ise depremlerden hemen sonra Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın talimatıyla Filistin’de yardım kampanyası başlattıklarını belirterek, Filistin halkının bu yardımlarla Türkiye’nin yanında olmak istediğini bildirdi. Filistin’deki tüm camilerde yardım topladıklarını belirten Bakan El-Bakri, depremde vefat eden vatandaşlar için de gıyabi cenaze namazı kıldıklarını belirtti. Bakan El-Bakri, yardım kampanyasına Filistin halkının büyük teveccüh gösterdiğini, hanımların ziynet eşyalarına varıncaya kadar yardım ettiklerini söyleyerek, “Bizim ilkemiz Müslüman kardeşlerimizi yalnız bırakmamak, bu bizim için daha önemli.” dedi.
‘ALLAH SİZE DAHA HAYIRLI KAPILAR AÇACAK’
Türkiye’nin geçmiş yüzyıl boyunca Filistin hakları ve davası için yaptığı katkıları unutmadıklarını ifade eden Bakan El Bakri, “Her şartta bizim yanımızda olan bir Müslüman ülkeden, bir halktan bahsediyorum. Biz de elimizden geldiği kadar bu zor günlerde Müslüman kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek istedik. Türkiye devleti inşallah bu krizden de selametle çıkacaktır. Cenab-ı Hak inşallah sizlere daha hayırlı kapılar açacaktır ve Türkiye bu anlamda daha güçlü bir şekilde çıkacaktır. Biz de Filistin devleti olarak bu zor günlerde Türkiye’nin yanında olmak istiyoruz.” diye konuştu.
‘MUHABBETİ HİÇBİR ZAMAN KAYBETMEYELİM’
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş ise, “Filistinli kardeşlerimizin büyük küçük hiç fark etmez o ziynet eşyalarını bizim için vermeleri, onların yaklaşımları, tavırları milyonlarca paradan daha önemli. Yeter ki biz aramızdaki bu muhabbeti, bu sıcaklığı hiçbir zaman kaybetmeyelim” ifadelerini kullandı. Yaşanan sıkıntıların kısa zamanda aşılacağına ve Türkiye’nin Filistin ile iş birliğinin kesintiye uğramadan daha da kuvvetlenerek devam edeceğine işaret eden Başkan Erbaş, “İnşallah bu depremin yaralarını da çok kısa zamanda sizlerin duası, desteği ve milletimizin birlik, beraberliğiyle en kısa zamanda yaralarımızı saracağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu. Başkan Erbaş, “Filistinli kardeşlerimizin bu derece Türkiye’ye destek olmaları hakikaten bizim için çok önemli ve biz bunu unutmayacağız. Bizim kalbimiz bir atıyor. Kudüs deyince, Mescid-i Aksa deyince Türk milletinde oluşan o duygu her zaman zirvede olmuş her zaman da zirvede olmaya devam edecek.” değerlendirmesinde bulundu. Konuşmaların ardından Bakan El-Bakri, Başkan Erbaş’a Filistinlilerin depremden etkilenen vatandaşlar için topladıkları yardımları takdim etti.
CÖMERTLİK
Büşra SÜSLÜ/DİB Kur’an Kursu Öğreticisi
Cömertlik, İslam ahlakının güzelliklerinden, sahip olduğumuz kadim erdemlerden sadece biridir. Kişinin elindeki tüm imkânları, gönüllü olarak ve karşılık beklemeden başkalarının hizmetine sunmasıdır. Elimizdeki tüm imkânlar, gönüllü olarak ve karşılık beklemeden… Bu üç husus önemli. Bazen malımızla, bazen bir gülüşümüzle, bazen de bir duamızla cömertliğin kapılarını aralarız. Bu güzel hasleti yalnızca maddi bir dayanağa bağlamak elbette doğru olmaz. Cömertliğin adabından olan diğer iki husus, yapılan işi cân u gönülden yapmak ve maddi manevi hiçbir karşılık beklememektir. Karşılığını yalnızca Hak'tan umarak, samimiyetle, gösterişten uzak, halisane bir şekilde.
Kur'an ve sünnette çokça övülen, ahlakî bir fazilet kabul edilen cömertlik, insanın ham bencil duygularından arınmasına ve Hakk'ın rızasına erişmesine vesiledir. Son zamanlarda yaşadığımız hazin hadiselerle gördük ki, cömertlik bizim milletimizin mayasında var. Yediden yetmişe civanmert bir toplumuz elhamdülillah.
Her güzel haslet gibi cömertliğin en güzel örneklerini de şüphesiz üsve-i hasene olan Efendimiz(s.a.v)'in hayatında görüyoruz. Câbir radıyallahu anh, Peygamberimiz'in cömertliği ile ilgili şöyle demiştir: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den bir şey istendiği zaman asla “yok” demezdi." (Buhârî, Edeb 39; Müslim, Fezâil 56) Cenab-ı Mevla'nın cömert kullarına müjdelerinden sadece birini zikrederek sizleri en cömert olana emanet ediyorum. “Siz hayra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir.” (Sebe sûresi, 39)
Biz Bize
Her uzun yol, bir ilk adımla başlar. Her problemin çözümü, çoğu kez minik bir dokunuştur. Ve her uzun söz de harflerden ve kelimelerden oluşur. “Bir Müslüman olarak, ben bu dünyada ne yapıyorum? Bana neler sorulacak? Görevlerim neler?” gibi mühim ve ağır soruların cevabı da aynı şekilde aslında basit bazı ilkeleri yeniden hatırlamaktan geçiyor.
Bu küçük kitapçıkta, sizinle sohbet ederken, bazı şeyleri hem birlikte hatırlayacağız hem de birbirimize nasihatlerde bulunacağız. Kendimizden başlayıp çevremize doğru ilerleyecek, ardından somut bazı noktalar ışığında, görevlerimizi konuşacağız.
Taha KILINÇ- Biz Bize, DİB Yayınları
En Çok Okunan Haberler