ABD’de yer alan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) bilim insanları, 1972’de insanlığın çevresel ve toplumsal zararları dikkate almadan ekonomik büyüme arayışının, 21. yüzyılın ortalarında insanlığın çöküşüne yol açacağını öngördü. Yeni bir çalışma ise bu durumun 2040’ta gerçekleşeceğini ortaya koydu. Araştırmacıların belirttiğine göre bu durum, ekonomik büyümede yaşam kalitesinde, gıdaya erişimde ve nüfus artışında hızlı bir düşüş olarak ortaya çıkacak.
Haber Giriş Tarihi: 15.07.2021 16:21
Haber Güncellenme Tarihi: 15.07.2021 16:21
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
1972'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) bir ekip, insanlığın çevresel ve toplumsal maliyetleri dikkate almadan ekonomik büyüme arayışının, 21. yüzyılın ortalarında insanlığın çöküşüne yol açacağını tahmin etti.
Hollanda merkezli KPMG adlı danışmanlık şirketinin Sürdürülebilirlik ve Dinamik Sistem Analizi Lideri Gaya Herrington, MIT'nin iddialarını kanıtlamak için 1972'den itibaren dünyanın nasıl ilerlediğini gösteren bir simülasyon oluşturdu.
GELECEK 10 YIL İÇİNDE EKONOMİK BÜYÜME KÜRESEL OLARAK DÜŞECEK
Herrington, nüfus, endüstriyel üretim ve kalıcı kirlilik gibi 10 temel değişkeni inceledi. Mevcut iş modellerinin gelecek on yıl içinde ekonomik büyümede küresel bir düşüşe yol açacağını keşfetti.
Bununla birlikte, veriler daha da kasvetli bir geleceği ortaya çıkardı: Dünya 2040 yılına kadar tam bir toplumsal çöküş yaşayabilir. Toplam bir toplumsal çöküş ise yaşam kalitesinde, gıda üretiminde, endüstriyel üretimde ve nihayetinde insan nüfusunda ani bir düşüş anlamına geliyor.
MEDENİYETİN DEVRİLME NOKTASI 2020
Diğer taraftan MIT, 1972 yılında “World1” adlı bir bilgisayar programını kullanarak 2060 yılına kadar dünyanın yaşayacaklarına ilişkin tahminler üretti. 1972'deki bulguların yer aldığı bir videoda, World1'i geliştiren Jerry Foster, inovasyonunu dünyaya açıkladı ve bunu yapmak için MIT'nin çalışmalarını kullandı.
Foster’ın bulguları 1940'lara kadar hızla artan ve ardından 2020'ye kadar tekrar bir yükseliş görüp azalan yaşam kalitesini içeriyordu. Bununla birlikte, model 2020'yi medeniyet için bir dönüm noktası olarak da tanımladı.
Foster 1973 yılında katıldığı bir programda şunları kaydetmişti: “2020 civarında, gezegenin durumu son derece kritik hale geliyor. Bu konuda hiçbir şey yapmazsak, yaşam kalitesi sıfıra iner. Kirlilik o kadar ciddi hale geliyor ki insanları öldürmeye başlayacak ve bu da nüfusun 1900'dekinden daha düşük olmasına neden olacak. Bu aşamada, 2040-2050 civarında, bu gezegende bildiğimiz uygar yaşam sona erecek.”
10 DEĞİŞKEN İNCELENDİ
Herrington da aynı simalsyonun üçüncü versiyonu olan World3’ü kullandı ve 10 temel değşkeni inceledi: Nüfus, doğurganlık oranları, ölüm oranları, endüstriyel çıktı, gıda üretimi, hizmetler, yenilenemeyen kaynaklar, kalıcı kirlilik, insan refahı ve ekolojik ayak izi.
En son verilerin iki özel senaryoyla söz konusu bu 10 değişkenin, 'BAU2' (her zamanki gibi) ve 'CT' (kapsamlı teknoloji) ile en yakından uyumlu olduğunu bulundu.
SÜREKLİ BÜYÜME MÜMKÜN DEĞİL
Yale Journal of Industrial Ecology adlı bilimsel dergide yayınlanan çalışmada şunlar kaydedildi: "BAU2 ve CT senaryoları, şu andan itibaren yaklaşık on yıl içinde büyümenin durduğunu gösteriyor. Her iki senaryo da işlerin her zamanki gibi devam etmesinin, yani sürekli büyümenin mümkün olmadığını ortaya koyuyor. Benzeri görülmemiş teknolojik gelişme ve benimseme ile eşleştirildiğinde bile, LtG (Büyüme Sınırları, çalışmasına dayanan MIT kitabı) tarafından modellenen olağan iş, bu yüzyılda kaçınılmaz olarak endüstriyel sermayede, tarımsal üretimde ve refah düzeylerinde düşüşlere yol açacaktır."
Öte yandan, 1972 simülasyonu toplumun sonunun geldiğini öne sürse de, Herrington'ın çalışması teknolojik ilerlemenin ve kamu hizmetlerine daha fazla yatırım yapmanın bizi çöküşten uzaklaştırabileceğini sözlerine ekledi. Ancak, insanlık, kasvetli geleceği değiştirmek için önümüzdeki on yılda güçlü bir çaba sarf etmek zorunda kalacak. (İHA)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
50 yıl önceki felaket tahmini gerçek mi oluyor?
ABD’de yer alan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) bilim insanları, 1972’de insanlığın çevresel ve toplumsal zararları dikkate almadan ekonomik büyüme arayışının, 21. yüzyılın ortalarında insanlığın çöküşüne yol açacağını öngördü. Yeni bir çalışma ise bu durumun 2040’ta gerçekleşeceğini ortaya koydu. Araştırmacıların belirttiğine göre bu durum, ekonomik büyümede yaşam kalitesinde, gıdaya erişimde ve nüfus artışında hızlı bir düşüş olarak ortaya çıkacak.
1972'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) bir ekip, insanlığın çevresel ve toplumsal maliyetleri dikkate almadan ekonomik büyüme arayışının, 21. yüzyılın ortalarında insanlığın çöküşüne yol açacağını tahmin etti.
Hollanda merkezli KPMG adlı danışmanlık şirketinin Sürdürülebilirlik ve Dinamik Sistem Analizi Lideri Gaya Herrington, MIT'nin iddialarını kanıtlamak için 1972'den itibaren dünyanın nasıl ilerlediğini gösteren bir simülasyon oluşturdu.
GELECEK 10 YIL İÇİNDE EKONOMİK BÜYÜME KÜRESEL OLARAK DÜŞECEK
Herrington, nüfus, endüstriyel üretim ve kalıcı kirlilik gibi 10 temel değişkeni inceledi. Mevcut iş modellerinin gelecek on yıl içinde ekonomik büyümede küresel bir düşüşe yol açacağını keşfetti.
Bununla birlikte, veriler daha da kasvetli bir geleceği ortaya çıkardı: Dünya 2040 yılına kadar tam bir toplumsal çöküş yaşayabilir. Toplam bir toplumsal çöküş ise yaşam kalitesinde, gıda üretiminde, endüstriyel üretimde ve nihayetinde insan nüfusunda ani bir düşüş anlamına geliyor.
MEDENİYETİN DEVRİLME NOKTASI 2020
Diğer taraftan MIT, 1972 yılında “World1” adlı bir bilgisayar programını kullanarak 2060 yılına kadar dünyanın yaşayacaklarına ilişkin tahminler üretti. 1972'deki bulguların yer aldığı bir videoda, World1'i geliştiren Jerry Foster, inovasyonunu dünyaya açıkladı ve bunu yapmak için MIT'nin çalışmalarını kullandı.
Foster’ın bulguları 1940'lara kadar hızla artan ve ardından 2020'ye kadar tekrar bir yükseliş görüp azalan yaşam kalitesini içeriyordu. Bununla birlikte, model 2020'yi medeniyet için bir dönüm noktası olarak da tanımladı.
Foster 1973 yılında katıldığı bir programda şunları kaydetmişti: “2020 civarında, gezegenin durumu son derece kritik hale geliyor. Bu konuda hiçbir şey yapmazsak, yaşam kalitesi sıfıra iner. Kirlilik o kadar ciddi hale geliyor ki insanları öldürmeye başlayacak ve bu da nüfusun 1900'dekinden daha düşük olmasına neden olacak. Bu aşamada, 2040-2050 civarında, bu gezegende bildiğimiz uygar yaşam sona erecek.”
10 DEĞİŞKEN İNCELENDİ
Herrington da aynı simalsyonun üçüncü versiyonu olan World3’ü kullandı ve 10 temel değşkeni inceledi: Nüfus, doğurganlık oranları, ölüm oranları, endüstriyel çıktı, gıda üretimi, hizmetler, yenilenemeyen kaynaklar, kalıcı kirlilik, insan refahı ve ekolojik ayak izi.
En son verilerin iki özel senaryoyla söz konusu bu 10 değişkenin, 'BAU2' (her zamanki gibi) ve 'CT' (kapsamlı teknoloji) ile en yakından uyumlu olduğunu bulundu.
SÜREKLİ BÜYÜME MÜMKÜN DEĞİL
Yale Journal of Industrial Ecology adlı bilimsel dergide yayınlanan çalışmada şunlar kaydedildi: "BAU2 ve CT senaryoları, şu andan itibaren yaklaşık on yıl içinde büyümenin durduğunu gösteriyor. Her iki senaryo da işlerin her zamanki gibi devam etmesinin, yani sürekli büyümenin mümkün olmadığını ortaya koyuyor. Benzeri görülmemiş teknolojik gelişme ve benimseme ile eşleştirildiğinde bile, LtG (Büyüme Sınırları, çalışmasına dayanan MIT kitabı) tarafından modellenen olağan iş, bu yüzyılda kaçınılmaz olarak endüstriyel sermayede, tarımsal üretimde ve refah düzeylerinde düşüşlere yol açacaktır."
Öte yandan, 1972 simülasyonu toplumun sonunun geldiğini öne sürse de, Herrington'ın çalışması teknolojik ilerlemenin ve kamu hizmetlerine daha fazla yatırım yapmanın bizi çöküşten uzaklaştırabileceğini sözlerine ekledi. Ancak, insanlık, kasvetli geleceği değiştirmek için önümüzdeki on yılda güçlü bir çaba sarf etmek zorunda kalacak. (İHA)
En Çok Okunan Haberler