Tarihte gerçekleşen gizemli olaylar

Gökhan Şenyavaş / Mert Şafak

Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin tarihçilerin ve uzmanların çözemediği bu esrarengiz olayları hepimiz merak ediyoruz. Bazıları yakın zamanda, bazıları ise binlerce yıl önce olan bu olaylar bizleri bazen hayrete düşürüyor, bazen de heyecan içinde bırakıyor. İşte o olaylar...

Dyatlov geçidi vakası

Olay, 1959 senesinde 9 kayakçının Ural Dağları’na gezi düzenlemesiyle gerçekleşmiştir. Araştırmalar sonucunda kayakçıların -30 °C sıcaklıkta çadırlarını bilinmeyen bir nedenle terk ettikleri belirlenmiştir. Bulunan cesetlerin ikisinin kafatasında, ikisinin ise kaburgalarında kırıklar bulunmuştur.

Grubun 12 Şubat’ta Vijav’a dönüp spor kulübüne haber vermesi gerekiyordu. Haber alınamayan grup için gönüllüler tarafından arama çalışmaları başlatıldı. Sonrasında arama çalışmalarına polis ve askerde dahil oldu. 26 Şubat tarihinde ekibin kullandığı çadır parçalanmış halde bulundu. Grubun eşyaları ise çadır içinde bulunmuştu. Arama ekipleri izleri takip ederek orman içinde arama çalışmalarını devam ettirdi. Bir ağacın altında 2 gencin cesedine ulaşan ekipler, ağaç ile kamp arasında ise 3 gencin daha cesedine ulaştı. Diğer 4 gencin cesetlerine ulaşmak ise 2 aydan uzun sürdü. Bulunan 5 gencin hipotermi sonucu hayatlarını kaybettiği belirlendi. Diğer 4 gencin ise ölümleri şüphe uyandıracak cinstendi. Birinin kafatasında kırık diğer ikisinin ise kaburga kemiklerinde kırıklar bulunmuştu. Bir gencin dudağı, dili ve gözleri yoktu. Kar canavarı saldırısı veya askeri bir saldırı olması yönünden iddialarda bulunulan bu esrarengiz olayın, neden olduğu hala bulunamadı.

Kaybolan Malezya uçağı

Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur'dan havalanan, Malezya Havayollarına ait MH370 sefer sayılı yolcu uçağı, 8 Mart 2014 tarihinden havalandıktan 40 dakika sonra Hint Okyanusu üzerinde kayboldu ve bir daha haber alınamadı. 227 yolcu ve 12 mürettabattan oluşan uçağın seferi Çin'in başkenti Pekin'e idi. 3 yıl boyunca uçağı bulmak için arama çalışmaları yürütülürken yaklaşık 150 milyon dolar harcandı. Yapılan çalışmalar sonucunda uçağa dair herhangi bir ize rastlanılmadı. Uçağın kaybolmadan önce de herhangi bir tehlike çağrısı yapmamasından dolayı uçağa ne olduğu ve nerede olduğu hala bilinmiyor.

Bu olayla ilgili en birçok teorilerde bulunulurken en ilginç teorilerden bazıları, uçağın bir karadelikte kaybolması veya uzaylılar tarafından kaçırılmış olmaları iddialarıydı.

Yonaguni Adaları

1985 yılında bir dalgıç tarafından bulunan buluntuların ne olduğu hala çözülemedi. 8000 yıldır su altında olduğu düşünülen bu yapıların, ölçüleri ve düzgün kesimlerinden dolayı insanlar tarafından yapıldığı ön görülüyor. Bu yapıların doğal yollarla oluşamayacağı belirtilirken, çevresinde henüz bir insan izine rastlanılmadı.

Philadelphia deneyi

28 Mart 1943 tarihinde, Albert Einstein tarafından ABD’de yapılan bu deneyin, ışınlanma deneyi olduğu iddia edildi. Philadelphia deneyi olarak bilinen bu deneyde, USS Eldridge adlı geminin Philadelphia Deniz Üssü’nde kaybolarak, 640 km ötede Norfolk Deniz Üssü’nde ortaya çıktığı iddia edildi.

Deneyi izleyenlerden Dr. Morris K. Jessup’un, arkadaşı Mason Valentine'i arayarak deney ile ilgili tüm sonuçlara ulaştığını söyledikten sonra buluşmaları gerektiğini söylemişti. Buluşacakları gece ise Dr. Jessup arabasında ölü bulunmuştu.

Olayın bir tanığı, “Bir an sadece geminin çıpasını görebildim, sonra oda kayboldu, ortada artık ne sis ne USS Eldridge vardı. Bomboş denize bakıyorduk, bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları korku, dehşet ve heyecan içerisinde; nefeslerini tutarak bu inanılması güç başarılarını seyrediyorlardı. Gemi ve mürettebatı hem radarda hemde gözlerimizin önünde yok olmuştu. Her şey planlandığı gibi yürüyordu.15 dk. sonra emir verildi ve jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Önce hiç bir şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden görünmeye ve ortaya çıkmaya başladı ama gemi nereye gitmiş ve nereden geliyordu?" şeklinde olayı anlatıyor.

O gün ne olduğu sır gibi saklanırken, bir gün tüm açıklığıyla olayın aydınlığa kavuşmasını hepimiz merakla bekliyoruz.

Kleopatra’nın mezarı

Tarihin en tanınmış kadınlarından biri olan Kleopatra’nın mezarının nerede olduğu bilinmiyor. Aslen Yunan olan Kleopatra, kendini Antik Mısır dinine adayarak M.Ö. 44 yılında Mısır’ın hükümdarı oldu. Roma İmparator Sezar ile büyük aşk yaşayan Kleopatra, Sezar’ın ölümünden sonra yerine gelen Marcus Antonius ile aşk yaşadı. İkili evlendikten sonra çıkan Roma-Mısır savaşı sebebiyle kaçmak zorunda kalıyorlar.

M.Ö 30 yılında Marcus Antonius intihar ediyor ve birkaç gün sonrasında ise Kleopatra, kendini zehirleyerek öldürdü. Efsaneye göre zehirli bir yılana kendini sokturarak intihar eden Kloepatra, yine bir efsaneye göre bedeni mumyalanıp Marcus Antonius’un yanına gömülüyor. Fakat yapılan kazılarda Kleopatra’nın bedenine ulaşılamıyor. Yapılan araştırmalara göre Kleopatra’nın mezarı, İskenderiye yakınlarında bulunan Taposiris Magna bölgesinde olabileceği tahmin ediliyor. Bu bölgede çalışmalar devam ederken şuana kadar Kleopatra’nın döneminde basılmış sikkelerden oluşan bir gömüt ve kalıntılar bulundu.

Diğer bir iddiaya göre, 2 bin yıllık tarihte doğal afetler sonucunda İskenderiye’nin bazı bölümleri su altında kalmış olduğunu ve Kleopatra’nın mezarının su altında kalan bölümlerde olabileceği söyleniyor.