Özkan YILDIRIM/ÖZEL HABER

***Öncelikle Fikret Bey bizleri, ekibimizi işyerinizde konuk edip ağırlamış olmanızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Biz gerçekten sizi tanımış olmanın sevincini yaşamaktayız, okuyucularımıza sizi kısaca tanıtarak başlayalım isterseniz.

Yalın çalışmalara büyük ödül Yalın çalışmalara büyük ödül

TİCARETİN VERDİĞİ ÖZGÜRLÜK

Bize böylesine güzel bir fırsat sunmuş olmanızdan dolayı ben de sizlere teşekkür etmek istiyorum.1977 yılında Gümüşhane'nin Torul ilçesi Tokçam köyü doğumluyum. İlkokulu köyümüzde okudum, sonrasında parasız yatılıya geçtim. Devletin yetiştirdiği ürünlerden bir tanesiyim, parasız yatılıya 80'li yıllarda ortaokulda başladım.1991 yılında Bursa’ya Uludağ Üniversitesi'nde öğrencilik amacıyla geldik. Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi’ni kazandım ve mezun oldum. Üniversite hayatımızla birlikte ticarete girdik. Ailemde ticarete atılmış kimse olmamasına rağmen ben ticarete atıldım. Lise yıllarında kantin işletmek ile başlayan süreç üniversite yıllarında 3 arkadaşımızla yurtdışı tecrübemizle kereste getirmek, gıda getirmek gibi daha üniversitedeyken bu sürece başlamış olduk. O zaman da okulumuzda buna imkân veriyordu devam zorunluluğu yoktu bu şekilde okulu da bitirdim. Üniversite yıllarında dergi çıkartıyorduk, dergilerde yazı yazmak sivil inisiyatif yapılanmalarında bulunmak adına bununla mücadele ederken özgür konuşabilmek adına devlet memurluğu mu? Ticaret mi? derken böylelikle ticaret daha özgür olduğundan ticarete iyice yoğunlaştım.

‘İLKE VE ÖLÇÜLERİMİZDEN TAVİZ VERMEDİK’

İlke ve ölçülerimizden taviz vermeden, duruşumuzu bozmadan yolumuza devam ettik. Çok zorluklardan geçtik çok yavaş büyüdük bu ilkeleri duruşu koruduğunuz müddetçe çok yavaş büyürsünüz ama sağlıklı büyürsünüz, emin adımlarla büyürsünüz. Maddenin mana üzerindeki hükmünü kabul etmediğiniz müddetçe büyüme bandınız kesinlikle yavaş olur, maddeyi kabul ettiğiniz andan itibaren maddeye ulaşmanız çok kolaydır. Şahsiyetinizden, ilkelerinizden, ölçülerinizden taviz verdiğiniz zaman çok kolay maddeye ulaşıyorsunuz. Ama ona ulaştığınızda onun esiri olmaya başladığınız andan itibaren artık her şeyiniz yıkılmış oluyor gücünüzü kaybetmiş oluyorsunuz. Siz artık piyasanın gücü haline geliyorsunuz ahlaki yapıdan uzak, tamamen deformasyona uğramış bir kişilikle, güç oluyorsunuz. Şimdi böyle bir gücün bu millete hizmet etme şansı var mı? Yok! Böyle bir şans olamaz değerlerini kaybetmiş, kimliğini kaybetmiş, coğrafyasını kaybetmiş, toprağını kaybetmiş, ideallerine ters düşmüş, aile kavramını kaybetmiş her şeyi bir madde etrafında düşünen bir yapıdan daha tehlikeli bir yapı olamaz. Onun için bizim ticaret anlayışımız o ilk günkü çıktığımız ideallerle sınırlı kaldığımız için bizde bu toplum içerisinde sınırlı bir yer aldık. Hala o sınırlı kavramlarla devam ediyoruz.

***Şimdi de isterseniz bulunduğunuz sektörler ve sonrasında Fibella’nın kuruluşu ve bugünlere geliş sürecini konuşalım

FİM’DEN FİBELLA’YA

Elbette, 1994 yılında Fim Ltd adında üç arkadaş bir gece evde üniversite sohbetleri yaparken ticari, uluslararası  hayaller kurarken şirketi kurduk. Fim ile Rusya’dan, Ukrayna’dan, Türkmenistan'dan getirdiğimiz ürünlerle gönderdiğimiz ürünlerle bir müddet devam ettik, sonra 4 Nisan kararları ile birlikte batışımız söz konusu oldu. Okul bittikten sonra hizmet sektöründe tüp, kafe, su sektöründe çalıştık. Bu sektörde gece hayatının çok oluşu toplumdaki yıpranmanın fazla olması bazı kötü alışkanlıkların çok olmasından dolayı o sektörden de çıktım.2002 yılında tekstil sektörüne girdim, yatak örtüsü imalatına başladım. Hala da devam ediyoruz bu yatak örtüsüne 2008 yılına kadar direkt imalat yaptık. Sonra fason üretime geçtik.2008'den sonra Anadolu'ya ve yurt dışına toptan veriyorduk. Bir gün bir arkadaşa gittik ismimiz ‘Birlik Tekstil’ diye geçiyordu. Birlik Tekstil'in böyle isim olarak deforme olduğunu, bir markayı andırmadığını müşterilerimiz bize ifade edince bir markaya ihtiyaç duyduk. Markaya ihtiyaç duyunca 2 bin isim arasında ilk yazdığım isim olan Fibella yine bize kalıcı oldu.2010 yılında Fibella markasını almak için müracaat ettik ve aldık. Fibella'nın iki anlamı var bizim için, “bella”  İtalyanca güzel demek. Fi’de Fikret'in “fi”si kimseyi andırmayan bir ismin marka olacağını düşündük. Tabii bu arada hanımın ismi de Belgin soy ismimiz de Aslan Fikret-Belgin-Aslan oluyor sonradan yaptıktan sonra bu şekilde oldu diye aklımıza geldi. Fibella bu şekilde oluştu. Fibella olarak şu an uluslararası bir marka değiliz ama Bursa ölçeğinde bir markayız. Kaliteyi ön plana aldık, kendi atölyelerimizi makinaları başkasına verdik fasona döndük. Ama işi en iyi kim yapıyorsa oraya yaptırıyoruz, kalite bizim için çok önemli. Şu an Kapalıçarşı bölgesinde 3 mağazamız ve dışarıdan desteklediğimiz 2 mağazamız, 5 mağazamız ve bir de perde mağazamızla Bursa’mıza hizmet veriyoruz. Evliyim bir kızımız, bir oğlumuz var, biri ortaokulda diğeri lisede.

EV TEKSTİLİ ÇOK GENİŞ BİR KAVRAM

Ev tekstili çok geniş bir alan biz bir insanın bir evde ne ihtiyacı varsa hepsini karşılamaya çalışıyoruz, hepsine sahibiz. Nedir yorgandan yastığına, çarşafından nevresimine, uyku setine, yatak örtüsüne, perdesine hepsi bölüm bölüm, bunların, hepsine talibiz. Hepsinin de fason üretimini yapıyoruz. Aşağı yukarı yüzde seksen fason üretiyoruz. Çeşit anlamında da çok fazla çeşitliliğimizin olduğunu söyleyebilirim. Ev tekstilinde ne lazımsa her şey bulunur, bize geldiğiniz zaman evinizin her şeyini bütün ihtiyaçlarını ev tekstili ürünlerini bizlerden karşılayabilirsiniz.

YORGANCILAR ÇARŞISINDA 3 NOKTADAYIZ

 Tayakadın Caddesi üzerinde toptan yerimiz var. Fakat bu işin her işin olgunlaştığı bir yer vardır. Yorgancılar Çarşısı dünyada isim yapmış, Anadolu’dan ve yurt dışından gelenlerin bile bildiği bir çarşı. Bize de Allah nasip etti Yorgancılar Çarşısında 3 tane yerimiz var.  Yorgancılar Çarşısına yabancı biri girdiği zaman kafasını kaldırdığında bizim firmamızı görmeme gibi bir durum yok. Oradaki reklam panolarımız gerçekten çok göz alıcı. Fibella kendi başına çarşıya giren herkesin dikkatini çeken bir markadır. Yorgancılar Çarşısına girince Fibella’yı görmemek mümkün değil.

 HER KONUDA İDDİALIYIZ

 Yorgancılar Çarşısı tarihi bir çarşı olduğu için küçük dükkânlar, oradaki en büyük dükkânımız dört dükkânın birleşmesinden oluşmuş olan bir dükkân. Buradaki amacımız gelen müşterimize rahatlıkla ikramda bulunup yazın serin kışın sıcak bir ortamda karşılayabilmek, ağırlama fırsatını sunabilmek. Müşterilerimiz alışveriş yaptıktan sonra Bursa'da yerleşmiş bir müşterimiz ise belli bir oranda alışveriş yapmışlarsa ürünlerini evlerine kadar teslim ediyoruz. Sıcakta soğukta ellerinde poşetlerle çarşıda gezsinler istemiyoruz. Yurtdışından gelen müşterilerimiz de var elbette. Bizim burada ulaşım sıkıntısı elinde, taşıma sıkıntısı var ise evine kadar yurtdışındaki evlerine kadar belirli bir limiti aştıktan sonra kargo anlaşmamız olduğu için yurtdışında da olsa buradan yüklememizi yapıyoruz 1 metreküpü geçmemek kaydıyla adresine evine kadar gönderme imkânımız var. Tabii bu imkânları sunduğumuz an sıcak bir ilişki de sağlanmış oluyor. Bu üç mağazamızla hem yurtiçi müşterilerimize hem yurtdışı müşterilerimize hizmet etme çabasındayız. Üç mağazamızın olması yorgancılar da birinci tercihleri olamasak bile ikinci tercihleri mutlaka oluyoruz. Çünkü sonuçta birinci tercihleri diğer mağazamız olmuş oluyor.

***Peki, Fibella’nın gelecek hedefleri ile ilgili bizlere neler söylersiniz Fikret Bey?

İstikrarlı ve kalıcı olmak kalitemizden taviz vermemek, kaliteyi en uygun bir şekilde insanlarımıza nasıl sunabiliriz insanlarımıza nasıl ulaşabiliriz hizmeti daha nasıl kolay sağlayabiliriz bunun için mağazalarımızın, elemanlarımızın vizyoner olması önemli. Biz Kapalıçarşı’dayız. Bursa Kapalı Çarşı İstanbul’dan sonra dünyaya hitap eden bir yer, Amerikalısı, İsveçlisi, Almanı, Somalilisi bile size burada ulaşır. Böyle bir yer burası Kapalıçarşı-Yorgancılar Çarşısı.

***Peki, Fikret Bey siyasete olan yaklaşımınız nasıl bu konudaki düşünceleriniz neler?

SİYASET İNANDIĞIMIZ DEĞERLERİ HÂKİM YILMA SANATIDIR

Siyaset bizim inancımızda inandığımız değerleri hâkim kılma sanatıdır. Bizim için hala öyle siyaset, siyaset bir politik alan değil, polemik yapma kavramı değildir siyaset. Bize göre inandığın ölçülerle, ilkelerle aldığın devleti yönetebilmektir. Nereden geldiğini ve nereye gideceğini bildiğiniz bir anlayış içerisinde yaratılış gayemize de temel amaçla hizmet etmek mantığıyla. Yani bir insan kendisine şah damarından yakın olan gücü inkâr ederek var olma mücadelesi veremez. Bu konular çerçevesinde de hizmet etme adına inandığı değerleri topluma yansıtma mücadelesidir siyaset. Ama geldiğimiz noktada inandığımız değerleri değil de elde ettiğimiz imkânları kullanma mücadelesine dönünce politik kavramlarda yer alınca anlamını büyük ölçüde yitirdi. Anlamını büyük ölçüde yitirmiş olan alanda da bizim mücadele etmemiz çok doğru değil. 1989 rahmetli Muhsin Başkan ile yolumuzun kesişmesi ilkti, sonra 92’de Uludağ Üniversitesi'nde yüz yüze gelme imkânımız oldu. Kamu yönetiminde iken toplantılarda karşı karşıya gelmemiz bizim muhabbetimizi daha çok arttırdı. O dönemlerde bizler de onların illerdeki üniversitelerdeki sözcüleri olarak beraber ölümüne kadar şerefle yürüdüğümüz bir yol oldu. Yani bize kalan en büyük değeri de yetişmemizde çok büyük etkisi vardır. Özellikle Türk toplumunun deformasyona uğradığı maddenin manaya hükmettiği dönemde rahmetli başkan bunları egale etmiştir. Devlete bakışımızı devletli oluşumuzu mücadele hayatı işkencelerle geçmesine rağmen Avrupa İnsan Haklarına hiçbir zaman başvurmayan bu devlet, bu millet bizim kol kırılır yen içerisinde kalır, bu millet bizimdir diyerekten kimseden medet ummayan bir anlayışın ürünü olarak onun yetiştirdiği bir gençlik olarak Türkiye'de bulunuyoruz. Siyasi anlamda da şu an çok birebir mücadele edebileceğimiz bir yerimiz olmadığından, serbest ticarete devam ediyoruz, uzaktan gözlemleyip izliyoruz diyebilirim.

***Fikret Bey, röportajımız gerçekten bayağı uzadı son olarak buradan insanlarımıza neler söylemek istersiniz ne tür mesajlar vermek istersiniz?

HERKESİ MAĞAZALARIMIZA BEKLERİZ

Ev tekstili üzerine herhangi bir ihtiyaçları olduklarında mutlaka değerli halkımızı mağazalarımıza bekleriz. Ayrıca yaklaşmakta olan mübarek Kurban Bayramımızın da bütün halkımıza milletimize hayırlar getirmesini diliyor, yurt genelindeki 84,5 Milyon insanımıza herkese sağlık, sıhhat, afiyet ve mutluluklar diliyorum.  Konuşma tarzı, anlatımı, sıcak yaklaşımı ile birkaç saat içerisinde bizleri kendisine hayran bırakan ülkemizin yetiştirdiği iş insanlarından Fibella Ev Tekstilinin kurucusu ve sahibi Fikret Aslan’a bizlerde çalışmalarında ve gelecek hedeflerinde de başarılar diliyoruz.

İLETİŞİM BİLGİLERİ:

Reyhan Mahallesi,

Tayakadın Caddesi, No:5

Osmangazi/Bursa