Osmangazi Belediyesi’nin düzenlediği konferansta konuşan İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ekrem Demirli, TRT’de yayınlanan dizi ile yeniden gündeme gelen Muhyiddin-i İbnü’l Arabi’nin Anadolu coğrafyasında tanınan bir isim olduğunu söyledi. Osmanlı kurulmadan yaklaşık 50 yıl önce, 1240 yılında vefat eden İbnü’l Arabi’nin hemen her alanında eserler bıraktığını, yaşadığı dönemde talebeler yetiştirerek büyük bir ekolün sahibi olduğunu belirten Prof. Demirli, “Yaşadığımız toprakların İslam toprağı haline gelmesinde çok büyük gayreti olan Sadettin Konevi, Davudu Kayseri, İsmail Hakkı Bursevi, Molla Fenari, İbnül Arabi ile doğrudan ya da dolaylı ilişkileri olan isimlerdir. İbnül Arabi’yi bütün bu isimlerin üstadı gibi görmek lazım. Kendisinin düşüncelerinden yararlanarak bu topraklarda İslam ahlakını yaymak için büyük bir gayret göstermişlerdir” dedi. Anadolu topraklarının tarihte iki kez dünyanın en önemli toprakları haline geldiğini söyleyen Prof. Demirli, “Birincisi Aristo, Eflatun ve Sokrat’ın yaşadığı zamandır. Bu dönemlerde Anadolu dünyanın en önemli bilim ve kültür merkezi idi. Aradan yaklaşık 16 asır geçtikten sonra bu kez İslamiyet ile bu topraklar yeniden dünyanın en önemli bilim, düşünce ve kültür merkezi haline geldi. Bunu sağlayanlar da İbnü’l Arabi ve onun talebeleri oldu. Öyle kavramlar geliştirdiler, öyle düşünceler ürettiler, öyle tartışmalar yaptılar ki, dünyanın başka herhangi bir yerinde ona denk başka bir düşüncenin olmadığını görüyoruz” diye konuştu. İbnü’l Arabi Hazretlerinin bütün İslam coğrafyasını gezmiş, sokaktaki insandan padişaha kadar her insanla temas etmiş, İslam dünyasının fotoğrafını çekmiş bir isim olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ekrem Demirli, “İnsan meselesini çok iyi anlamış büyük bir isimdir. Normal şartlarda bu topraklara Müslümanların yerleşmesi zordu, hatta imkansızdı. Anadolu coğrafyasında çok güçlü bir kültür vardı. Bu topraklara girmek isteyenin adeta hafızayı sıfırlaması gerekiyordu. O tarihte İbnü’l Arabi Hazretleri kimsenin kimseden üstün olmadığını, herkesin eşit olduğunu anlatan cümleleriyle, bizlerin bu topraklarda kalıcı olmamızı sağladı. Bugün baktığımız zaman Marksizm bile bu cümleyi arıyor aslında. Bütün çağdaş ideolojiler bu cümleyi arıyor. Ancak bulamıyorlar. Çünkü pek çok haksızlık yapıyorlar. Şu soruyu sormak lazım, bu adamlar bu cümleyi nerden öğrendi. Başka hiçbir kaynağa gerek yok, sadece Peygamber Efendimizin veda hutbesi, bütün bunların çerçevesidir. Çünkü orada bu ifadeler açık ve net bir şekilde ifade edilmiştir” dedi. Konferansın sonunda Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile birlikte Prof. Dr. Ekrem Demirli’ye plaket takdim etti. Demirli, konferans sonunda kitaplarını imzaladı.