Mine Cansu MAZI-ÖZKAN YILDIRIM

Bursa’nın ünlü Genel Cerrahi Uzmanlarından Opr. Doktor Güven ATASOY ile güzel ve keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Sayın hocam, bize ve okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?

 Güven ATASOY, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. 1994 yılında Bursa Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi’ne ilk atanan doktor olarak Bursa’ya geldim. 14 sene Bursa Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi’nde Başhekim Yardımcılığı yaptım. O hastanenin Cerrahi bölümünü kurdum. Daha sonra 2008 yılında oradan ayrılıp yeni açılan Bursa Medical Park Hastanesi’ne geçtim. 5 sene kadar Bursa Medical Park Hastanesi’nde Başhekimlik yaptım. 2013 yılında Özel Bursa Rentıp Hastanesi’ne geçtim. Yine Genel Cerrahi Uzmanı olarak Rentıp Hastanesi’nde çalıştım. Daha sonra VM Medical Park Kocaeli Hastanesi’ne geçtim. Orada yine Genel Cerrahi bölümünde çalıştıktan sonra 2016 yılında Bursa’da yeni kurulan Ceylan Hastanesi’ne geldim. 1 sene de orada kurucu Başhekim olarak çalıştıktan sonra kendi özel muayenehanemi açtım. 1 yıldır kendi muayenehanemde çalışıyorum. Ağırlıklı olarak Kanser Cerrahisiyle uğraşıyorum. Meme Hastalıkları, Tiroit Hastalıkları, Safra Kesesi ve diğer Sindirim Sistemi Hastalıkları… Branşımız gereği bunların ameliyatlarını yapıyorum. Daha önce çalıştığım hastanelerden dolayı ağırlıklı olarak Kanser Cerrahisiyle ilgileniyorum.

-Peki, hocam neden Cerrahi? Bunun özel bir nedeni var mı?

Öğrencilikte heveslendik. Gençlikte Cerrahi branşlar bize doktorluğun hakkıyla yapıldığı branşlar gibi geliyordu. Cerrahi Uzmanlığı yapan abilerimizi, asistan abilerimizi gördüğümüz zaman heveslenirdik. Şimdi tekrar başa dönsem Cerrahi yapmazdım. Gerçekten çok ağır ve zor bir branş… Bizim girdiğimiz dönemlerde Cerrahi puanları biraz yüksekti, şimdi çok düştü. Yeni nesil daha akıllı, artık böyle zor branşları seçmiyorlar. Geceniz, gündüzünüz, tatiliniz yok, yemeğiniz yok. Tabii dönem, çağ değişiyor.

En çok hangi tür hastalıklarla karşılaşıyorsunuz?

 Genel Cerrahi içerisinde birçok bölümlenmeler olmaya başladı. Son dönemde popüler olan Obezite Cerrahisi, Şişmanlık Cerrahisi oldu. Bunlar ben uzman olduktan sonra çıkan bölümlerdir. Kapalı ameliyatlar yapıyoruz. Laparoskopik Cerrahi bölümleri var. Bende bu bölümlerden Kanser Cerrahisini yapıyorum. Benim uzmanlık eğitimi aldığım klinik Kanser Cerrahisi kliniktir. Dolayısıyla Bursa’ya geldiğimde Onkoloji Hastanesi’nde 14 sene çalışınca hep hastalarım kanser hastaları oldu. Özellikle kadınlardaki Meme Kanseri, Mide ve Kalın Bağırsak Kanseri, Sindirim Sistemi Kanserleri ve Guatr hastaları benim en çok hasta grubum ve en çok ameliyat yaptığım hastalar bunlardır. Tabii Genel Cerrahi çok geniş kapsamlıdır. Sadece Şişmanlık Cerrahisi yapanlar var. Sadece Anal bölge, makat hastalıklarıyla ilgili ameliyatlar yapan hekimler var. İşin çok farklı bölümleri var.

-Bu mesleğiniz dışında özel yaşantınızda ne gibi aktiviteleriniz var?

 Fotoğraf çekmeyi seviyorum. Aileden gelen bir fotoğrafçılık geçmişim var. Fotoğrafla ilgili olarak sergilerim, ödüllerim de oldu. Sinemayı seviyorum, sinemayı takip etmeye çalışıyorum. Müzikle ilgileniyorum. Müzik dinlemekten hoşlanıyorum. 10 sene kadar radyoda müzik programı yaptım. Herkes gibi kitap okumaktan hoşlanıyoruz.

-Üniversite hayatınızda size yön veren hocalarınız oldu mu?

 Ben Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 80’li yıllarda okudum. O yıllarda bizim en büyük hocalarımız hep Cerrahi hocalarıydı. Onlar bizi belki heveslendirdi. Gerçekten çok iyi hocalardan eğitim aldığımızı düşünüyorum. Çok özel insanlardı, hepsi çok büyük doktorlardı. Ege Üniversitesi’nde gerçekten çok değerli, doktorluğun nasıl yapılması gerektiğini, doktorluğun ahlakını, etiğini bize kitaplardan değil, göstererek öğreten hocalardan eğitim aldık. Onun için kendimi çok şanslı görüyorum. Çünkü kitaptan öğrenilecek bir şey değil, hekimlik mesleğini icra ederken ahlaklı ve vicdanlı olmayı kitaptan öğrenemiyorsunuz. Hocalarınız nasıl yapıyorsa onları görerek yapıyorsunuz. Gözümüzde çok yüksek yerlerde olan hocalarımıza benzemek üzere Cerrah olduk, çalışıyoruz, mesleğimizi iyi şekilde icra etmeye çalışıyoruz.

-Peki, hocam gençlere bu mesleği önerir misiniz?

 Doktorluk çok iyi bir meslek, sosyal ve ekonomik olarak sizi iyi yerlere getiriyor. İş sorunu, çalışma sorunu ya da para kazanma sorunu diğer meslekler kadar olmuyor. Diğer taraftan da çok ağır ve çok zor bir meslektir. Seven ve ilgisini çeken gençlere tabii ki öneririm. Seviyorlarsa, bu zorluğu göze alıyorlarsa doktor olsunlar, mutlu olurlar. Şimdi artık her şehirde Tıp Fakültesi var. Ben bunu çok doğru bulmuyorum. Belli başlı Tıp Fakülteleri’nde bu işin hakkıyla yapıldığını düşünüyorum. Onun için mümkün olduğu kadar büyük şehirlerdeki eski Tıp Fakülteleri’nde bu eğitimi almaya gayret etsinler. Tıp eğitiminde bu çok önemlidir. Hocayla ilişkisi aynı usta-çırak ilişkisi gibidir. Bu işi seven, gönül veren, hayatını adamayı düşünen gençler eski, köklü ve büyük Fakültelerde bu eğitimi almaya çalışsınlar ve seviyorlarsa girsinler. Sadece para kazanmak için veya sadece sosyal statü elde etmek için doktor olmayı düşünüyorlarsa işkence olur, hiç gerek yok.

-Hocam, son zamanlarda yurtdışı eğitimler, yurtdışı stajlar çok arttı. Onlara bakış açınız nasıldır?

 Bizim zamanımızda daha zordu bu işler, şimdi çok daha kolay iletişim çağında çok doğru buluyorum. Biz sektörel alanda bakarsak Türkiye tıp alanında çok iyi pozisyonda, bunu iyi biliyoruz ve görüyoruz. Belki başka sektörlerde Avrupa’ya, Amerika’ya göre geri plandayız ama Tıp alanında kesinlikle çok iyi durumdayız. Gençlerin, genç doktorların eğitimlerinin bir bölümünü yurtdışında yapmaları hem orada bir şeyler öğrenmeleri açısından hem de bizdeki tıbbın pozisyonunu dünyaya tanıtmak açısından çok faydalıdır. Olabildiğince bunun yapılması gerekir. Artık dünya globalleşti, iletişim çağında her şeye ulaşmak mümkün. Çok doğru buluyorum. Hem bizim tıptaki gelişmemizin ne noktada olduğunu herkes görüyor, biliyor hem de bizim gençlerimiz orada teknolojik olarak ne varsa alıp, gelip daha iyi bir şekilde burada uyguluyorlar.

 -Hocam, son olarak vatandaşlarımıza, halkımıza ne gibi mesajlar vermek istersiniz?

 Sağlık alanında olabildiğince doğal, dengeli bir yaşam sürmeye gayret etsinler. Evham haline getirmeden kendilerine dikkat etsinler. Hareketi, egzersizi hayatlarından eksik etmesinler. Belli aralıklarla kontrollerini yaptırsınlar. Diyerek sözlerini tamamladı.

Bu yoğun mesai saatleri arasında bizlere vakit ayırdığınız, konuk ettiğiniz için sizlere A Gazete olarak teşekkür etmek istiyoruz. Çalışmalarınızda ve projelerinizde başarılar diliyoruz.

İletişim Bilgileri

Adres: Bağlarbaşı 1. Sedir Sk. No: 10/31 EvkeOnyx Ofisleri

(Esentepe Bağlarbaşı Metro İstasyonu)  Osmangazi/ BURSA

Tel: 0 224 999 55 52 – 0 506 344 84 01

e-mail: [email protected]

web: guvenatasoy.com