Tarihi Sosyal Konut Projesi hakkında açıklamalarda bulunan ve herkesin kendi şehrinin mimarı olması gerektiğini söyleyen, İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş Adamları Derneği (İMSİAD) Başkanı Mustafa Andıç, “İstanbul'dan, Ankara'dan firmaların gelip, Anadolu'da bir şehirde, kasabada ya da Bursa'ya gelip Bursa'daki projeleri yapmalarını biz doğru bulmuyoruz” dedi
Haber Giriş Tarihi: 28.09.2022 11:21
Haber Güncellenme Tarihi: 28.09.2022 11:21
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Gökçe ÇALIŞCİ/ÖZEL HABER
Cumhuriyet tarihinin en büyük TOKİ Sosyal Konut Projesi binlerce vatandaşın ev hayalini gerçeğe dönüştürmek için başladı. Hayallerin ötesinde olan proje için 81 ilden 250 bin konut için 3,5 milyon vatandaş başvuruda bulundu. Tarihi proje için değerlendirmelerde bulunan İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş Adamları Derneği (İMSİAD) Başkanı Mustafa Andıç, “Devletin sosyal konut üretmesi konusunda yıllardır açıklamamız var. Bunu olumlu karşılıyoruz. Devlet özel
sektörle, müteahhitlik sektörüyle rekabet etmemeli. Sadece dar gelirliler, konuta erişimi güç olan insanlar için konut üretmeli. Bu bizim de önerimiz, talebimizdir. Ama son yıllara baktığımızda TOKİ, emlak konut, lüks konut üretiminde de aktif rol aldı. Bu durumu çok doğru bulmuyoruz. Dolayısıyla bu açıklanan konut projelerini destekliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘POZİTİF AYRIM GELMELİ’
Konuya dair kırmızı çizgilerinin olduğunu aktaran Başkan Andıç, “Bunun bir yatırım aracına asla ve asla dönüşmemesi lazım. Gerçekten doğru adreste kullanılması lazım. Çünkü burada bir devlet sübvansiyonuda söz konusu. Onun
haricinde şöyle bir talebimiz var. Yapılacak konutlardan almak isteyen vatandaşların o bölgede belli bir süre ikamet etme zorunluluğu varsa, biz de diyoruz ki bu konutlar nerede yapılacaksa bu o bölgenin müteahhitlik firmaları bu ihalelere girsin. Pozitif bir ayrım olsun, bu üretimden oluşacak ticari hacim böylece her yere yayılsın. İstanbul'dan, Ankara'dan firmaların gelip, Anadolu'da bir şehirde, kasabada ya da Bursa'ya gelip Bursa'daki projeleri yapmalarını biz doğru bulmuyoruz” diye konuştu. Dışarıdan gelen firmaların yapacağı projelerde şehre bir getiri sağlanmayacağını söyleyen Başkan Andıç, müteahhitlik sınıfına göre, kapasitesine göre yeterliliğini sağlamak şartıyla o şehrin müteahhitlik firmalarının sadece ihaleye girmesi gerektiğini söyledi. Herkesin kendi şehrinin mimarı olması gerektiğini açıklayan Başkan Andıç, “Bursa'da 3 bin konut yapılacak. Bu 3 bin konutu İstanbul'dan, Ankara'dan gelen firmalar yaptığında bu şehir bundan ne kadar faydalanabilir? Malzemeler de fabrikalardan veya başka şehirlerden geleceği için malzeme firmalarına yansımayacak. Sadece hafriyatı burada yapılabilir, betonu buradan alınabilir. Ama geriye kalan bütün ticari hacim başka şehirlere yansıyacak. Biz burada oluşabilecek ticari hacmin şehirlere komple yayılmasını istiyoruz. Malzemeci de taşeronda müteahhit firmada, işçisi de herkes bundan faydalanmaya çalışsın. Buna bir pozitif ayrım gelirse iyi olur diye düşünüyoruz” dedi.
‘ARSA SORUNU ÇÖZÜME KAVUŞMALI’
Özel sektörün desteklenmesi gerektiğini, müteahhitlik sektörünün arsaya erişemediğini aktaran Başkan Andıç, “Arsa konusunun çözülmesi lazım. Bu paket içerisinde arsa satışı da var. Vatandaşa, imarlı arsalar, parseller satılacak. Bu noktada da şunu istiyoruz, müteahhitlik firmalarına da karneleri nispetinde ve sınıflandırmaları nispetinde arsa oluşturulup, koşullarına uygun fiyatlarla satılsın ki müteahhitlik sektörü de ucuza üretip piyasaya ucuza arz etsin.
Dolayısıyla tek taraflı, sadece vatandaşa TOKİ eliyle ev yapalım derseniz toplam ihtiyacı karşılaması mümkün değil” diye konuştu. Sektörün yüzde 50 civarında daraldığını ve konuta ihtiyacın hiçbir zaman bitmediğini, üretimin ise yarı yarıya düştüğünü aktaran Başkan Andıç, “Önlem alınması lazım. Dar gelirli vatandaş konuta ulaşamıyor ve devlet olarak sosyal konut yapıyorsunuz. Bunu kesinlikle destekliyoruz. Ama resmin bütününe bakmak lazım. Bizim ihtiyacımız çok daha fazla. O yüzden özel sektörde çarkların dönmesi lazım. Bunun için de finansmana erişim kolaylığı lazım” dedi.
‘ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORUZ’
Gelen zamlarla önlerini göremediklerini ifade eden Başkan Andıç, “KDV indirimleri, malzemeye erişim, zamların, dizginlenmesi lazım önümüzü göremiyoruz. Fiyatlarımızı maliyetlerimizi oluşturamıyoruz. Bir taraftan vatandaşın alım gücü aşağı doğru gidiyor. Bu büyük resmin bir parçası. Tamamına odaklanmak lazım ve tamamı üzerinde çalışmak lazım. Ancak hepsi oluşursa problemlerimiz azalır kiralar anormal derecede yüksek. Kira neden yükseliyor? Yeteri kadar üretim olmadığı için, piyasanın üretime ihtiyacı var. Ülkemizde yaklaşık 8 milyon kiracı var. Yeteri kadar üretim olmadığından on tane probleminiz varsa bu problemin sadece bir tanesi. Ama hepsine odaklanıp, hepsi için çözüm üretmeye gayret etmemiz lazım” dedi. Altı ayda bir artan taksit tutarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başkan Andıç, “Bu evlerin taksitleri altı ayda bir zamlanacak. Ekonominin gidişatıyla ilgili bir durum ancak olumlu şeyler olursa bu da amacına ulaşır. Ama enflasyon çok yüksek olursa, ekonomi bu şekilde sıkıntılarla devam ederse bu vatandaş için de kolay ödenebilir rakamlar olmayacak” ifadelerini kullandı.
UMUTLAR ÇALINMAMALI!
Asıl dikkat edilmesi gereken konunun, 20 yıl içerisinde devletin 2 milyona yakın konut üretmiş olması diyen Başkan Andıç, 2 sene içinde 250 bin dendiğinde bu rakamların çok ciddi rakamlar olduğunu ve işin basit bir iş olmadığını söyledi. Başkan Andıç, “Devlet her ne kadar peşinat da taksitte alsa 20 senede alacağınız paranın karşılığını 2-3 senede devlet olarak ödeyecekseniz. Bunun hazineye getireceği yükü de incelemek lazım. Belki bunun 300-400 milyar TL gibi hazineye bir yükü söz konusu. Dolayısıyla çok noktadan bakmak gerekiyor. Bunu sadece uygun taksitlerle ev veriyoruz diye düşünmek yeterli değil. Bir başka sıkıntı ise, Anadolu'da ve birçok şehirde TOKİ'ye girmiş ama iki senedir henüz inşaatı başlamamış, arsası dahi belli olmamış yerler var. Satışa sunulmuş ama henüz başlayamamış. Dolayısıyla burada da böyle bir şeyin olmamasını umut ediyoruz tabii. Bu durum insanımızın umutlarını çalmak olur. Umarım öyle bir şey olmaz” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kendi şehrinin mimarı ol
Tarihi Sosyal Konut Projesi hakkında açıklamalarda bulunan ve herkesin kendi şehrinin mimarı olması gerektiğini söyleyen, İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş Adamları Derneği (İMSİAD) Başkanı Mustafa Andıç, “İstanbul'dan, Ankara'dan firmaların gelip, Anadolu'da bir şehirde, kasabada ya da Bursa'ya gelip Bursa'daki projeleri yapmalarını biz doğru bulmuyoruz” dedi
Gökçe ÇALIŞCİ/ÖZEL HABER
Cumhuriyet tarihinin en büyük TOKİ Sosyal Konut Projesi binlerce vatandaşın ev hayalini gerçeğe dönüştürmek için başladı. Hayallerin ötesinde olan proje için 81 ilden 250 bin konut için 3,5 milyon vatandaş başvuruda bulundu. Tarihi proje için değerlendirmelerde bulunan İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş Adamları Derneği (İMSİAD) Başkanı Mustafa Andıç, “Devletin sosyal konut üretmesi konusunda yıllardır açıklamamız var. Bunu olumlu karşılıyoruz. Devlet özel
sektörle, müteahhitlik sektörüyle rekabet etmemeli. Sadece dar gelirliler, konuta erişimi güç olan insanlar için konut üretmeli. Bu bizim de önerimiz, talebimizdir. Ama son yıllara baktığımızda TOKİ, emlak konut, lüks konut üretiminde de aktif rol aldı. Bu durumu çok doğru bulmuyoruz. Dolayısıyla bu açıklanan konut projelerini destekliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘POZİTİF AYRIM GELMELİ’
Konuya dair kırmızı çizgilerinin olduğunu aktaran Başkan Andıç, “Bunun bir yatırım aracına asla ve asla dönüşmemesi lazım. Gerçekten doğru adreste kullanılması lazım. Çünkü burada bir devlet sübvansiyonuda söz konusu. Onun
haricinde şöyle bir talebimiz var. Yapılacak konutlardan almak isteyen vatandaşların o bölgede belli bir süre ikamet etme zorunluluğu varsa, biz de diyoruz ki bu konutlar nerede yapılacaksa bu o bölgenin müteahhitlik firmaları bu ihalelere girsin. Pozitif bir ayrım olsun, bu üretimden oluşacak ticari hacim böylece her yere yayılsın. İstanbul'dan, Ankara'dan firmaların gelip, Anadolu'da bir şehirde, kasabada ya da Bursa'ya gelip Bursa'daki projeleri yapmalarını biz doğru bulmuyoruz” diye konuştu. Dışarıdan gelen firmaların yapacağı projelerde şehre bir getiri sağlanmayacağını söyleyen Başkan Andıç, müteahhitlik sınıfına göre, kapasitesine göre yeterliliğini sağlamak şartıyla o şehrin müteahhitlik firmalarının sadece ihaleye girmesi gerektiğini söyledi. Herkesin kendi şehrinin mimarı olması gerektiğini açıklayan Başkan Andıç, “Bursa'da 3 bin konut yapılacak. Bu 3 bin konutu İstanbul'dan, Ankara'dan gelen firmalar yaptığında bu şehir bundan ne kadar faydalanabilir? Malzemeler de fabrikalardan veya başka şehirlerden geleceği için malzeme firmalarına yansımayacak. Sadece hafriyatı burada yapılabilir, betonu buradan alınabilir. Ama geriye kalan bütün ticari hacim başka şehirlere yansıyacak. Biz burada oluşabilecek ticari hacmin şehirlere komple yayılmasını istiyoruz. Malzemeci de taşeronda müteahhit firmada, işçisi de herkes bundan faydalanmaya çalışsın. Buna bir pozitif ayrım gelirse iyi olur diye düşünüyoruz” dedi.
‘ARSA SORUNU ÇÖZÜME KAVUŞMALI’
Özel sektörün desteklenmesi gerektiğini, müteahhitlik sektörünün arsaya erişemediğini aktaran Başkan Andıç, “Arsa konusunun çözülmesi lazım. Bu paket içerisinde arsa satışı da var. Vatandaşa, imarlı arsalar, parseller satılacak. Bu noktada da şunu istiyoruz, müteahhitlik firmalarına da karneleri nispetinde ve sınıflandırmaları nispetinde arsa oluşturulup, koşullarına uygun fiyatlarla satılsın ki müteahhitlik sektörü de ucuza üretip piyasaya ucuza arz etsin.
Dolayısıyla tek taraflı, sadece vatandaşa TOKİ eliyle ev yapalım derseniz toplam ihtiyacı karşılaması mümkün değil” diye konuştu. Sektörün yüzde 50 civarında daraldığını ve konuta ihtiyacın hiçbir zaman bitmediğini, üretimin ise yarı yarıya düştüğünü aktaran Başkan Andıç, “Önlem alınması lazım. Dar gelirli vatandaş konuta ulaşamıyor ve devlet olarak sosyal konut yapıyorsunuz. Bunu kesinlikle destekliyoruz. Ama resmin bütününe bakmak lazım. Bizim ihtiyacımız çok daha fazla. O yüzden özel sektörde çarkların dönmesi lazım. Bunun için de finansmana erişim kolaylığı lazım” dedi.
‘ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORUZ’
Gelen zamlarla önlerini göremediklerini ifade eden Başkan Andıç, “KDV indirimleri, malzemeye erişim, zamların, dizginlenmesi lazım önümüzü göremiyoruz. Fiyatlarımızı maliyetlerimizi oluşturamıyoruz. Bir taraftan vatandaşın alım gücü aşağı doğru gidiyor. Bu büyük resmin bir parçası. Tamamına odaklanmak lazım ve tamamı üzerinde çalışmak lazım. Ancak hepsi oluşursa problemlerimiz azalır kiralar anormal derecede yüksek. Kira neden yükseliyor? Yeteri kadar üretim olmadığı için, piyasanın üretime ihtiyacı var. Ülkemizde yaklaşık 8 milyon kiracı var. Yeteri kadar üretim olmadığından on tane probleminiz varsa bu problemin sadece bir tanesi. Ama hepsine odaklanıp, hepsi için çözüm üretmeye gayret etmemiz lazım” dedi. Altı ayda bir artan taksit tutarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başkan Andıç, “Bu evlerin taksitleri altı ayda bir zamlanacak. Ekonominin gidişatıyla ilgili bir durum ancak olumlu şeyler olursa bu da amacına ulaşır. Ama enflasyon çok yüksek olursa, ekonomi bu şekilde sıkıntılarla devam ederse bu vatandaş için de kolay ödenebilir rakamlar olmayacak” ifadelerini kullandı.
UMUTLAR ÇALINMAMALI!
Asıl dikkat edilmesi gereken konunun, 20 yıl içerisinde devletin 2 milyona yakın konut üretmiş olması diyen Başkan Andıç, 2 sene içinde 250 bin dendiğinde bu rakamların çok ciddi rakamlar olduğunu ve işin basit bir iş olmadığını söyledi. Başkan Andıç, “Devlet her ne kadar peşinat da taksitte alsa 20 senede alacağınız paranın karşılığını 2-3 senede devlet olarak ödeyecekseniz. Bunun hazineye getireceği yükü de incelemek lazım. Belki bunun 300-400 milyar TL gibi hazineye bir yükü söz konusu. Dolayısıyla çok noktadan bakmak gerekiyor. Bunu sadece uygun taksitlerle ev veriyoruz diye düşünmek yeterli değil. Bir başka sıkıntı ise, Anadolu'da ve birçok şehirde TOKİ'ye girmiş ama iki senedir henüz inşaatı başlamamış, arsası dahi belli olmamış yerler var. Satışa sunulmuş ama henüz başlayamamış. Dolayısıyla burada da böyle bir şeyin olmamasını umut ediyoruz tabii. Bu durum insanımızın umutlarını çalmak olur. Umarım öyle bir şey olmaz” dedi.
En Çok Okunan Haberler