Deprem bölgesinden naklini diğer illere aldıran çocuklarda yaşadıkları bölgeyi terk etme ve afetten kaynaklı uyum sorunları doğabileceğini belirterek bazı uyarılarda bulunan Psikolojik Danışman Sedat Demircan, Öğretmen ve okul personellerine çağrıda bulunarak, “Çocukların depremle ilgili nelere maruz kaldığını bilmiyoruz. Burada bizimle güvendesiniz, her şey yoluna giriyor’ gibi kısa bir konuşma yapın” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 21.02.2023 10:43
Haber Güncellenme Tarihi: 21.02.2023 10:43
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Özlem ATAÇ/ÖZEL HABER
Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.7 büyüklüğünde, yaklaşık 9 saat sonra Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğündeki deprem sonrası 10 ilimizde büyük bir yıkım meydana geldi. Çok sayıda insanımızın hayatını kaybettiği, milyonlarca insanımızın evsiz kaldığı, toplumsal etkileri çok fazla olan travmatik bir olayla karşı karşıyayız. Yaşanan depremin psikolojik etkileri üzerine yoğunlaşan uzmanlar, kişilerle doğru iletişim kurulmasının altını çiziyor. Afetin neden olduğu şok duygusu ile aşırı korku, kaygı, endişe, suçluluk ve çaresizlik duygularının ilk zamanlarda yani kriz anında hissedildiğini aktaran Psikolojik Danışman Sedat Demircan, depremde yakınlarını kaybeden, deprem bölgesindeki ölümlere şahit olan, evi yıkılan, göçük altından çıkarılan, TV ekranlarında ve sosyal medyada deprem görüntülerini izleyen kişilerde travma sonrası stres bozukluğunun görülebileceğini söyledi.
‘SARIP SARMALAYIN’
Depremden en çok etkilenenin çocuklar olduğunu belirten Demirci, çocuklarla doğru iletişim kurulmasının altını çizerken, ebeveynler ve yetişkinler olarak nasıl davranılması gerektiğini tek tek anlattı. Yakınlarını kaybeden çocukları sarıp sarmalamamızın gerektiğini dile getiren Demirci, “Duyguların yoğun yaşandığı ortamlarda bulundurmayın, üzüntüsünü hissedin, paylaşın. Çocuklar doğal afetlere ilişkin birçok soru sorabilirler. Çocuklar bu sorularla ne yaşandığını anlamaya çalışıyorlar. Sorularına cevap verin, depremi doğal afet olarak anlatın. "Bilmiyorum, inşallah olmaz ya da istersen böyle şeyler söyleme gibi" ifadeler kullanmayın. Depremle ilgili bilgi verin: ‘Büyük depremler sonrası artçı depremler olduğunu, bunlar biriken enerjinin çıkması için gerekli olduğunu pek çok kere oldu, bazılarını hissettiğimizi bazılarını hiç hissetmediğimizi’ söyleyin. Çocuklara bulunduğunuz yerin güvenli olduğunu, beraber olduğunuzu söyleyin” dedi.
‘HABER VE GÖRÜNTÜLERİ İZLETMEYİN’
Kaygılı ve panik halinde olmamaya özen gösterilmesi gerektiğini söyleyen Demirci, “Çocuğun da korku ve üzüntüsünü ifade etmesine imkan verin. Akıllarından neler geçiyor, neler hissediyor... Çocuklara depremle ilgili haber ve görüntüleri izletmeyin. Depremi sürekli gündeminizde tutmayın. Onun yanında depremle ilgili konuşmalar yapmayın. Özellikle ‘Göçük altındakiler, soğukta kaldılar, depreme uykuda yakalandılar, binalar yıkıldı gitti...’ gibi ifadeler kullanmayın. Sık sık ona güvende olduğunu, onu sevdiğinizi söyleyin” diye uyardı.
‘ÖĞRETMENLERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR’
Deprem bölgesi dışındaki illerde, deprem bölgesinden gelen on binlerce çocuğun hiç bilmedikleri bir ortamda tanımadıkları çocuklar ve öğretmenlerle yeni sınıflarında eğitim öğretim görmeye başlayacağını söyleyen Demirci, depremzede çocuklarda yaşadıkları bölgeyi terk etme ve afetten kaynaklı uyum sorunları doğabileceğini belirterek bazı uyarılarda bulundu. Demirci, “Depremden birebir etkilenmese de sınıflarda deprem korkusu ve kaygısı yaşayan öğrenciler de olacak. Şunun bilinmesi lazım; okul doğal afetler sonrası çocuklar için en iyi sağaltım yeridir. Bunun için başta okul idareleri, öğretmenler ve okul personellerine çok büyük görev düşüyor” ifadelerini kullandı.
‘PSİKOLOJİK DANIŞMANINA YÖNLENDİRİN’
Öğretmen ve okul personellerine uyarılarda bulunan Demirci, “Okulların açıldığı ilk gün yapacağınız konuşmalarda kesinlikle ‘büyük bir felaket oldu, yüz binlerce insan göçük altında kaldı. Her yer yıkıldı gitti’ gibi ifadeler kullanmayın. Çocukların depremle ilgili nelere (aile içi konuşmalar, ekrandan gördükleri vb.) maruz kaldığını bilmiyoruz. Bu nedenle ilk karşılaşmada sakince ‘Büyük bir deprem oldu. Ülke olarak zor zamanlardan geçiyoruz, yardım çalışmaları bütün hızıyla devam ediyor. Burada bizimle güvendesiniz, her şey yoluna giriyor’ gibi kısa bir konuşma yapın. Bu konuşmada ses tonunuz sakin, jest ve mimikleriniz ölçülü, konuşmanız kısa ve öz olsun. Çocukların depremle ilgili sorularına kısa ve net cevaplar verin. Tekrar tekrar sorabilirler sabırlı bir şekilde siz de tekrar açıklamalarda bulunun. Yakınlarını kaybeden çocukların farkında olun onları sarıp sarmalayın. Sınıftaki öğrencilerin de ona destek olmasını sağlayın, onları yönlendirin. Öğrencilerin travmatik bir olay sonrası derslere odaklanmaları zaman alabilir. Bunun için sabırlı ve anlayışlı olunmalıdır. Travmatik yaşantılar sonrası öğrenciler kendilerini iyi hissedecekleri, güvenli, sıcak ve sevgi dolu bir ortamda arkadaşlarıyla beraber olabilecekleri bir okul ortamı ister. Çok katı olmadan eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürmek gerekir. Kendinizi, çocuklarınızı, öğrencilerinizi gözlemleyin; çok korkuyor, çok üzgün, çok dalgın, neşesiz olan çocukları önce okul psikolojik danışmanına yönlendirin. Sorun hala devam ediyorsa mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından yardım alın” diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Eğitimciler en güvenli liman
Deprem bölgesinden naklini diğer illere aldıran çocuklarda yaşadıkları bölgeyi terk etme ve afetten kaynaklı uyum sorunları doğabileceğini belirterek bazı uyarılarda bulunan Psikolojik Danışman Sedat Demircan, Öğretmen ve okul personellerine çağrıda bulunarak, “Çocukların depremle ilgili nelere maruz kaldığını bilmiyoruz. Burada bizimle güvendesiniz, her şey yoluna giriyor’ gibi kısa bir konuşma yapın” dedi.
Özlem ATAÇ/ÖZEL HABER
Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.7 büyüklüğünde, yaklaşık 9 saat sonra Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğündeki deprem sonrası 10 ilimizde büyük bir yıkım meydana geldi. Çok sayıda insanımızın hayatını kaybettiği, milyonlarca insanımızın evsiz kaldığı, toplumsal etkileri çok fazla olan travmatik bir olayla karşı karşıyayız. Yaşanan depremin psikolojik etkileri üzerine yoğunlaşan uzmanlar, kişilerle doğru iletişim kurulmasının altını çiziyor. Afetin neden olduğu şok duygusu ile aşırı korku, kaygı, endişe, suçluluk ve çaresizlik duygularının ilk zamanlarda yani kriz anında hissedildiğini aktaran Psikolojik Danışman Sedat Demircan, depremde yakınlarını kaybeden, deprem bölgesindeki ölümlere şahit olan, evi yıkılan, göçük altından çıkarılan, TV ekranlarında ve sosyal medyada deprem görüntülerini izleyen kişilerde travma sonrası stres bozukluğunun görülebileceğini söyledi.
‘SARIP SARMALAYIN’
Depremden en çok etkilenenin çocuklar olduğunu belirten Demirci, çocuklarla doğru iletişim kurulmasının altını çizerken, ebeveynler ve yetişkinler olarak nasıl davranılması gerektiğini tek tek anlattı. Yakınlarını kaybeden çocukları sarıp sarmalamamızın gerektiğini dile getiren Demirci, “Duyguların yoğun yaşandığı ortamlarda bulundurmayın, üzüntüsünü hissedin, paylaşın. Çocuklar doğal afetlere ilişkin birçok soru sorabilirler. Çocuklar bu sorularla ne yaşandığını anlamaya çalışıyorlar. Sorularına cevap verin, depremi doğal afet olarak anlatın. "Bilmiyorum, inşallah olmaz ya da istersen böyle şeyler söyleme gibi" ifadeler kullanmayın. Depremle ilgili bilgi verin: ‘Büyük depremler sonrası artçı depremler olduğunu, bunlar biriken enerjinin çıkması için gerekli olduğunu pek çok kere oldu, bazılarını hissettiğimizi bazılarını hiç hissetmediğimizi’ söyleyin. Çocuklara bulunduğunuz yerin güvenli olduğunu, beraber olduğunuzu söyleyin” dedi.
‘HABER VE GÖRÜNTÜLERİ İZLETMEYİN’
Kaygılı ve panik halinde olmamaya özen gösterilmesi gerektiğini söyleyen Demirci, “Çocuğun da korku ve üzüntüsünü ifade etmesine imkan verin. Akıllarından neler geçiyor, neler hissediyor... Çocuklara depremle ilgili haber ve görüntüleri izletmeyin. Depremi sürekli gündeminizde tutmayın. Onun yanında depremle ilgili konuşmalar yapmayın. Özellikle ‘Göçük altındakiler, soğukta kaldılar, depreme uykuda yakalandılar, binalar yıkıldı gitti...’ gibi ifadeler kullanmayın. Sık sık ona güvende olduğunu, onu sevdiğinizi söyleyin” diye uyardı.
‘ÖĞRETMENLERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR’
Deprem bölgesi dışındaki illerde, deprem bölgesinden gelen on binlerce çocuğun hiç bilmedikleri bir ortamda tanımadıkları çocuklar ve öğretmenlerle yeni sınıflarında eğitim öğretim görmeye başlayacağını söyleyen Demirci, depremzede çocuklarda yaşadıkları bölgeyi terk etme ve afetten kaynaklı uyum sorunları doğabileceğini belirterek bazı uyarılarda bulundu. Demirci, “Depremden birebir etkilenmese de sınıflarda deprem korkusu ve kaygısı yaşayan öğrenciler de olacak. Şunun bilinmesi lazım; okul doğal afetler sonrası çocuklar için en iyi sağaltım yeridir. Bunun için başta okul idareleri, öğretmenler ve okul personellerine çok büyük görev düşüyor” ifadelerini kullandı.
‘PSİKOLOJİK DANIŞMANINA YÖNLENDİRİN’
Öğretmen ve okul personellerine uyarılarda bulunan Demirci, “Okulların açıldığı ilk gün yapacağınız konuşmalarda kesinlikle ‘büyük bir felaket oldu, yüz binlerce insan göçük altında kaldı. Her yer yıkıldı gitti’ gibi ifadeler kullanmayın. Çocukların depremle ilgili nelere (aile içi konuşmalar, ekrandan gördükleri vb.) maruz kaldığını bilmiyoruz. Bu nedenle ilk karşılaşmada sakince ‘Büyük bir deprem oldu. Ülke olarak zor zamanlardan geçiyoruz, yardım çalışmaları bütün hızıyla devam ediyor. Burada bizimle güvendesiniz, her şey yoluna giriyor’ gibi kısa bir konuşma yapın. Bu konuşmada ses tonunuz sakin, jest ve mimikleriniz ölçülü, konuşmanız kısa ve öz olsun. Çocukların depremle ilgili sorularına kısa ve net cevaplar verin. Tekrar tekrar sorabilirler sabırlı bir şekilde siz de tekrar açıklamalarda bulunun. Yakınlarını kaybeden çocukların farkında olun onları sarıp sarmalayın. Sınıftaki öğrencilerin de ona destek olmasını sağlayın, onları yönlendirin. Öğrencilerin travmatik bir olay sonrası derslere odaklanmaları zaman alabilir. Bunun için sabırlı ve anlayışlı olunmalıdır. Travmatik yaşantılar sonrası öğrenciler kendilerini iyi hissedecekleri, güvenli, sıcak ve sevgi dolu bir ortamda arkadaşlarıyla beraber olabilecekleri bir okul ortamı ister. Çok katı olmadan eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürmek gerekir. Kendinizi, çocuklarınızı, öğrencilerinizi gözlemleyin; çok korkuyor, çok üzgün, çok dalgın, neşesiz olan çocukları önce okul psikolojik danışmanına yönlendirin. Sorun hala devam ediyorsa mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından yardım alın” diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler