Burhan Ilgın ile yüz yüze

Öncelikle bizleri konuk ettiğiniz için Burhan Bey size çok teşekkür etmek istiyorum. Geniş bir perspektif içerisinde sorularımız var, kısaca sizi tanıyarak  başlayalım isterseniz?

1965 Bursa doğumluyum. Bursa'nınyerlisiyim, babam da Bursa doğumlu rahmetli dedem Kırcaali göçmeni. 1938 yılında yurda gelmişler. Birkaç sefer oralara gittik gördük aynı bizim buralara benziyor her yer yeşillik. Orasının benzerliği dolayısıyla buraya yerleşmişlerdir diye tahmin ediyorum. İlkokul, ortaokul lise tahsilim Bursa'da geçti. Ortaokul yıllarında çocukların hani spor yaptığı dönem olur ya bizim de kabiliyetimiz futbol yolunda ortaya çıktı. Kırcaali göçmeni olmamızdan dolayı Bursa'da Kırcaali Mahallesi'nde oturuyorduk. Önceleri İstiklal İlkokulunda okul bahçesinde futbol oynarken, sonra Özel Namık Sözeri Lisesi'ne gittim orada futbola daha fazla ilgi duymaya başladım. Namık Sözeri lisesinde Bursasporlu abilerimizin oynadığını duydum. O dönem Tophane Endüstri Meslek Lisesi, Erkek Lisesi, Ticaret Lisesi bu tür başarılı öğrencileri, sporcuları, futbolcuları toplarlardı. Daha sonra 1977-78 yılında bizi Bursaspor altyapısına önerdiler. Okulda öne çıktığımız için altyapıda değerlendirilme yönünde o zamanlar Allah rahmet eylesin Nida Öğretir hocamız vardı. Mehmet Tan, Ercüment Şeftalioğlu, Hasan Bora gibi hocalarımız vardı. Altyapıda futbola başladık Bursaspor'da bizim jenerasyonumuzda o zaman Ahmet Suphi Evke, Murat Gültekin, Cemal Vardar, Eser Kardeşler, Mustafa Acar gibi arkadaşlar vardı, hala daha irtibatımız devam ediyor. Ben İşler nedeniyle profesyonel hayata geçemedim. Çünkü babam o zamanlar bana “sen bana lazımsın  bir tane oğlum var” dedi. Ticari anlamda bakış açımız iyiydi ticarete atıldım, ticarete atılsam da spordan özellikle futboldan kopmadım. Mahallede Kırcaalispor ile başlayan küçük müsabakalara katılmamız futbolda biraz daha bir adım ileri gitmemiz için bir yön göstermiş oldu.

 

1984 yılında Gaziantepspor’da beni istemişti dediğim gibi babamla   devam ettiğimiz için o da olmadı. Sonrasında Kültürspor’da devam ettim, bir dönem Çekirgespor ve  İnegöl Doğanspor maceralarım  oldu. Elmasbahçeler’de  yine arkadaşımız vasıtasıyla 1995 senesinde ekip kurduk. 2000 yılına kadar Elmasbahçeler’de futbol oynadım, ağabeylik yaptım. O ara arkadaşların, ağabeylerimizin önerisi ile “B” lisans teknik direktör diploması aldım. Bir yönetim boşluğu oldu İki sene başkanlık yaptım orada, Kırcaalispor’da da başkanlık yapmıştım ayrıca. Elmasbahçeler'den 2000 senesinde ayrıldık Maksemspor’da arkadaşlarla yine bir ekip kurduk orada da bizim başarılı yıllarımız geçti. Futbolu aktif olarak bırakmış gibiydim Maksemspor’da fakat 2014 senesiydi şöyle bir durumla karşılaştım. Ben bir ara spor salonuna kilo muhafazası için haftada 3 gün gidiyordum ve güzel bir form tutmuştum arkadaşlar seni amatör kümede oynatalım diye teklifte bulundular yaşımda 50 olmuştu. Tabii 90 dakika oynayacak durumda değildim ama işte 20 dakika, yarım saat oynayabilirdim, Cumalıkızıkspor’da  antrenörlük yapan biri ağabeyim bana böyle bir teklifte bulundu Cumalıkızık'ta oynamam  için  bana lisans çıkarttı. Bir maç vardı, Fidyekızık sahasında amatör küme sonuçta sıkıntılar çok, kadroda 10 kişi vardı seni ilk 11'de oynatacağım dedi antrenör ağabeyimiz. Takım eksikti mecburen 11’de çıkmış oldum.  90 dakikada oynadım gözlemci arkadaşta gördü beni eski arkadaşımdı, Maşallah iyi maç çıkardın bu yaşta dedi. Halen daha halı sahalarda top oynuyorum futboldan tabi ki kopamıyorum.

 

Şimdi ben olaya şöyle bakıyorum; bir Bursalı olarak biz burada doğduk ,burada yaşıyoruz. Bursa, Bursaspor şehir meselesi, futbol ülke meselesi genelde baktığınızda. Dediğim gibi altyapıda futbola Bursaspor'da başladım mutlaka değişen şeylerin olması gerektiğini düşündüğüm için aday oldum, burada bile bir  kuyumcu dükkanında  bazı değişimlerin değişikliklerin zamanı geldiğinde olması lazım mutlaka. Bursaspor'da da değişimin olması lazım diye düşündüm. Futbol okuluna çocuklar 8'li, 10’lu yaşlarda başlıyor. Tabii ki bu sadece Bursaspor için değil bütün takımların altyapıları var futbol okulları var, ama çocuk 16-17 yaşına geldiğinde babasına ben ne olacağım diye soruyor genç. Baba” futbolcu olacaksın işte oğlum” dediğinde altyapıda daha büyük yaşlardaki futbolcu ağabeylerimin  hangileri Bursaspor'da oynuyor  bak bakalım baba” diye söylüyor. Hakikaten üç beş seneden beri beş altı tane birden gelip, iskelet kadroyu oluşturacak bir ekip yok tek tük alınıyor onlarda  daha sonra başka takımlara kiralık gönderiliyor. Eskiden bizim ikinci takımımız  şimdiki 1. Lig'de şampiyon olmuştu. Peki ne oluyor bu altyapıdan  çıkan çocuklar daha alt liglerdeki Bozüyükspor, Kütahyaspor gibi takımlara  gitmek zorunda kalıyor birkaç sene de oralarda oynuyor,25 yaşına 26 yaşına kadar bu şekilde idare ediyor ama otuzundan sonra iyice sudan çıkmış balığa dönüyor bu işten hiç para kazanamıyor ve sağda solda güvenlikçi vesaire  olarak iş aramaya başlıyor. Mehmet Aurelio’ların Türk olarak oynatılmasına karşıyım kesinlikle. Bakıyorsunuz Galatasaray  ligde 11 tane yabancı ile oynuyor ben samimi söylüyorum Bursaspor 11 tane yabancı futbolcu ile oynasın ben Bursaspor'u bırakırım. Eskiden efsaneleşmiş eski futbolcuların isimleri çocuklara verilirdi. Mesut, Ersel, Sedat  gibi. Elbette Batalla gibi, Hagi gibi yabancılara karşı değilim benim yabancı kuralım  2+1’dir. 2+1 yeter. Diğer futbolcuların altyapıdan yetişmesi lazım altyapıdan başarılıların gelmesi lazım. Ekonomi anlamda da bunun böyle olması lazım. Sonuçta biz Katar'ın yaptığını zengin Arap ülkelerinin  yaptığını yapamayız, futbolcuları bu şekilde alamayız Bunun maddi olarak boyutunu da düşünmemiz lazım. altyapının başındaki teknik sorumluların  değişmemesi lazım, yap boz, yap boz olmaması lazım. 

 

Yapılan en büyük yanlışlardan biri de üst yapının Vakıfköy'den ayrılarak Özlüce’ye  alınmasıdır. Üst yapı ile altyapının aralarının açılması an  itibariyle hiç iyi olmamıştır. Gençler sahadan çıkarken büyük ağabeylerinin gelmesi onların başlarını okşaması çok önemli. Takımlara bakıyorsunuz birçoğunun ilk 11'inde yabancılar var İstiklal Marşı okuyacak futbolcu yok. Bunlar çok ilginç. 

Ben mesela söylemlerimde menajerleri kulübe sokmayacağım diyordum. Bursaspor Kulübü'nün menajeri olacak teknik heyetle birlikte takibe aldığı futbolcularla sözleşme imzalayacak böyle devam edecek benim karşıma 15 yaşında futbolcunun menajeri gelirse ben onu kulüpten  kovarım. Profesyonel kulüplerde yönetimler değişebilir ama altyapıdan sorumlu teknik heyetlerin mutlaka yerlerinde durması lazım devamlılık çok önemli. Ne yaptılar, ne yapıyorlar, ne yapacaklar, düzenli olarak raporlar alınmalı, durum değerlendirmeli .Biz Bursaspor'a göre mi hoca almalıyız yoksa hocaya göre mi takım oluşturmalıyız. Bugün yine hocaya göre takım oluşturuluyor hoca ne  isterse ona göre transfer ediliyor ve tribünlere sunuluyor. Bir şekilde hocanın istediği transferler yapılmasına rağmen işte gördünüz altyapı futbolcularıyla geldi Eskişehirspor bizi yendi. Neden biz kendi içimizden yetişen hocalara değerlere şans vermiyoruz imkanlar sunmuyoruz. 

 

Başkanlık sürecine gelince. 2016 yılında işte Timur Noyan’ın adı geçiyordu aday olarak, Ali Ay’ın daha adı geçmiyordu ben o dönemde tüm adayların projelerine baktım o zaman da söyledim Bursaspor'da değişen hiçbir şeyin olmadığını. Yani projeler sanki bir belediye başkanının projeleri gibiydi. Yapılan açıklamalarda projelerde Bursaspor gençliği ile ilgili alt yapı ile ilgili hiçbir projeye yoktu. Ben O dönem 2016'da Bursaspor TV’de Bursaspor Koleji Bursaspor Lisesi gibi eğitim açısından hangisi uygunsa Vakıfköy bünyesinde olacak şekilde  devam etmesi açısından böyle bir projem vardı. Ve ben o süreçte aday oldum ve ilk aday olarak ben başvurdum. Timur Noyan çekildi sonra, bana o dönemde Ali Ay’ın listesine  girmem ile ilgili tekliflerde bulunmuşlardı. Burhan Vatan vardı onu 40 seneden beri tanırım, seni listemize alalım “altyapı  sorumluluğunu” sana verelim dediler. Ben her ikisine de "bu saatten sonra çekilmem, birinizin listesine girmem uygun olmaz” dedim. Arkadaşlarım var çünkü bana güvenen, ben onları bırakıp da sizin listenize girmem  benim için uygun olmaz dedim. Neden olmaz kazandık varsayalım Ali Ay’ ne  oldu? 3 sene durdu orada bu koltuklar kalıcı değil ki ama dostluklar kalıcı.  3 sene bitti dönem değişti başkaları başkanlık yapıyor şimdi. Peki ben birkaç sene sonra 3 sene sonra  5 sene sonra olsun tekrardan başkanlığa adayım desem arkadaşlarım bana  “Burhan devam edeceğiz miyiz? Yoksa son dakika da başka bir listeye girecek misin?” diye sorarlarsa ben ne derim, cevap veremem. Çünkü bunlar hep gelip geçicidir illaki hizmet yapmak için başkan olmak ya da yönetimde olmak şart değildir. Bunların olması için kişilerin de kendi özel duruşlarının olması lazım. O dönemde kimseye  gidip de icazet de almadım, Siyasetinde içerisindeydim, kimseden olur almadım ayrıca onu da belirtmek isterim. 

 

 

Askerden sonra iş hayatına devam etmek zorundaydım söylediğim gibi, Babamla birlikte olduk iş hayatında askerden geldikten sonra babam aktif olarak çalışmasını sonlandırdı, kadife üretimimiz vardı tekstilde. “Ilgın Kadife”  adı altında imalat ve satış olarak Eski Gökçen İş Hanı’nda 20 sene kadar bulunduk. 2010 yılındaki Global krizde sektörden çıkmak zorunda kaldık. Büyük oğlan vesaire hep beraber değerlendirmeler neticesinde, 5 sene kadar sonra kuyumculuk sektörüne girdik, çocuklarla beraber devam ediyoruz biz de başlarındayız. O dönemde o arada siyasette de yoğunluğumuz oldu. Ben  Tayyip Erdoğancıyım, benim için AK Parti’den önce Tayyip Erdoğan gelir. Sonra aktif olarak Osmangazi İlçe yönetiminde 3,5 senem orada geçti sonra 3 sene il yönetimindeydim. 3,5 sene rahmetli Bayram Bey’leydik, sonraki 3 sene Hayrettin Çakmak’la beraberdik ilde. Ondan sonra 5 sene meclis üyeliği yaptım Mustafa Dündar ile birlikte Osmangazi Belediyesinde çok yoğun bir dönemim geçti. 2014 yılına kadar daha sonra 2015'ten itibaren bu sektörde oğlanlarla beraberiz. Burasını daha yeni açtık, burada bir tadilatımız oldu biraz da çeşidimizi çoğalttık altının  yanı sıra gümüş, saat ve pırlanta ya da geçiş yaptık onlarla da ilgili bölümlerimiz var Damatta bize katıldı. İki oğlum da var aynı zamanda daha önce söylemiş olduğum gibi.

 

 

 

Hep söylerim uzun vadede en isabetli yatırım altındır. ama şimdi vatandaş altını alıp 1 hafta sonra, 1 ay sonra  bozduracaksa  hiç girmesin. Fakat fiyatlara baktığınız zaman geçmişe dönük her şey fiyatlar ortada, 3 sene, 5 sene, 10 sene önceki ortada. Onlara  baktığınız zaman en istikrarlı yatırımın  altın olduğunu yatırımcısına kazandırdığını göreceksiniz. Daha çok işçiliği az olan Adana burması gibi, şimdi yeni çıkan Bursa burması gibi  bilezikleri, çeyrek altın gibi küçük altın gibi  Cumhuriyet altın gibi yatırımlık altınları öneririm. 

 

 

Türkiye eski Türkiye değil önceki gibi ensesine vur ağzındaki lokmayı al konumunda değil. Elbette eksiklikler yanlışlıklar olabilir. Türkiye borç alan değil borç veren pozisyonda artık. Dış ülkelerde depremdir veya tabii afetler olduğunda en son değil en başta o ülkeye yardım eden ülke konumundadır. Suriye'de son 7-8 sene de yaşanan olaylarda kaçan insanların geldiği ülkedir böyle bir ülkeyi ve böyle bir lideri iyi anlamak lazım. Hani meyve veren ağaç taşlanır misali Tayyip Bey yüzyılın lideridir. Tayyip Bey ile uğraşanlar kimdir ilk başta Kurtuluş Savaşı'ndan beri ülkemizi bölmeye çalışan ülkeler faal olarak karşısındadır. Bunları tek tek saymaya gerek yok. Bunun haricinde yurtiçinde terör örgütleri ve bunların uzantısı olan partiler hepsi AK Parti’den ziyade Tayyip Bey üzerine Tayyip beyi devirmek üzerine hareket etmekte siyaset yapmaktadırlar. Böyle bir çalışmanın yapıldığı ortamda menfaatlerimizi mi nefsimizi mi ön plana çıkarmalıyız. Yoksa ülke menfaatlerini mi düşünmeliyiz eğer ülke menfaatlerini düşünürsek Tayyip Bey'in yanlışları olabilir, bazı yanındakilerin yanlışlıkları olabilir eğer ülke menfaatini düşünürsek tutmamız onu gerekir eleştirileri dile getirsek de o hareketin içerisinde yer almamız gerekir. Ama kendi menfaatimizi düşünürsek nefsi hareket edersek işte nasıl Türkiye eski Türkiye değil eski siyaset değil eski futbol değil diyorsak geçmişteki bu partilerini değiştirenlerde olmaması lazım. Akşam bir partide sabah başka bir  parti de 7 tane Parti değiştiren bir zat vardı hatırlarsanız bir dönem. İnsanın bir duruşu olması lazım, bugün bir partilisin yarın başka bir partidesin bu böyle olmaz ,yürümez.Sonra birçok kişi Tayyip Bey sayesinde bir yerlere gelmiştir. Şimdi bu anlamda Türkiye'de olduğu gibi Bursa'da da böyle bir hareket var ben bir çoğunun isimlerini biliyorum. Bu nasıl ki diğer dış güçler ve içerideki terör örgütleri ve diğer etkenler bu nasıl  parçalama hareketi ise bu isimlerde bu parçalama hareketine  bilerek ya da bilmeyerek yardımcı olan  şuursuzca bu değirmene  su taşıyan arkadaşlardır. Yaptıkları çok yanlıştır. Zamanında siyasetle işi olmayan Tayyip Bey'in lütfu ile bir yere gelen arkadaşlar, makam  alan arkadaşlar, Milletvekili olarak görev almış  arkadaşlar söz sahibi olan arkadaşlar Tayyip Bey'in sayesinde bir yere gelmiş olan arkadaşlar, Maalesef bu hareketin içerisinde yer  almaktan geri durmuyorlar.  Güzel günlerde herkes  yanında olabilir ama işte sıkıntılı günlerde destek olabilmek liderin arkasında durabilmek çok  önemlidir. Partide 2014'ten beri aktif  bir  görevim yok. Tayyip bey sağ oldukça biz Tayyip Bey'in yanındayız.    Son olarak başta Bursasporlu kardeşlerim olmak üzere bütün vatandaşlarıma sağlık, sıhhat, afiyet, mutluluk ve esenlikler diliyorum.