Araştırmacılar bu trende aydınlanma karşıtı hareket adını verdi. Bunun sorumlusunun kim olduğuna karar vermek zor.

sciencealert.com’dan Fiona Macdonald’ın makalesine göre 2017 yılında bir grup psikolog insanların bilimi reddetmesine neden olan temel etkenleri tanımladı. Konunun insanların eğitim ve zeka seviyesinden bağımsız olduğu görüldü.

Aslında bakarsanız iklim değişikliği, aşıların güvenli olması gibi konulardaki bilimsel konsensüsü reddeden insanların toplumun geneli kadar bilimle ilgilendiği ve eğitimli olduğu belirlendi. Peki neden bilimsel gerçekleri reddediyorlar?

Bursa’da gençler yılbaşına şarkılar eşliğinde girdi Bursa’da gençler yılbaşına şarkılar eşliğinde girdi

Konu gerçeklere geldiğinde, insanlar bilim insanlarından çok avukatlar gibi düşünme eğiliminde. Halihazırda doğru olduğuna inandıkları araştırmaları ve gerçekleri bilinçli şekilde seçerek bunları savunuyorlar.

İNSANLAR ÖNYARGILARINA UYGUN BİLGİLERİ SEÇİYOR!

Örneğin; insanların iklim değişikliğin yol açmadığını düşünen birisi, bu fikri destekleyen yüzlerce çalışmayı görmezden geliyor. Görüşlerini destekleyen bir tek çalışmaya tutunuyor. Bu aslında bilişsel bir önyargı türü olan doğrulama önyargısı şeklinde tanımlanıyor.

Araştırmacılar, “İnsanlar, karşılaştıkları bir bilgi kendi görüşlerini destekliyorsa o bilgiye yakın duruyorlar. Bilgi, mevcut görüşleri ile çelişiyorsa da reddetmiyorlar, ama kendilerini daha uzak konumlandırıyorlar” diyor. 

Bu tespit, bir dizi yeni görüşmenin yanı sıra konu hakkında yayınlanan araştırmaların bir meta analizi sonucunda yapıldı; Kişilik İçin Toplum ve Sosyal Psikoloji adlı yıllık bir konvansiyon altında düzenlenen bir sempozyumda sunuldu. (gidahatti.com)