Eda ÖZATA

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i ‘agazete’ olarak Ramada Nilüfer Hotel’de ağırladık. Gazetemiz Genel Müdürü Erdal Şimşek, Yazı İşleri Müdürü Ahmet Kundakcı ve Köşe Yazarı Mehmet Çetinkayaile Bursa ve ülke gündemine dair konuşan Başkan Bozbey, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın FSM'deki mitingini değişik bir bakış açısıyla değerlendirirken, Bursa’nın bir meydanı olması gerektiğini dile getirerek Fatih Sultan Mehmet (FSM) Caddesi’nde bulunan hastane alanının meydan olması için yıllardır çaba gösterdiklerini ifade etti. Bozbey, “Biz hastane alanı demokrasi meydanı olsun diye çaba gösteriyoruz. Umarım Büyükşehir Belediyesi ve Hazine bu konuda adım atar ve orası büyük bir meydan olur. İnsanların bir araya gelip, birçok etkinliği yapabileceği bir alan olur. Altı da otopark olur ve FSM Caddesi’nin çok önemli bir sorunu da ortadan kalkmış olur. Biz daha önce bunun teklifini yapmıştık. Bu alan toplamda 38 bin metrekare civarında. 8 bin metrekaresini imar hakkı verelim, 30 bin metrekare de temiz bir meydan kalırdı. İnanılmaz keyifli ve bütün bölgeyi de etkileyecek bir meydan olacaktı. Aslında böyle bir meydana da ihtiyaç var. Çünkü Bursa’nın meydanı yok. Kent Meydanı adı altında bir yerimiz var ama sadece adı meydan” ifadelerini kullandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın 1960’lı yıllardan Atatürk Stadyumu’nun bir görüntüsünü sosyal medyada stadyumun meydan olarak halka sunulacağı paylaşımına karşılık Bozbey şöyle cevap verdi: “Yeşil alan başka bir şey, meydan başka bir şey. Ben baştan beri Atatürk Stadyumu’nun oradan kaldırılmasını doğru bulmadım. Çünkü o stadyum taş duvarlarıyla kalmalıydı. Sonradan yapılan ekleri kaldırıp, tarihi bir bölge olarak kalmalıydı. O bölgede ne projeler vardı…”

İLÇELERİ KALDIRMA PLANI VAR

2019 seçimlerine de değinen Başkan Bozbey, önümüzdeki 1 yıllık süreçte hiç kimsenin toplumun tepkisini çekecek faaliyetlerde bulunamayacağını vurguladı. “Sanayicilerin emlak vergilerini sıfırladılar ama boşuna yapmadılar. Bu bizim gibi belediyelere darbedir” diyen Bozbey şöyle konuştu:“Ardından taşeron yasasını gündeme getirdiler. Bu önemli ikinci ataktır. Arkadan imar affı ile ilgili söylenti çıktı. Şu anda geri dönüş olarak kimseden tepki gelmedi. Burada bir taşla iki kuş var. 1.’si vatandaşın yıllardır imar affı çıkmadı ya hem vatandaşın hem sanayicinin sorunlarını çözüyorlar. Tabi artık depreme dayanıksız yapılar işin içine girecek ama herkes tapusunu alacak. 2.’si gelirin yarısı genel bütçeye yarısı da kentsel dönüşümle ilgili fona gidecek. Belediyeler yine işin içinde yok. Bir diğer atak ise; önümüzdeki hafta belediyelerle ilgili yasa tasarısı geliyor. Kafalarda bir kere şu var; mevcut hükümetin kesinlikle Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere ilçe, belde gibi birimlerle uğraşmak istemiyorlar. Tek bir tane belediye başkanı yani mümkünse 81 olsun, olmadı 110-120 yapalım ama ben o kadar kişiyle muhatap olayım kafası var. Bütünşehir yasası ile bunu tamamen sağlamış olacaklar. İlçeleri de kaldırma planı var ama ilçeleri kaldırma planı gelecek olan yasa tasarısında olur mu olmaz mı şüphelerim var. Çünkü çok radikal bir karar. Beldeleri kapattıklarında çok fazla tepki oluşmadı, yine istedikleri oyu aldılar ama ilçeleri kapattıklarında tepki oluşup oluşmayacağını ölçüyorlar. Temel düşünce budur.”

MUHTARLAR PARTİDEN SEÇİLSİN DİYECEKLER

“İlçeleri kapatmayı göze alırlarsa bilin ki muhtarları siyasi oluşturacaklar” diyen Başkan Mustafa Bozbey,“Muhtarlar partiden seçilsin diyecekler. Her parti kendine bir muhtar adayı çıkaracak ve yerel irtibatı da o şekilde sağlayacaklar ya da atama yapalım diyecekler. Bu uygulama Bulgaristan’da var. Kontrol bir yerde olacak. Belediye bütçeleri oransal anlamda gittikçe düşüyor. Önümüzdeki hafta yerel yönetimlerle ilgili yasa tasarısının ya da onların deyimiyle yeniden yapılandırılma yasasının izlerini hep beraber öğreneceğiz” açıklamalarında bulundu.

DEMOKRASİ TALEPLERİ AZALDI

Seçim yasası hakkında konuşan Başkan Bozbey, dar bölge ya da daraltılmış bölge üzerinde inanılmaz tartışma yürütüldüğünü kaydetti.Örnek vererek konuşmasına devam eden Bozbey, “Bursa’da 20 tane milletvekili var. 20 milletvekilini, Bursa’yı 5 bölgeye ayırıp 4’er milletvekili çıkarmaya ya da tam dar bölgeye girerse 20 bölge yapıp her bölgeden 1’er milletvekili çıkarmayı düşünüyorlar. Benim yıllardır savunduğum düşünce şudur; 20 milletvekili varsa 20 tane bölgeye böleceksin, 20 bölgeden de gerçekten halkın takdir ettiği milletvekillerini çıkaracaksın. Fakat öyle bir konuma geldik ki benzer bir olayda muhalefetin toplam sayısının çok düşeceğini düşünüyoruz. Ama Türkiye’nin geldiği noktada demokrasi talepleri azaldı, başka sorunlar var. Bunları değerlendirdiğimizde çok farklı partiler de çıkabilir ancak yüzde 10 barajına takılır, hiç biri çıkamaz. Komple ülke barajını kaldırıp, tam dar bölge stilini yaparsanız o zaman parlamentoda çok farklı siyasi partilerin girdiğini görürsünüz. Ama buna iktidar da başta olmak üzere çoğunluk hayır der” şeklinde konuştu.

EN DEMOKRAT LİDER KILIÇDAROĞLU

Türkiye siyasi hareketinde güçlü bir demokrasi talebinin olduğu döneme rastlamadığını söyleyen Başkan Bozbey, siyasi liderler içerisinde en demokrat kişinin Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu belirtti. Bozbey, “Onun için zaten tepsi ile verilen tepsi ile alındığı zaman kimse ses çıkarmıyor. Yoksa demokrasi talebinin güçlü olduğu bir yerde sen darbe yapacaksın, halk linç eder. Olmadığı için terörden öldürülmüş insanlar, ertesi günü çıt ses yok. Bu nasıl bir demokrasidir. Bundan dolayı partilerde ne yaparsanız yapın, üye hala demokrat bir anlayışta olmadığı için güçlüden yana kayıyor. Kılıçdaroğlu, demokrat olduğu için ön seçim getirdi. Ardından çarşaf liste olsun dendi. Çarşaf liste tüzüğe de kondu. Kongrelerin hepsinde hemen bir önergeden sonra blok liste ile seçim oluyor. Bu her partide aynı şekilde devam ediyor. Adalet ve Kalkınma Partisi, tek adayla kongre yapıyor. Kongreye gerek yok ki. Aday, yöneticiler, liste belli. Bu sadece gündem oluşturmak maksatlı yapılan bir işlevdir. Bunun için bizim demokrasi anlayışımız böyle bir sistemle gelişmesi mümkün değil. Zaman gelecek keşke bu dönemde mücadele etseydik diyeceğiz ama iş işten geçmiş olacak” şeklinde konuştu.

KADEMELİ YÖNETİM SİSTEMİ GEREKİYOR

Başkan Bozbey, kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekliyor musunuz ya da değişimden yana mısınız sorusunu şöyle cevapladı: “Değişim beyinlerde olması gerekiyor. Örneğin MHP, 12 Eylül’den önce yaratılan kaosta yaşananları anımsatıyor. O dönemde insanlarla konuştuğumuz zaman MHP denince ‘faşist’ diyorlar. Biz biliyoruz ki MHP’nin içerisinde kendini ülkücü olarak tanımlayan ama laikliğe, Cumhuriyete bağlı insanlar olduğunu biliyoruz. Ama ona rağmen parti kimliği onun da öyle olduğunu varsaydırıyor. CHP’nin de aynı şekilde… Bunu değiştirebilmenin yollarını çok iyi analiz etmek gerekiyor. Bu da ancak önce partili üyelerin tamamının iyi bir eğitimden geçmiş olması gerekir ki bu da yetmez sınava tabi tutulması gerekir. Kademeli yönetim sistemi getirilmesi gerekiyor. Başka türkü mümkün değil. CHP ile SHP birleşmeseydi insanlar eski günleri hatırlamazlardı.”

NİLÜFERLİLERE MİNNET BORÇLUYUM

Sayın Başkan 2019'a yönelik kendiniz, partiniz ve seçimlere yönelik ne söylemek isterisiniz sorumuza şakayla karışık "Gönül ister şöyle sahil kasabasında bir tatil yapalım" cümlesini kurduktan sonra "Herkesin bildiği gibi makamlar kalıcı değil geçicidir. Biz de buralarda kalıcı değiliz. Ama biliyorum ki Nilüfer’de oturmuş bir sistem ve anlayış var. Biz değişimi yöneten bir anlayışı ortaya koyduk. Bunu biraz daha geliştirebilecek veya en az bunu sürdürebilecek birinin yönetici olmasını istiyorum. Tek isteğim bu. Gelip birisi bu anlayışı bozarsa o zaman gönlümüz kırılır. Bugün Nilüfer’i birçok belediye örnek alıyorsa, farklı siyasi partilerin belediyeleri hiç çekinmeden ziyaret edip, uygulamaları örnek alıyorsa bu da doğru işlerin yapıldığının kanıtıdır. Eksik illa ki vardır. Ama bunları düzeltiyoruz. Bunu götürebilecek bir arkadaşımızın bizden sonra görev alması tercihimizdir. Hiçbir zaman için ben Nilüfer Belediye Başkanı olacağım diye bir şartım olmadı. Ama kendi doğduğum yere bu kadar hizmet etme olanağını bulduğum için kendimi huzurlu hissediyorum ve bunun için Nilüferlilere minnet borçluyum" diye konuşmasını sonlandırdı.