ukurova ilçesindeki Ramazanoğlu Camii’nde 15 Temmuz şehitleri anısına okutulan mevlidin ardından yaptığı basın açıklamasında hain darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle ülke genelinde mezarlık ve şehit ailesi ziyareti etkinlikleri yaptığını anlatan Bakan Çelik, “O geçirdiğimiz günün üzerinden yaklaşık 1 yıl geçti ama bu hem milletimiz açısından tarihi bir gündür hem de dünyada misali görülmemiş bir direniş ve kahramanlıktır” dedi. Asker üniforması giymiş katillerin, milletin güvenliğinin sağlanması için kendilerine emanet edilmiş F-16, tank, tüfekleri kullanarak acımasızca saldırılarda bulunarak ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanını öldürmeye kastettiğini ifade eden Bakan Çelik, “Ama elinde hiçbir şey olmayan, elinde taş bile olmayan kadınlar, yaşlılar, gençler sokaklara döküldüler ve bu devletin bağımsızlığını, bizi bu topraklarda hür yaşatan değerleri ve bizim burayı vatan kılmamıza sebep olan tüm prensipleri koruyacak şekilde müthiş bir direniş gösterdiler. Ve şehitlerimiz oldu. Kimisi tanıdığımız yakın arkadaşlarımız, yıllardır arkadaşlık ettiğimiz insanlar, kimisi hiç görmediğimiz insanlar ama hepsi kalbimizde meşale gibi yanıyorlar. Bu şehitler bize bir mesaj verdi. Dediler ki ’Siz bu topraklarda hür yaşayın diye, siz bu topraklarda birlik, bütünlük içerisinde yaşayın diye canımızı feda ediyoruz.’ Onlar vazifelerini yaptılar. Önemli olan bundan sonrasında bizim onlara layık olmamızdır. Onlar en aziz varlıklarını, canlarını feda ettiler ve bu vatan topraklarında birer bayrak, birer meşale olarak ebediyete yürüdüler. Allah mekanlarını cennet eylesin” şeklinde konuştu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milletinin şehitleri unutmadığını söyleyen Bakan Ömer Çelik şöyle devam etti: “Onların bize verdiği mesajı en taze şekilde hatırlıyor ve bu ülkede birlik, bütünlük içerisinde daha kardeşçe bir hayata daha çok tutunmak için hep beraber gayret göstermeye çalışıyoruz. Bu ülkeyi daha ileriye götürmek, bu ülkede birlik, bütünlüğü, kardeşliği daha çok tesis etmek için yapacağımız her çalışma bu şehitlerin aziz hatıralarına daha çok sahip çıkma anlamına gelecek. Bugün sadece sembolik bir gündür. Onları her gün anıyoruz aslında. Hiçbir anma, hiçbir söz o şehitlerin fedakarlıklarını ifade etmeye yetmez. Milletimiz ve devletimiz geçen sene 15 Temmuz’da hiçbir devletin hiçbir milletin başına gelemeyecek kadar büyük bir felaketle karşı karşıya kaldı. Ülkenin güvenliği için verilen tanklar, uçaklar millete karşı kullanıldı. Asker, polis, güvenlik güçleri masum kadınlar, siviller, yaşlı-genç insanlar katledildiler, hepsi şehit oldular. Bu katliam şebekesinin katletme girişimi karşısında milletimiz şehitlerin etrafında bütünleşti ve devletimizi bir işgalden, milletimizi büyük bir felaketin eşiğinden çekti. İşgal engellendi. O felaket geri çevrildi. Bunu hiçbir zaman unutmayacağız. Bu millet tüm dünyaya gerekirse 3 kişinin, 5 kişinin, 10 kişinin değil bütün bir milletin bu ülkenin birlik bütünlüğü için şehit olmak üzere sokaklara çıkabileceğini göstermiştir. Dünyada çeşitli fedakarlıkları tarihten okuyoruz günümüzde yaşıyoruz ama bir milletin topyekün şehit olmak için sokaklara çıkması, şehit olmaya aday olması insanlık tarihinde görülmemiştir. Geçen sene 15 Temmuz gecesinden 16 temmuz gecesine bu millet tarafından gösterildi. Bir milletin tamamı şehit olmak için sokağa döküldü.” Bakan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bazı milletlerin bir parçası askeri polisi, belli bir kısmı çeşitli dönemeçlerde öne çıkabiliyor. Biz de tarihin çeşitli dönemeçlerinde büyük felaketleri atlattık ama bir milletin tamamının topyekün kayıtsız şartsız her bir ferdinin şehit olmak üzere sokaklara dökülmesi insanlık tarihinde ilk defa gözüküyor bu bizim milletimizin millet olma ruhunun en önemli göstergesidir. Devletimizi ayakta tutan en büyük sütundur. Bir kez daha şehitlerimize rahmet diliyoruz. Onları yetiştiren aziz ailelerine hürmetlerimizi sunuyoruz devletimiz hükümetimiz adına. Gazilerimize acil şifalar diliyoruz. Milletçe buradan çıkarmamız gereken ders birlik bütünlüğümüzü koruyacağız el ele tutuşacağız kol kola gireceğiz et ve tırnak gibi geleceğe kardeşçe yürüyeceğiz ve bir daha bu milletin başına benzer felaketler gelmesin diye tüm hassasiyetimizle, tüm varlığımızla bu mücadeleyi sürdüreceğiz." Ankara’da şehit olan polisler Ahmet ve Mehmet Oruç’un babası Ali Oruç ise “Bakanım gözün arkada kalmasın. Ben 2 tane evlat verdim 1 tane evladım kaldı. Gerekirse onu da veririm. Gerekirse kendim de veririm.”