
Kızıl geyiğin Kara Avcılığı Kanunu'na istinaden Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenen koruma altına alınan yaban hayvanları memeliler listesinde bulunduğu, yine Bern Sözleşmesi'nin “korunan fauna türleri” başlıklı listede yer aldığı, bunlara göre belirlenen hayvanların korunmaları için yasal ve idari önlemlerin alınması ve bu amaçla avlanmalara ilişkin düzenlemelerin popülasyonlarının varlığını tehlikeye düşürmeyecek şekilde yapılması gerekliliğinin vurgulandığı, öncelikle av dışı yöntemlerin denenmesi gerektiği, davalı idarece kapsamlı, somut, bilimsel ve teknik verilerle hareket edilmesi gerektiği dolayısıyla hukuka ve mevzuata aykırı olduğu ileri sürüldü.
Her iki mahkeme de, talebi haklı buldu ve “yaban hayvanlarının sayılarına, avlanacakları sahalara ve avlanmanın sonuçlarına ilişkin somut ihale açısından (ihale konusu alan ve yaban hayvanı özelinde) davalı idare tarafından, yeterli nitelikte bilimsel, somut ve kapsamlı araştırma ve tespitler, etüt ve envanter çalışmaları yapıldığı ortaya konulmaksızın gerçekleştirilen dava konusu ihalede açıkça hukuka aykırılık bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır” denilerek iki geyiğin avlanmasına ilişkin ihale kararının yürütmesini durdurdu.