
İnsanın ilk sorumluluğu Allah’ı tanımak, inanmak emrini, hükmünü yerine getirip yürütmektir. “Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât Sûresi, 51/56). Bunun dışında insanın kendine, kendi dışındaki insanlar ve varlığa karşı sorumluluğu vardır. Daha öz bir şekilde ifade edecek olursak inancının sağlam olması, ibadetlerini yerine getirmesi ve sağlam bir ahlaka sahip olması en önemli sorumluluğudur. Bakara Suresi’nde şöyle özetlenmiştir: “Asıl erdemli kişi Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takvâ sahipleri bunlardır.” (Bakara Suresi, 2/177)
İnsanın hayat serüveninde hep iyilikler olmamakta, zaman zaman hatalar da yapabilmektedir. Hayatındaki yanlışlarını ve eksiklerini görebilmesi, fark edebilmesi ve kendini ıslah edebilmesi için iki şeye ihtiyacı vardır. Bunlardan birincisi, sağlam bir vicdan inşası ile mümkündür. Sağlam bir vicdan ancak Allah’tan sakınma duygusuyla inşa edilebilir. “Ey iman edenler! Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız o size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir.” (Enfâl Sûresi,8/29) “Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştırmış kimse için, şüphesiz cennet(onun) yegâne barınağıdır” (Naziat Suresi, 79/40-41) Hz. Peygamber (s.a.s.) ise nefsine hakim olan kişiyi akıllı kişi olarak tarif etmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Zavallı (ahmak) kişi ise nefsinin arzu ve isteklerine uyan (ve buna rağmen hâlâ) Allah’tan (iyilik) temenni edendir.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 25)
Mevlana ise Mesnevi’de şöyle söyler: “Ey gizlice heva ve hevesini tazeleyen kimse! İmanını tazele, ama yalnız dille olmasın. Heva ve heves tazelenip durdukça iman taze değildir. Çünkü heva, iman kapısının kilididir.”
İkincisi ise iyi bir dost seçimi ile mümkündür. Asr suresinde iman edip salih amel işleyenler, hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin dışındaki insanların zararda olduğu ifade edilmektedir. Hak yolda istikamet üzere yürüyebilmek için başkalarının tavsiyesine ihtiyaç vardır. İmam-ı Gazali kusurları öğrenmenin yollarını şöyle sıralamıştır: “Derin bilgi sahibi bir mürşitten ders alarak. Her durumda doğruları ifade edecek, gerçekleri olduğu gibi çekinmeden yüze karşı söyleyen bir dost bularak. Nitekim Halife Hz. Ömer (r.a.) kendi kusurlarını söylemesi için Selman’ı (r.a.) arkadaş olarak seçmiştir. Düşmanlarının kendi aleyhinde ki sözlerinden yararlanarak. Cemiyet içinde yaşayarak. Zira mümin müminin aynasıdır. Başkalarının kusurlarına bakarak kendi kusurlarını görmeye çalışır.”
Dünyaya bağlanan insan kusurlarını görmemeye başlar. Bu yüzden Mevlana Mesnevi’de şöyle söyler: “Dünya sevgisi, dünya geçimine savaşma yüzünden sana o ebedi azabı ehemmiyetsiz gösterir.” Yazımızı bize sorumluluklarımızı ve hesabı hatırlatan şu hadis-i şerifle sonlandıralım: İnsanoğlu kıyamet günü beş şeyden; ömrünü nerede ve nasıl tükettiğinden, gençliğini nerede ve nasıl geçirdiğinden, malını nerden kazanıp nerede harcadığından, öğrendiği bilgilerle yaşayıp yaşamadığından hesaba çekilmedikçe hiçbir tarafa hareket edemeyecek, yerinden kımıldayamayacaktır.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 1)
Merhamet
Habibini alemlere rahmet olarak gönderen ve müminlere karşı merhametli olduğunu buyuran Hz. Allah, bir kutsî Hadis-i Şerif’te “Benim rahmetim gazabımı geçmiştir” (Buhârî, Tevhid,15,22,28,55. Müslim, Tevbe,14) buyurmaktadır. Buradan anlaşılacağı üzere Hz. Allah da yeryüzüne rahmet ile muamele etmektedir. Şüphesiz ki iyi bir Müslümana da merhamet dolu bir kalp yakışır.
SORUMLULUKLARIMTik Tak Tik Tak Tiki Tiki Tak Tak Hadi kalkalım çabucak Ellerimiz ve yüzümüz Şapur şupur yıkanacak
Bugün bizim soframızda Beyaz peynir zeytin ekmek Bir de rafadan yumurta Karnımı doyurmam gerek
Nimetleri veren Allah Çok şükür Elhamdulillah Temizlerim dişlerimi Fırçalarım ben her sabah.
Nilüfer TORUN
Prof. Dr Ali Erbaş’tan İslamofobi mesajıDiyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Bulgaristan Başmüftüsü Dr. Mustafa Hacı Aliş ve beraberindeki heyeti kabul etti Buradaki konuşmasına Başmüftü Aliş ve beraberindeki heyeti selamlayarak başlayan Başkan Erbaş, Bulgaristan’ın en yakın çalıştıkları ülkelerden biri olduğunu ifade etti. Bulgaristan Başmüftüsü Dr. Mustafa Hacı Aliş ise Başkan Erbaş’a misafirperverlikleri için teşekkürlerini ifade ederek, deprem dolayısıyla Türkiye’ye başsağlığı dileklerini iletti.
KÜÇÜK DAMARLAR VARAliş, dünyadaki İslami çalışmaları insanın vücuduna benzettiğini ifade ederek, “Büyük damarlar var ve bu damarlardan çok kan akışı oluyor ama etrafında böyle küçük damarlar var, onlarda vücudun kenarlarına kan ulaştırıyor. Biz Türkiye’nin Diyanetini büyük damar olarak görüyoruz. Herkese kan veriyor ve herkesi bir şekilde ayakta tutuyor. Biz de kenarından bir şekilde elimizden geldiği kadar hizmetimizi sürdürmeye çalışıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Konuşmaların ardından Başmüftü Aliş, Bulgaristan Cumhuriyeti Müslümanlar Diyaneti tarafından deprem dolayısıyla yapılan kampanyada toplanan yardım ile Bulgaristanlı bir ailenin depremzedeler için gönderdiği ziynet eşyalarını Başkan Erbaş’a teslim etti. Bulgaristan heyetinde Bulgaristan Yüksek İslam Şurası Başkanı Vedat Sabri Ahmed ile Başmüftü Yardımcıları ve bölge müftüleri yer aldı. (diyanet.gov.tr)