Şimdiki oyuncular televizyonda parlıyor

Türk sinemasında sayısız filme imza atan, ‘Selvi Boylum, Al Yazmalım’ başyapıtıyla geniş kitlelere ulaşan Ahmet Mekin, bir dönem Bursa’yı mesken tuttuğunu belirtirken, yeni oyuncuların sinema yerine TV dizileriyle popüler olduğunu söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 09.07.2022 10:37
Haber Güncellenme Tarihi: 09.07.2022 10:37
Haberyazilimi.com

KEMAL AK/ÖZEL HABER

Yeşilçama gönül veren sinemaseverler, Selvi Boylum Al Yazmalım filminin iyi yürekli Cemşit'ini hatırlayacaklardır. Başrollerini Türkân Şoray,Kadir İnanır ve Ahmet Mekin'in paylaştığı Cengiz Aytmatov'un unutulmaz hikayesini konu alan filmin final sahnesi,gözyaşları ile izlenilen muhteşem bir görseldir. Kendisine aşık ederek,hayatına girdiği Asya'yı kucağında çocuğuyla ortada bırakıp, İstanbul'a çekip gitmiştir, uçarı kamyon şoförü İlyas.    

Yıllar sonra geriye döndüğünde kundakta bıraktığı Samet büyümüştür. Asya ve oğlunun hayatına yeniden girmek isteyen İlyas, Samet’e yakınlaşmış, oğlunu kaçırmak isterken Samet’in ağlamasıyla birlikte Asya ve Çemşit’in de yolunu kesmesiyle durmak zorunda kalmıştır. Kamyondan inince, İlyas’tan uzaklaşan Samet amca bildiği biyolojik babasını değil de onu büyüten, sevgiyle sahiplenen, hastalandığında başucunda sabahlayan iyi kalpli Cemşit’e koşmuş, babalığa Cemşit’i seçmiştir. Asya da gönlü kaydığı, aşkla sevdiği İlyas’ı babası olarak görmeyen Samet’in peşinden gitmiş, ölesiye sevdiği adam yerine, zor günlerinde kendisine ve çocuğuna sahip çıkan Cemşit’i kocalığa kabul etmiştir.

Bu unutulmaz sahnede kullanılan, “Sahi sevgi neydi? Sevgi emekti, sevgi dostluktu, sevgi sahip çıkmaktı.” repliği eşliğinde, Samet’e annesi ve kendisine kol kanat geren Cemşit’e çocuk kalbiyle koşmuş, emeğin/sevginin/fedakârlığın ne kadar değerli olduğunu göstermiştir. İşte, Yeşilçam’ın klâsikleri arasına adını yazdıran o filmde Cemşit’i canlandıran Türk sinemasının unutulmaz oyuncularından Ahmet Mekin’e 42 yıldır mütevazı bir yaşam sürdüğü Erdek Ocaklar’da rastladık...

2020’de eşini kaybettikten sonra kendi ifadesiyle dağılan, geçen zamana rağmen yüreğindeki acısı küllenmeyen, hayat arkadaşına olan sevgi ve bağlılığını hemen her gün ziyaret ettiği mezarı başında dile getiren duayen sanatçı, Cemşit karakterinin yaşadıklarını gerçek hayatta da hissettiğini belirtti.    1932 yılında İstanbul’da doğan ünlü aktör, 64 yıllık sanat yaşamında 200’e yakın tiyatro, sinema ve TV dizisinde rol aldığını, 1957’de ‘Mahşere Kadar’ filmiyle sinemaya adım attığı jön rollerinden, 1975 yılından itibaren kendi isteğiyle, karakter rollerine geçiş yaptığını ifade etti.

Günümüzde yeni nesil oyuncuların, sinemadan çok TV dizileriyle popüler olduklarını, beyazperdenin çilesini bugün birçoğu hayatta olmayan sinema emekçilerinin çektiğini vurgulayan usta aktör, sinema yaptığı dönemlerde piyasada bilinen 5 jön ve 5 kötü adam olduğunu, dar bütçelerle film çektiklerinin de altını çizdi.

"BURSA'YI MESKEN TUTTUM"                 

TRT ekranlarından ilgiyle izlenen ve Kurtuluş Savaşı mücadelesini yansıtan Küçük Ağa dizisinde Ağır Ceza Reisi olarak rol aldığını, çekimler esnasında İnegöl'de bir caddenin kapatılarak, binaların dış cephelerinin dönemsel mimariyle giydirildiğini, bu süreçte Bursa’da Kültürpark karşısındaki Diyar Otel’de 1 yıl kaldığını, sonrasında Cumalıkızık’ta çekilen Kuruluş/Osmanlı dizisi için, yine Bursa’da 3 ay ikâmet ettiğini ve şehirde çok iyi dostluklar kurduğunu vurguladı.

Atıf Yılmaz, Ö.Lütfi Akad ve Metin Erksan gibi dönemin en usta yönetmenleriyle çalıştığını dile getiren Mekin, zaman zaman senaryo dışına çıkarak, doğaçlama yoluyla rolüne farklı bir yorum getirme ayrıcalığına sahip olduğunu da belirtti.

Bugün 90 yaşında olan usta aktör, sinemaya dair yaşadıklarını şöyle özetledi: “Selvi Boylum, Al Yazmalım’da Türkân’ın (Şoray) canlandırdığı Asya, güçlü kadın duruşuyla aslında kadın haklarının savunucusuydu. Aşık olduğu erkeği kucağında bebeğiyle terk edecek kadar cesur, hayata meydan okuyan bir karakter ve es geçilmemesi gereken...

 Yine bu filmin çekimi esnasında, final sahnesi için yönetmen Atıf Yılmaz birbirlerini büyük bir aşkla seven Asya ve İlyas'ı kavuşturmak üzerine bir ‘SON’ düşünüyordu. Senarist Ali Özgentürk ise senaryoya bağlı kalınarak, Asya, Samet ve Cemşit’in aile olarak birleşmesinde ısrarlıydı. Atıf Yılmaz benim fikrimi sorduğunda, ‘Filmi sıradan/fabrikasyon hale getirmek istiyorsanız Asya ile İlyas'ı kavuşturun, klişe bir film olsun, kısa sürede unutulup gitsin. Ama Asya, Samet ve Cemşit’in aile olarak birleşmesiyle perdeye SON yazılması, filmi başyapıt haline getirir’ demiştim ve ben haklı çıktım!              Sinemanın yanı sıra uzun süre siyasetle de ilgilendiğini aktaran ünlü aktör, “Belediye meclis üyeliği ve belediye başkanlarına kültür sanat danışmanlıkları da yaptım. Dile kolay, 200’e yakın sinema filmi ve dizi film çektim. Tiyatroda Abdülcanbaz’ı oynadım. Jön rollerinden karakter rollerine geçerken, oyunculuğuma güvendim. 64 yıl bu sektörde ayakta kalmayı başardım. İstanbul’un kalabalığından, trafiğinden ve insanı yoran ilişkilerinden uzakta  42 yıldır yaşadığım Erdek Ocaklar'da sakin ve huzurlu bir hayatım  var anılarla yaşadığım” dedi. Biz de Türk Sinemasına emekleri için teşekkür ediyoruz. Nice sağlıklı, mutlu yıllara, Yeşilçam’ın efsane aktörü...