25 yıldır fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti sunan başarılı bir klinik olan ROMMER, Rusya’dan Ortadoğdu’dan ve daha pek çok çok ülkeden gelen taleplere yetebilmek adına yatırım ağını geliştiriyor.
Haber Giriş Tarihi: 30.09.2019 07:46
Haber Güncellenme Tarihi: 30.09.2019 07:46

ROMMER İnternational Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi’nin Kurucusu ve Bursa Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Uzm. Dr. Metin YURDAKOŞ ile güzel, kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.
• Merhaba Metin Bey, sayın hocam kısaca bize kendinizi tanıtabilir misiniz? Elbette, ben Metin Yurdakoş. Aslen Manisa doğumluyum, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi’nden mezunum. İhtisasımı da Gülhane Askeri Tıp Akedemisi’nde tamamladım. 1990 senesinden beri de Bursa’dayım. 29 yıldır kaplıca fizik tedavi ve rehabilitasyon ile ilgilenen, profesyonel fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimim. Önceleri Bursa Asker Hastanesi’nde 10 yıl kadar görev yaptıktan sonra özel hastanelerde hizmet vermeye devam ettim. 1994 senesinde ‘ROMMER Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi’ni kurduk.
• Peki. Metin Bey ROMMER Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi’ni biraz bize anlatabilir misiniz? Kliniğinizde uyguladığınız fizik ve rehabilitasyon tedavileri nelerdir? Ne gibi hizmetler sunuyorsunuz? ROMMER, 25 yıldır fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti sunan bir klinik. Bursa, Çekirge’de kaplıca sularını kullanarak hastalarını tedavi eden bir kuruluş. Maalesef Bursa’mızda kaplıca sularını modern anlamda tıbbi araç olarak kullanan tek merkeziz. Bir çok kurum olması lazım aslında. Çünkü kaplıca suları paha biçilemez doğal, jeotermal bir kaynak. Daha sonraki yıllarda uluslararası sağlık turizmiyle ilgilenmeye başladık. Yaklaşık 15 yıldır uluslararası sağlık turizmi yapma gayretindeyiz. Çünkü yurt dışındaki insanların buna çok ihtiyacı var. Bu konuda da en fazla talep Avrupa’dan geliyor. Maalesef orada rehabilitasyon hizmetlerine ulaşılması çok güç, ulaşılanlarda çok pahalı ve kalitesiz. Bunlar bizim ifadelerimiz değil, oradan gelen hasta ve hekimlerin ifadeleri. Yine Orta Doğu’dan büyük bir talep var bu tip tedavilere. Orta Doğu haricinde Rusya ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetlerinden de talep alıyoruz. Hastalarımızın ihtiyaçları doğrultusunda kendi içimizde çeşitli departmanlar kurduk. Uluslararası düzeyde, modern teknolojik gelişmeleri çok yakından takip edip onları Bursa’mız da uyguluyoruz.
HER ZAMAN EN İYİSİ İÇİN ÇABA HARCIYORUZ. • Hangi uygulamalarla öne çıkmaya başladınız, en çok insanlar hangi problemler için merkezinize gelmekte? Daha çok felç hastalıkları, kolunu ve bacağını tam anlamıyla kullanamayan felçli hastalarımız tedavi için bizi tercih ediyor. Zaten biz Askeri hastanede çalıştığımız için Güney Doğu’da kolu ve bacağı yaralananlarla çok ilgilendik. Burada, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlarımız iki profesör, beş uzman doktorumuz olmak üzere çalışan meslektaşlarım da Gülhane Askeri Tıp Fakültesi’nden mezunlar. Daha kolay iletişim kurmak maksadıyla bu şekilde düşündük. Bir hocamız hatta ‘Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon Merkezi’ kurucularındandır. Dolayısıyla rehabilitasyon üzerine odaklandık. Yine ortez, protez ameliyatları, kalça ameliyatları, yürüme güçlüğü çeken hastalar bizim ilgi alanımız içerisinde. Bunların yanı sıra kireçlenme problemi olan hastalarımıza doğal kaplıcada tedavi metotları uyguluyoruz. Robotik sistemleri de kullanıyoruz, dünyada nerede robotik ve teknolojik sistem varsa onu almayı şiar edindik ve çok şükürde şuana kadar da başardık. Bundan sonrada inşallah başaracağımızı düşünüyoruz. Yine yurt dışı hasta bağlantılarının bize kazandırdıkları olabiliyor. Yani Amerika Birleşik Devletleri’nde ne yapılıyor, Almanya’da ne oluyor, zaman zaman gidip bunları gördük , görüyoruz ama bazen gözümüzden de kaçabiliyor. Oradan gelen hastalarda, biz kendi eksiğimiz varsa gözlemleyip onu kapatma yoluna gidiyoruz. Gerekirse arkadaşlarımızı staja, eğitime, seminerlere de gönderebiliyoruz. Bu bize farklı bir yaklaşım açısı kazandırdı bugüne kadar.
24 NİSAN’DA BİZİM İÇİN ÇOK ÖZEL. Ayrıca her yıl 24 Nisan’da uluslararası katılımlı, engelli çocuklar bayramı yapıyoruz. Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere diğer belediyelerimizin de katkıları ve destekleriyle her yıl 24 Nisan’da engelli çocuklarımızın katılımını kolaylaştıracak sosyal aktiviteler gerçekleştiriyoruz. Sanıyorum altıncısını yaptık en son bunu gelenekselleştirmek istiyoruz. Bu tür çalışmalarımızın dünya basınında da gündem oluşturduğunu görmek te ayrıca bizleri mutlu ediyor. Sizler aracılığıyla da bu konuda Büyükşehir Belediyemize ,Valiliğimize , Osmangazi Belediyemize ve diğer bütün belediyelerimize katkı ,destek ve katılımları dolayısıyla teşekkür etmek istiyorum.
Biz o kadar çok şey yapıyoruz ki fizik tedavi rehabilitasyonlarını hepsini burada yapılabiliyoruz. Son yıllarda bütün dünyada trend olan kimyasal maddelerden uzaklaşıp daha doğal, tedavi yollarının uygulandığı bir ortama giriyoruz. Türkiye'de de bu durum aynı şekilde ilerliyor. Kaplıca suyu doğal kaynakların en önemlisi biz bunun şifasından yararlanıyoruz. Onun yanı sıra tamamlayıcı tıp dediğimiz akupunktur, ozon tedavi uygulamaları, halk arasında “hacamat” denen uygulamaları, asker olmayan 2 uzman arkadaşımız var, onlar bu konularda çok çalışıyorlar onların biri dahiliye uzmanı bir hanımefendi. Diğeri de KBB Uzmanı bir doktor beyefendi. Ayrıca KBB uzmanımızın yüz estetiği üzerine de bazı çalışmaları var. Dolayısıyla böyle komple hem rehabilitasyonu ele almaya çalışıyoruz, hem fiziksel Rehabilitasyonu. Çok kalabalık bir grubumuz var Kliniğimizde. Yaklaşık 3000 metrekare bir alanda 97 kişi sadece Rehabilitasyon konusunda çalışıyor oldukça büyük bir aileyiz. Yurt dışından gelenler için tercümanlarımız var Fransızca, Rusça ve Arapça olarak İngilizceyi zaten bütün personelimiz çoğunluğu biliyor hakim durumdalar, böylelikle herkesle iletişime geçebiliyoruz.
• ROMMER’ in adı ülke sınırlarını aştı . Peki Metin Bey gelecekte ki hedefleriniz nelerdir? ROMMER ileriye dönük ne tür tedavilerle hizmet vermeyi hedefliyor? 2021’DE SONUÇLANMASINI ÖNGÖRÜYORUZ.. Gelecekte suyu çok iyi kullanmayı hedefliyoruz, çünkü Türkiye’de su çok iyi kullanılamıyor. Bu gün Amerika Birleşik Devleti’nde, Kanada’da, Japonya’da Almanya’da, bu suyun çok fonksiyonel ve bilimsel kullanılma imkânları var. Biz var olan bu değerimizi Türkiye’ de yeterince değerlendiremiyoruz. 2020 yılında su aktivitelerinin ve tedavilerinin kullanıldığı bir tesis hayal ediyoruz. Bu iş için büyük bir yatırım gerekiyor, şu an için görüşmelerimiz belediyelerle ve yabancı yatırımcılarla devam etmekte, yerli de olabilir. Şuan da ön çalışmalarımız var, sanırım 2020 yılında başlar, 2021’de de sonuçlanmasını öngörüyoruz. Bu Türkiye çapında olmayacak kesinlikle, yani dünyada şu an var olanlardan daha iyi olmazsa bu bizim eksiğimiz demektir. Çünkü biz onları görüyoruz ve onların taklidini yapmak istemiyoruz. Biz Avrupa’nın ya da Amerika’nın taklidini istemiyoruz. Yani onların tesislerini görüyoruz onlardan daha iyi yapma imkan ve kabiliyetine sahibiz. İnşallah onlardan daha iyi olduğunu iddia ettiğimiz böyle bir çalışmamız var. Tabi öyle olup olmadığına başkaları karar verecek, biz değil.
Metin Bey çok güzel bir sohbet gerçekleştirdik, teşekkür ediyorum. Son olarak hastalara neler söylemek istersiniz? Fizik tedavi konusunda ki önerileriniz nelerdir? KARAMSARLIĞA YER YOK.. aresiz diye düşündükleri bazı hastalık grupları var, bu hastalarımız daha kaliteli bir yaşam sürdürebilirler. Bunların başında parkinson hastalığı, lenf ödem hastalığı, çocuk felçleri gibi hastalık grupları var ve böyle durumlarda bazı ailelerde ve kişilerde bununla ilgili bir karamsarlık görüyorum. Halbuki bunların tümünün tam olarak hastalık tedavi edilemese de daha kolay bir hayat yaşama, daha kolay hareket etme durumları var. Mesela ağzından salyalar akıyorsa o salyaların durması, idrar büyük abdest rehabilitasyonu, ayrıca çok yaygın bir şey var, belli bir yaştan sonra hanımlarda daha fazla olmak üzere idrar kaçakları çok fazla öksürürken, gülerken, bunların tedavilerini çaresiz olarak düşünüyorlar, birde fonksiyonel bozuklukların bunların her birinin çaresi var. Organik bir çareyse tabi ki kadın doğum uzmanlarına, bir de fonksiyonel bozuklukların rehabilitasyonunda çok başarılı bir ekibimiz var. Yani idrar ve büyük abdest rehabilitasyonlarında, kaçaklarında çalışan bir ayrı ekibimiz var. Romatizmayla ilgilenen farklı bir grubumuz var. Felçlerle ilgilenen farklı bir grubumuz var. Bizim buradaki çalışmalarımız ekip ekip ve oldukça güzel sonuçlar alıyorlar. Hastalar umutsuz olmasınlar, dertlerini bu devirde 21. yüzyılda dermansız dert olarak değerlendirmesinler, arasınlar bütün hastalıklar için geçerli ama özellikle bu saydıklarım çok yaygın olduğu için söylüyorum bunların rehabilitasyonu var. Farklı tedavi metotları var. Bunlara ulaşmaya çalışsınlar, kenara çekilmesinler, sağlıklı bir insana yakın halde, belki de sağlıklı bir insan haline dönme şansları her zaman var bunu unutmasınlar.
DÜNYA İLE YARIŞ HALİNDEYİZ… Dünyada ne varsa onu yapmaya gayret ediyoruz. Zaten oralardan hasta getirebilmeniz için oradan iyi olmanız lazım. Oradan ucuz olarak her şey dahil konseptiyle çalışırsanız bir anlamı yok, her zaman çok altlarda kalırsınız. Oradan iyi olmamak için bir sebep yok, bazı kurumlarımız bunun farkında değil sadece. Bunu en güzel oradan gelen hastalarımızdan ve orada çalışan doktorlardan öğreniyoruz. Sırası gelmişken söylemek isterim, örneğin yurt dışından gelen hekimlere fizyoterapistlere burada ücret karşılığı eğitimler veriyoruz. Daha önce Avrupa'daki Amerika'daki merkezlere giderlerken son zamanlarda bize geliyorlar. Bu Türkiye için de çok güzel bir şey. Bir de uluslararası sağlık turizminde eğer bir insan geldiğinde şifa bulma ihtimali yüksekse, yani şifa bulduğunda ülkemize karşı duygusal bir yakınlık da doğuyor. Sağlığımı ben burada buldum diye ikinci vatanı gibi görebiliyorlar. Bize geldiği için uzun süreyle Bursa'da tedavi göreceği için güzel prestijli projelerden, Towerslardan 20- 25 tane ev satın alan hastalarımız var. Bunlarda bizim dolaylı yoldan ülke ekonomisine katkılarımız. Ülkemizin mutlaka katma değeri yüksek hizmetler vermesi lazım, böyle olursa bir yerlere varabiliriz. Yani biz mesela bir tane tedavi havuzu oluşturduk bu dünyada yok bunun patentini de aldık uluslararası düzeyde, çünkü birçok havuzu gördük bir çoğunun artıları eksileri vardı, hepsinin artılarını bir araya getirdik. Kendi deneyimlerimizi ve fikirlerimizi de ekleyerek tedavi havuzunu ortaya çıkardık. Şimdi İngiltere'den bir grup bunu kendi hastanelerinde kurmak istiyor, düşünebiliyor musunuz? Yani bunun gibi, en iyisi olmamak için hiçbir sebep yok. Yeter ki; konuya odaklanalım ve uğraşalım. Örneğin çok iyi cerrahlarımız var, çok iyi imkanlarımız var yeter ki iyi organize edilebilsinler. Biraz yabancı dil sorunumuz var inşallah onu da halletmemiz durumunda sağlık sektöründe mutlaka çok daha iyi yerlere geleceğimizden eminim. Son olarak başta Bursa'da yaşayan hemşerilerimiz vatandaşlarımız olmak üzere bütün halkıma sevgilerimi saygılarımı iletmek istiyorum, esenlikler diliyorum İLETİŞİM BİLGİLERİ: Odunluk Akpınar Caddesi No:13 Zorlu Plaza B Blok 41/42 (CarrefourSa Arkası) Tel: 444 224 8 Nilüfer /BURSA/TÜRKİYE