Ulaş Girgin
Kılıç Kalkan Oyunu, Osmanlı Devleti tarafından Bursa’nın fethedildiği 1326 yılından beri süre gelen bir halk oyunu geleneğidir. Günümüzde Bursa’da önemli günlerin neredeyse tümünde sergilenen ve şehri ziyaret eden turistler tarafından yoğun ilgi gören bu halk oyunu, kılıç ve kalkanların karşılıklı vurularak elde edilen ritmin birlikteliği ve akrobatik dövüş hamleleri ile ikili veya daha fazla gruplar halinde izleyicilerin beğenisine sunulmaktadır.
Nasıl ortaya çıktı?Kılıç Kalkan Oyunu’nun ortaya çıkış hikayesinin Bursa’nın fetih dönemine dayandığı rivayet edilmektedir. Osmanlı ordusunun Bursa’yı kuşattığı dönemde Bursa kalesi uzun süre kuşatma altında kalmış, kuşatma süresi uzadıkça ordudaki bazı askerler, hem kale içindeki Bizans askerlerine gövde gösterisi yapıp psikolojilerini etkilemek hem de ordudaki askerlere moral verip cesaretlendirmek amacıyla Bursa kalesinin dışında ikişerli, dörderli veya daha kalabalık gruplar halinde karşılıklı olarak kılıç ve kalkanları ile oynamaya başlamışlardır. Ellerindeki kılıç ve kalkanları birbirlerine vurarak çıkardıkları sesleri zamanla bir ritme oturtan askerler, bu ritim eşliğinde kılıç eğitimi sırasında uyguladıkları hareketleri ritim ile harmanlayıp bunu bir oyun haline getirmişlerdir.
Osmanlı’nın Bursa’yı fethinin ardından ordu Bursa’da konumlanmış ve orduya katılan gençler ilk askerlik eğitimlerini Bursa’da almaya başlamışlardır. Genç asker adayları kılıç ve kalkan ile gerçekleştirdikleri eğitimleri fetih döneminde ortaya çıkan ritim ile birleştirip askerlik eğitimini anlatan, aynı zamanda görsel ve işitsel bir keyfe dönüşen oyunu geliştirmişlerdir. Sivil halkın da sıklıkla şahit olmasıyla bu oyun, Osmanlı’nın yeni kenti Bursa’da popülerleşmiş, asker geçirmeleri, peştamal kuşanmaları gibi özel günlerde sergilenen bir halk oyunu haline gelmiştir.
Fetihten günümüzeOyunu tam anlamıyla bir halk oyununa dönüştüren Mustafa Tahtakıran, 1918 yılında Balabanbey Medresesi’nde, fetih zamanında ortaya çıkan oyunun figürlerini bozmadan, Kılıç Kalkan Oyunu’nun günümüzde sergilenen bütünsel kareografisini oluşturmuştur. Mustafa Tahtakıran, şehrin ambleminde yer alan bu özel halk oyununun nesilden nesile taşınmasındaki düzenleyici ve toparlayıcı rolü ile oyunun en önemli emektarlarından biridir.