Peygamber Efendimizin çok güzel bir sözü var; çocuklarınızı içinde bulunduğu zamana göre yetiştirin… O kadar ince ayrıntıları olan bir söz ki bu...
Bizim zamanımıza ve bizim beklentilerimize göre değil de…
Çocuğumuzun zamanına göre yetiştirmek...
Mümkün mü peki onu onun zamanına göre büyütebilmek...
Kolay gibi görünen aslında en zor durumlardan biri…
Onları kendi içimizde yaşadığımız zamandan çıkıp mevcut zamana göre yetiştirmek büyük bir olgunluk aynı zamanda da çocuk ruhu ister…
Kendi zamanımız gibi değil artık.
Bizler okullarına kendi gidip gelen son çocuklardık…
Derslerimizi çalışır, oyun oynar, akşam ezanında eve gelirdik…
Bu zamanın çocuklarıyla onu yapabilmek pek de kolay olmasa da onları kendi imkanlarından çok uzak tutmadan yaşatmak gerekir...
Klasik tutumlarımız var hepimizin...
Ekrandan uzak tutmak…
TV izletmemek…
Oyun konsollarından uzak tutmak gibi…
Ama onların çağında bunlar oldukça popüler…
Tıpkı zamanında bizlerin sokakta kumla oynaması…
Bisikletle gezmesi…
Paten kullanması kadar popüler…
Kendi çağlarında aidiyet hissetmeleri için bunları dozunda bilmeleri gerekir…
Ben kendi adıma 4 yaşından sonra günde 15 dakika oynatılması gerektiğini düşünüyorum…
Çünkü günümüzde üstün zekalı ve üstün yetenekli çocuklar için yapılan testler dahi tablet üzerinden yapılmakta…
Normal öğrenim veren eğitim kurumlarında seviye sınavları yine elektronik ortamlarda yapılmakta…
Evet belki diyeceksiniz zaten öğrenecek ilkokulda…
Ama geriden öğrenmesi başka bulunduğu yerden devam ederek öğrenmesi bir başka...
Onların zamanına ayak uydurarak ne yaptıklarını kontrol ederek yetiştirmek ise tadından yenmez…
Ama bu kontrol sıkıcı ve devamlı baskı halinde olduğu zaman çocuğu bizden uzaklaştıran bir durum haline gelir…
İşte burada da bizim onların çağlarını öğrenmemiz gerektiği gerçeği meydana çıkıyor.
Onların oyunlarını…
Onların hayatlarını…
Arkadaşlarını…
Büyüdükçe hobilerini sevdikleri aktiviteleri öğrenerek onların çağlarında onları kontrol edebiliriz...
Elektroniğe bağımlı olmadan onları her konuda bilgilendirebiliriz.
Zaten 3 yaşına kadar ekran karşısında durmayan çocuk o yaştan sonra da sınırlı olmayı öğrenebilir.
Tamamen uzak tutmak sanki bir günah gibi ona yasaklaştırmak onu daha da cazip hale getirir ona daha da yakınlaştırır.
Sınırını bilmek için onun oyun arkadaşı olmak onu dinlemek gerekir…
Biraz büyüdüğünde fikrini almak onu değerli hissettirecek ve zaten değer gördüğü ebeveynini dinleyecektir.
Ergenlik döneminde artık onunla seviyeyi koruyarak arkadaş olabilmek güvenini sağlayacaktır.
O zaman hayatına müdahale etmeden kontrol altında tutmak çok daha kolay olacaktır.
Her anne her baba kendisini her daim geliştirmeli, güncellemelidir.
Bizim zamanımızda böyleydi diyerek geçiştirmek bizlere hiçbir şey kazandırmazken…
Evladımızı kaybetmeye kadar götürür.
Kendi hayatımızı onlara tamamen adamadan,
Onları sıkmadan bunaltmadan,
Yaşıtlarının yanlarında mahcup etmeden,
Sevecen, soğukkanlı, çocuk ruhuna sahip şekilde ebeveynlik yapabilmek ümidiyle…
Çocukça kalın..