Bu cuma günü sizlere Kur’ân-ı Kerim’in 6.suresi olan En’âm suresinin 13 ila 23 âyetlerinin mealini aktaracağım.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

13.Gecede ve gündüzde barınan her şey O’nundur. O her şeyi işitendir, bilendir.

14.De ki: Gökleri ve yeri yoktan var eden, yedirdiği halde yedirilmeyen Allah’tan başkasını mı dost edineceğim! De ki: Bana Müslüman olanların ilki olmam emredildi ve sakın müşriklerden olma! (denildi).

15.De ki: Ben, Rabbim’e isyan edersem gerçekten büyük bir günün (kıyametin)azabından korkarım.

16.O gün kim azaptan kurtarılırsa, gerçekten Allah onu esirgemiştir. İşte apaçık kurtuluş budur.

17.Eğer Allah seni bir zarara uğratırsa, onu kendisinden başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır verirse, (bunu da geri alacak yoktur). Şüphesiz O herşeye kâdirdir.

18.O, kullarının üstünde her türlü tasarrufa sahiptir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, herşeyden haberdardır.

19.De ki: Hangi şey şahadetçe en büyüktür? De ki: (Hak peygamber olduğuma dair) benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kur’an bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam için vahyolundu. Yoksa siz, Allah ile beraber başka tanrılar olduğuna şahitlik mi ediyorsunuz? De ki:’Ben buna şahitlik etmem’ ‘O ancak bir tek Allah’tır, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden kesinlikle uzağım’ de.

20.Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Resülullah’ı)kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerine ziyan edenler var ya, işte onlar inanmazlar.

21.Yalan sözlerle Allah’a iftira edenlerden veya O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler!

22.Unutma o günü ki, onları hep birden toplayacağız; sonra da, Allah’a ortak koşanlara: Nerede boş yere davasını güttüğünüz ortaklarınız? diyeceğiz.

23.Sonra onların mazeretleri, ‘Rabbiniz Allah hakkı için biz ortak koşanlar olmadık!’demekten başka bir şey olmadı.

Müfessirler, 17. Âyette hitap Peygamber (s.a.)edir, ancak hüküm umumidir. Yani Allah bir kimseye zarar vermek isterse bütün insanlık bir araya gelse o zararı gideremez ve ona Allah’ın takdir ettiğinden fazla fayda sağlayamaz. Bir kimseye de Allah hayır murat etmişse bütün insanlık bir araya gelip o hayrı önlemek isteseler bunu da yapamazlar. Çünkü hayrı da şerri de yaratan Allah’tır.

19.Âyette, Mekke halkı Resülullah’a ‘Senin peygamber olduğuna şahit yok’dediler. İşte bunun üzerine 19. âyet indi.

23.Âyette, Ahirette tecelli eden hakikat karşısında dünyadaki hallerinden tamamen vazgeçen kimseler tek Allah’ın tanrılığını ikrar edecekler, ne çare ki bu ikrar orada bir fayda vermeyecektir. O gün ancak ceza ve mükâfat günüdür.

Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasanız diye size öğüt veriyor.(Nahl/90)

Ey iman edenlar! Allah’tan korkun ve ve doğrularla beraber olun. (Tevbe/119)

Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.

Ya Rabbi! Şifa zehirdir, zehir şifadır. Şifayı zehreyleyen, zehri şifa eyleyen sensin Ya Rabbi.

Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme Ya Rabbi.

Ya Rabbi! Minareleri ezansız, ülkemizi bayraksız bırakma Ya Rabbi.

Hayırlı Cumalar diliyorum.

Selam ve dua ile...