W.E. Gladstone der ki; “Yaşlandıkça, gençleşebilmek… Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir. Yıllar cildi buruşturabilir ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur. İnsan kendisine olan güveni kadar genç, kuşkusu kadar yaşlı, cesareti kadar genç, korkuları kadar yaşlı, umudu kadar genç, bezginliği kadar yaşlıdır. Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. İnsanları yaşlandıran, ideallerin bitmesidir. Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni şeyler keşfettikçe herkes gençtir. İnsanlar yaşadıkça, yaşlandıklarını sanırlar. Oysa yaşamadıkça yaşlanırlar. İnsan yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır…”

Kendisini özellikle Keles ilçe merkezinde yaşayan 7’den 70'e herkes tanır. Dağ yöresinde olduğu gibi genelde küçük yerleşim yerlerinde çoğu insan lakapları ile tanınır. İsimlerini söylediğinizde pek kimsenin tanımadığı insanlar lakapları ile ön plana çıkarlar. Kendisiyle ilk tanışmamızda yıllar öncesi lakabı ile olmuştu. Keles'te onu tanıyanlar Hüseyin Abi, Hüseyin Amca, Hüseyin Bey yerine onu Keles'in 'Protokol Müdürü' olarak tanırlar. Keles'e gelen bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları gibi üst düzey misafirler ilk onu görür ve onunla tanışırlar. İlçede düzenlenen tüm etkinliklerde hep ön saflardadır.

Keles'in ‘Protokol Müdürü’ Hüseyin Abi'yi daha yakından tanımak istediğimi kendisiyle paylaştıktan sonra bugüne kadar süren yaşam mücadelesini anlatan kendi el yazısıyla kaleme aldığı hayat hikayesini okuyunca inanın çok duygulandım.

“Ben Hüseyin Ceylan, 1954 yılında İnegöl ilçesinin Orhaniye mahallesinde dünyaya geldim” diye başlayan yazısında büyük zorluklar ve dramlarla geçen gerçek bir hayat hikayesi gözümde canlandı.

1960 yılında babasının İnegöl’deki evini satıp Bursa'ya taşınması ile başlayan zaman yolculuğunda 6 yaşında başlayan ilkokul hayatı sonrası kiralık olarak durdukları ev sahiplerinin kiralarına zam yapmalarından dolayı sık sık ev değiştirmek zorunda kalmaları, terzi çırağı olarak başladığı yaşam mücadelesinde 1977 yılında belediyede geçici işçi olarak işe başlaması, 1979 yılında geçirdiği bir trafik kazasında ağır şekilde yaralanması ama yılmayan bu mücadelede gösterdiği azim ve mücadele ile yaşlandıkça genç kalabilmesi… Sonrası emekli olduktan sonra 1994 yılından beri Keles'te devam etmekte olan kravatı ve takım elbiseyi hiç çıkarmadığı çocuklarının geleceği için çalışmakla devam ettiği yıllar...

İnsanlığa, gençliğe örnek olacak gerçek bir yaşam hikayesinin kahramanı Hüseyin Ceylan,takdiri fazlasıyla hak ediyor, ne dersiniz…

Günün Sözü:

“Eğer güzel gözlerin olmasını istiyorsan, insanlara iyilikle bak. Eğer saçların güzel olsun istiyorsan, bırak çocuklar ellerini geçirsin saçlarından. İnce bir bedense isteğin, ekmeğini açlarla bölüş. Ve güzel dudaklara sahip olmak için, sadece güzel sözler söyle. (Audrey Hepburn)”