Yarın Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü.

Bu günde vereceğiniz karar kendiniz ve ülkemiz açısından çok önemli.

Nasıl ki dün hepimiz geleceğimiz için, aydınlık günler için, istikrar için sandığa gidip tercihimizi yaptıysak yarın da geleceğimiz için, daha aydınlık bir Türkiye için bir tercihte bulunalım.

Bağımlılık yapan madde illetine bir şekilde bulaşmış insanlar, umarız yarını bir milat kabul edip, tedavi olup bu pis ve zehirli madde bağımlılığı ile savaşmaya başlamayı seçer.

Bu işi hiçbir kimse geçim kaynağı olarak görmesin. Sonu hezimet ve karanlıktır.

Birçok ülke içinden çıkılmaz, baş edilemez, önlenemez bir hal alan uyuşturucu illetine karşı 31 yıl önce Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan kararla uyuşturucusuz bir dünya için uluslararası işbirliğine gitti.

26 Haziran tarihi ‘Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü’ olarak belirlendi.

O gün bugündür mücadele devam ediyor.

Özellikle terör örgütleri, daha da güçlenmek için kirli emelleri uğruna insanların kanı ve canı pahasına uyuşturucu imal ve pazarlamasını yapıyor.

Dünyayı saran madde bağımlılığı illeti ve belası bizim ülkemizde de birçok mücadeleye rağmen maalesef kanayan yaramız olmaya ne acıdır ki devam ediyor.

Kimi eğitimsizlikten, cahillikten, ilgisizlikten, itilmişlikten, kandırılmışlıktan bu pis ve kirli maddelere bağımlı oluyor.

Eğitim şart! Her şeyin başı bilinçli bir eğitim ve öğretimdir.

Uyuşturucu belasını anlatmak ve mücadele etmek herkesin görevidir.

Uyuşturucu madde kullanımında maalesef her geçen gün yaş ortalaması da aşağıya düşüyor.

Hal böyle olunca gençlerin hayatı karartılıyor ve yok ediliyor.

Uyuşturucu kullanımı ve alışkanlığında artış olması hepimiz için büyük bir tehlikedir.

Önemli olan uyuşturucusuz temiz bir ülke olmak ve bu hepimizin hedefi olmalı.

Herkes bunun için kendine düşeni ve yakışanı yapmalıdır. Evde ebeveynler, okulda öğretmenler, işte işverenler, yolculukta kaptanlar kısacası toplumun her ferdi dikkatli olmalı ve uyuşturucunun ne kadar zararlı olduğunu anlatmalı.

Polisimiz bu illetle canla başla mücadele ediyor. Biliyoruz…

Ancak tüm kamu kurumları kendine düşeninden daha fazla çalışmalı.

Arz azaltıcı tedbirlerin daha da artırılması lazım.

Talep azaltıcı ve önleme faaliyetlerinin daha çok artırılması gerekiyor.

Tedaviyi daha çok yaygınlaştırmak ve kolaylaştırmak gerekiyor.

Ve özellikle üretenlere, pazarlayanlara daha ağır cezalar gelmeli ve uygulanmalıdır. Bu işi yapanlar kesinlikle affedilmemeli.

Vatana ihanetle aynı tutulmalı belki. İnsanlığı yok edenlerin de özgürce yaşam hakkı olmamalı.

Onlar gencecik çocukları yok ederken üzülmüyorlar aksine seviniyorlar.

Dolayısıyla kaç insanı katlettikleri ve zehirlediklerinin sayısı belli değil.

Bu pis ve yok edici madde bağımlılığı toplumların kanayan büyük yaralarından biridir.

Tedavisi çok zor… Ülkemize ve bize çok ciddi maliyetler yüklemekte.

Elbette tedavisi için de çalışacağız ancak daha çok kullanımına engel olmak ile mücadele etmemiz daha kârlı olacaktır.

Biz bir olursak, biz beraber olursak, biz millet ve devlet olarak el ele verirsek inanıyorum ki nerdeyse yok denilecek seviyelere düşer.

Gelin yarın bir seçim yapın ve karar verin. Hayata yeniden dönün.

Tercihinizi ÖZGÜR olmaktan yana kullanın.

İl Sağlık Müdürlükleri, AMATEM, BATEM, ÇEMATEM, YEŞİLAY, YEDAM gibi birçok kurumda psikologlar, acil servisler gibi ciddi hizmetler verilmektedir.

Yeter ki çözüm isteyin. Başvurup her türlü desteği alabilirsiniz.

Yaşama EVET deyin. Madde bağımlılığına, karanlığa kararlılıkla HAYIR diyerek seçiminizi geleceğinizden yana yapın derim.