Önce aşağıdaki rakamları inceleyelim.
Üniversite sınavında, derslere göre, toplam soru sayısına verilen doğru cevapların ortalamaları şöyle:

Türkçe: 24 soruda 4.7
Tarih1: 10 soruda 1.4
Coğrafya1: 6 soruda1.4
Tarih 2: 11 soruda 1.4
Coğrafya2: 11 soruda 2.7
Felsefe: 12 soruda 2.2
Matematik: 40 soruda 7.5
Kimya: 13 soruda 1.4
Biyoloji: 13 soruda 1.4

Ayrıca üniversite sınavında 628 bin 796 öğrenci barajı geçememiş!

14 bin 971 aday sıfır çekmiş.

Bu tablonun konuşulacak, savunulacak, değerlendirilecek bir tarafı var mı?

Bu tabloya göre, eğitimin durumu içler acısıdır ve tablo iç acıtmaktadır.

Öyleyse bu yazıyı niye yazdık!

Belki bu yazıyı, çevresi geniş olan biri okur, sayın Cumhurbaşkanımıza ulaştırır ve sayın Cumhurbaşkanımız bizi Milli Eğitim Bakanı olarak atar, bende, sıfır çeken öğrencilerin eğitim hayatındaki tüm öğretmenlerini işten atmakla işe başlarım...


Sonra...

Barajı aşamayan öğrencilerin derslerine giren tüm öğretmenleri mesleki yeterlilik eğitimine tabi tutarım. Yeterli olmayanları kapının önüne koyarım...

Sonra...

Tüm özel okulları devletleştiririm, eğitimde fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırırım, eğitimi dev'leştiririm...

Sonra!

Öğretmenlerin maaşını 12.000 TL yaparım, ekonomik sıkıntılarını ortadan kaldırırım...

Sonra...

Her ilkokul öğretmenine 25 öğrenci veririm, "Eti senin, kemiği benim" derim, her yıl sonunda öğretmenin performansını, öğrencileri değerlendirerek ölçerim.



Sonra!

Objektif performans kriterleri ile yapılan değerlendirme neticesinde, başarılı olanlara ödül, başarısız olanlara ceza verir, başarısızlığı alışkanlık haline getiren öğretmenin ilişiğini keserim!

Sonra!

Sendikalaşmayı yasaklar, ayrışmayı ortadan kaldırır, başarılı öğretmenleri liyakat esasına göre idareci yapar, siyaset yapanı okulun kapısından içeriye sokmam!

Sonra!

Özellikle ilköğretim okullarında, kalite dersini zorunlu hale getirir, bu dersi verecek olan öğretmenleri TSE'nin eğitmesini sağlarım...

Sonra!

Tüm öğrencilere MİLLİ SES VER PROJESİNİ anlatır, bu projenin uygulanmasını zorunlu hale getiririm...

Sonra!

Tüm okullarda yönetim sistemlerinin kurulmasını sağlar, bu okulların TSE'den belge almasını zorunlu hale getiririm...



Sonra!

TSE'den belge alamayan okul yöneticilerini görevden alırım, kaliteye inanan, kaliteli, kaliteci yöneticilerle ile çalışırım...

30 yıl sonra, ne mi olur?

"LİDER ÜLKE TÜRKİYE" sevdası gerçek olur!

Ben, ne mi olurum?

Önce, KARAMAN'dım.
Sonra, KARAMAN olarak kalırım.

Ama milli eğitimden yüz binlerce KAHRAMAN çıkarırım...