Cumhur ittifakını  zora sokmak için  planlar yapıp, akla gelebilecek her yolu deneyenler, kazdıkları kuyuya kendileri düştüler.

HDP’den  gelen “üçüncü ittifak” resti karşısında ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.

Malum üçüncü ittifak önce  İYİ Parti  üzerinden ortaya atıldı. Söylenen

İyi Parti,  HDP'nin mini ortak  olmasından rahatsızlık duyması ve  onun için de CHP ile onları baş başa bırakmayı,

sonrasında da Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Deva’yı da yanlarına alarak ittifak oluşturacaklarmış.

Ancak bunun en başından beri olamayacağı belliydi.

Amaç burada yeni bir ittifak oluşturmak değil İyi Parti'nin HDP  karşısındaki ezikliğini bir nebze olsun hafifletmekti gibi geliyor bana.

Bu aslında Türk milleti karşısında da İyi Parti'yi rahatlatacak bir hamleydi.

Bunun haricinde bu dörtlüyü ne yaparsanız yapın herhangi bir potansiyeli olmadığı gibi seçim hedefi de bulunmamakta.

Elbette bu öneri toplumda bir karşılık bulmasa da belirli bazı kesimlerin tepkisine  neden oldu ve en son gelen açıklamalara baktığımızda daha ciddi bir şekilde

üçüncü yol “demokrasi ittifakı” adı da takılarak HDP'den gelmesi karşısında resmen açığa düşmüş oldular.

“Demokrasi ittifakı” diyerek, kimleri kast ediyorlar?

Üçüncü yol siyasetini kimlerle büyütecekler?

Bu soruların cevabını Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu net olarak veriyor.

Ve "demokrasi ittifakı"nın içerisinde yer alabilecekleri sinyalini ima ediyorlar.

Görünen o ki son gelen üçüncü  ittifak onların tabiriyle

“demokrasi ittifakı” önerisi bu bağlamda İyi Parti'nin manevra alanını da  kısıtlamış gibi gözüküyor.

Kendi kurucularının bile birçok şeyi ortaya dökerek partiyi bırakıp gitmiş olduğu bu aşamada İyi parti lideri Meral Akşener'e büyük iş düşüyor...

Mutlaka bu sıkıntıyı gidererek CHP ve  HDP ile birlikte yer alıp almayacağı konusunda bir an evvel karar vermeli.

Ülke olarak covit vakalarının da bayağı artmış olduğu bu ortamda bu  üçüncü yol yolcularının bir an evvel belirlenmesi  ve de netleşmesi gerek.

Yoksa...