Otomobili Girişim Grubu A.Ş. CEO’su Gürcan Karakaş, diyor ki;

"Türkiye’nin Otomobili projesi 15 senede 50 milyar Euro GSYH katkı sağlayacak. Kalite sisteminden bahsettiğimizde, küresel rekabet edeceksek, bazı ülkelerin yaptığı gibi iç piyasaya ayrı dış piyasaya ayrı kalite peşinde değiliz. Böyle bir proje bir çekirdektir. Bu çekirdek etrafında yeni teknolojiler gelişir. Türkiye’nin otomobilinin Türkiye’ye katkısı nedir, diye baktığımızda 15 senede 50 milyar Euro’luk bir gayrisafi yurtiçi hasılaya katkısı var. Yeni sistemlerin kullanılmasıyla 7 milyar Euro’ya yakın cari açığa katkısı var. Şirketimizde 4 bine yakın çalışan olacak. Yan sanayiyle birlikte 20 bin kişilik bir istihdam yaratacağımıza inanıyoruz.”

Hedef güzel, temenniler harika, ama bir yerden başlamak ve otomobili bu millete göstermek lazım!

Gün geçtikçe, geceler tükendikçe, sözler arttıkça, hayaller kırılır, bir yerden başlamak gerekir diye düşünenlerdeniz.

Konuya işin temelinden yaklaşalım ve öncelikle işe, kuralı koymaktan başlayalım. Standard hazırlama kurullarında görev alalım.

Ülkemizde, ISO / TC 22 Karayolu taşıtları ayna komitesi, hala kurulmamıştır.

ISO / TC 22 Teknik komitesi tarafından bugüne kadar 887 Standard hazırlanmış ve yürürlüğe konulmuş, Türkiye'nin hiç bir dahili, teklifi, önerisi YOK!

272 Standard üzerinde çalışma yapılıyor, bizden ses yok, eser yok, çünkü tüm çağrılara rağmen, Türkiye'de ayna komitelere katılım sağlayan firma temsilcileri YOK!

Bundan dolayı da, CEN /CENELEC de bulunan teknik komitelere katılan bir Türk, maalesef yok.

ISO /SC 37 Elektrikli Otomobil alt komitesinde, bugüne kadar 22 Standard hazırlanmış, 14 Standard üzerinde çalışma yapılıyor, ama Türkiye'den katılan kimse yok!

Çünkü Türkiye'de bu konuda AYNA KOMİTE YOK!

Konulan ve belirlenen kurallara uyarak bu değil, kuralları belirleyerek, kuralları koyarak, Türkiye'nin Otomobil Projesi başarıya ulaşacaktır.

Birde...

Şu, IATF meselesi var!

Bu konunun Cumhurbaşkanlığı makamına iletilmesi gerekiyor.

IATF 16949 konusunda, TSE'nin ve/veya yerli - milli bir kuruluşun neden belge veremediği hususunun herkese anlatılması gerekiyor.

Bu konuya eğilmek lazım.

Konuyu kanatana kadar kaşımaya devam edeceğiz...

***

AR - GE MERKEZLERİ İÇİN EN ÇARPICI YORUM

Uludağ Ekonomi Zirvesinde konuşan Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, öyle bir konuya parmak bastı ki, bizce günün manşeti bu cümlede saklıydı.

KUSİ, Kamu Sanayi Üniversite İş Birliği kurulunda görev yaptığımız için bildiğimiz, fakat ifade etmekte güçlük çektiğimiz bir konuyu gündem getirdiği için Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young'a teşekkür ediyoruz.

Diyor ki;

"Teşvik almak için Ar-Ge merkezi kurmayın. Yatırım yapmak için kurun. Bu uzun yıllar sürecektir ama bir tutarsa her şeyinizi değiştirir."

Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, Otomobil sanayisine de hedef gösteriyor  ve çarpıcı örnekler veriyor;

 "En büyük değişim yazılıma elektronik ve yapay zekaya geçmek. Türkiye'deki şirketlerin yüzde 80'inden fazlası 2025'ten sonra yok olacak parçaları üretiyorlar.

Opel 2017'de satıldı. Satış değeri 2.3 milyar dolardı. Koskoca Opel.

Aynı zamanda İsrail'de sürücüsüz araçlar için teknoloji geliştiren bir yazılım şirketi olan Mobileye satıldı, 15 milyar dolara"

***

PAPUCUMUN EKONOMİSTLERİ VE SM ŞÖVALYELERİ

Döviz kuru ve Enflasyon ile ilgili herkes konuşuyor!

Ekonomistlere:
Lafı eveleyip geveleyip, zevzeklik yapmayın!

Bir şey yapacaksanız, kurulduğunuz TV ekranlarından, ÜRETİM için Devlete, yerli ürünler için TÜKETİCİYE çağrı yapın...

Çare belli:

ÜRETİM...
ÜRETİM...
ÜRETİM...
Hem de, yüksek teknolojili nitelikli ÜRETİM...

Ahkam kesmek, maniple etmek, sözü söylemek kolay!

Allah aşkına, TV'lerde ahkam kesen Ekonomistlerin çözüm ürettiğini duydunuz mu?

Sanki biz aptalız, sanki uzayda yaşıyoruz, çözüm üretmeyen, çözüm sunmayan ekonomistleri dinlemeyin, onlar çıkınca TV'yi kapatıyorum, pabuçlarıma bakıyorum!

Enflasyondan şikayetçi olan Tüketiciye de bir çift sözümüz var!

Sende yakınmayı bırak, dön bir etrafına bak!
YERLİ ÜRÜN KULLAN!

Aklını başına topla!

YABANCI MARKA HASTALIĞINI TERK ET!

Milli Ses Ver!

Birde, Sosyal Medyada şövalyelik yapanlar var.

Onları da Türk filmlerindeki figüranlara benzetiyorum.

Kendilerini başrol oyuncusu yerine koymuşlar, figüran olduklarını unutmuşlar, her paylaşıma bir yorum yapmayı meziyet, herkesi suçlamayı bir hikmet, kendilerini de bir nimet zannediyorlar!