29 Nisan 2019 akşamında Merinos AKKM, usta sanatçı Yücel Paşmakçı'yı ağırladı. Vefanın en iyi örneği olan gecede THM Koro Şefi Kemal Kamalı, Selçuk Oruç, Ayşenur Türkeş Menteşe, Anıl Aşkıner Saper, Alim Hüseyinoğlu, Altan Göl, Murat Coşkun, Serhat Doğan, Nida Oksaş, Emrah İnanır, Nurullah Söylemez, Bursa Büyükşehir Orkestrası'ndan emekli koro şefi Yaşar Yokuş usta sanatçıyı yalnız bırakmadılar.
Emeğe saygı konuğu olarak İstanbul Teknik Üniversitesi'nden sanatçılar Prof. Dr. Cihangir Terzi, Öğretim Görevlileri Erdoğan Eskimez, Engin Şafak Gürler, Şendoğan Karadeli, İstanbul Üniversitesi Konservatuarı'ndan öğretim görevlisi Arif Yanmaz, TRT İstanbul Radyosu'ndan bağlama sanatçısı Özkan Alıcı ve Türk Halk Müziği kurucularından Türk Halk Müziğine 20 sene emek harcayan, THM bölümü nefesli sazlar hocalığı ve başkanlığı yapan, T.H.M ve T.S.M Bölümlerinin Egitim koordinatörlüğü görevinde bulunan Öğretim Görevlisi Ali Yılmaz taçlandırdı. 
1992 yılında  Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı Türk Halk Müziği Bölümü’nün kurulmasında emeği geçen Yücel Paşmakçı'nın hayatını anlatan belgesel sunumunun devamında Yücel Paşmakçı'nın derlediği ve Türk Halk Müziği repertuvarından oluşan, şefliğini Züleyha Savaş'ın üstlendiği Bursa Büyükşehir Belediyesi Türk Halk Müziği korosu birbirinden güzel türkülerle sezonun son konserini gerçekleştirdi. Folklora gönül vermiş yöresel halk dansçıları gerek kıyafetleri, gerek danslarıyla türküleri renklendirerek daha da anlam kattı. 14 yıl aradan sonra Bursa' da yetiştirdiği öğrencilerinin isteği üzerine tekrar şeflik kürsüsüne çıkan Paşmakçı eğlenceli türkülerle salondaki seyircilere inanılmaz dakikalar yaşattı. Konserin ilk bölümünün sonunda TRT geleneği olan 'bağlama takımı' Yücel Paşmakçı imzasıyla birlik ve beraberliği en güzel şekliyle türkü dostlarına anlatmış oldular. 
Finalde usta sanatçı Orhan Hakalmaz Anadolu'nun ruhunu yansıtan, Bozkırında tezenesi olarak bildiğimiz Neşet Ertaş türküleri ile seyirci karşısına çıktı.

Karadır kaşların, 
Zahidem, 
Ahirim sensin, 
Sevdan ile düştüm yollara, 
İki keklik, 
Doyulur mu doyulur mu, adlı türkülerle ve türkü aralarında vurguladığı özlü sözler ile seyircinin gönlünü bir kez daha fethetti. Konser öncesi tanışma fırsatı yakaladığım  ve sohbet ettiğim Hakalmaz'ın mütevazi duruşuna, karakterine, sanatı devleştiren kişiliğine, bağlamasını konuşturan ustalığına hayran kalmamak ne mümkündü. Bizden hepimizden biriydi o. Bize böylesine içten, gerçek, geleneğimizi, örfümüzü âdetimizi unutturmayan örnek sanatçılar gerek diye düşünmeden edemedim. Sevgiyi bağlılıkla anlatan anlamlı gecede emeği minnet ile sunan usta isimlere teşekkürü borç biliyorum. Geleceğimizi aydınlatacak olan çocuklarımıza da türküleri aşılamak gerektiğine inanıyorum. 
Sen benim tellerime hangi notayı isteyerek vuruyorsan
Ben o makamdan inliyorum
Notan acıysa sana ağıtım
Toprak gibiyse tellerin Anadolu’yum
Dağım, yolum, gurbetim, halkım 
Bozkırın bozlağında 
İnce ince sızlatan bağlama eşliğinde
Sesli sessiz yakan 
Yakan ama mutlu bahtiyar…
Türkülerimiz;
Özümüz, sözümüz, sazımız...
Kimi zaman ana baba hasreti,
kimi zaman kardeşe yakılan ağıttır.
Bazen dostu çağırır, sılaya gözyaşı döktürür.
Türküyü en iyi anlayan ise “yar”dır, “can”dır. 
Türkülerin özüne giden yolda hep beraber olmak dileğimle…