"Önce Ülkem" diyen insanların hareket tarzları, birilerine tuhaf gelebilir.

Hakarete uğrarlar, ülkenin menfaatleri söz konusu olunca, geçmişi unuturlar.

Bürokraside zulme uğrarlar, vatan mevzu olunca, zulmü unuturlar.

Hakları gasp edilir, haklarını demokratik yoldan ararlar ama asla kendi hakları için milletin hakkına tecavüz etmezler.

İtilirler, kakılırlar, horlanırlar ama bayrak mevzu ise nefsi mücadele içine girmezler.

Birlik için, bütünlük için, kardeşlik için susarlar, yutkunurlar, sabrederler ama asla, birlikten, bütünlükten, kardeşlikten vazgeçmezler.

Vatan mevzu ise siyaset yapmazlar, önce olurlar, gerektiğinde önce onlar ölürler.

Detaya takılıp kalmazlar, bütünü görür, gerekiyorsa zarar görür, yıl kaybeder, ay kaybeder, oy kaybeder ama vatanı onlar kaybetmez.

Bunlardan tanıdığım biri var, görev yaptığı TSE'de mağdur olmuştur ama hep mağrur durmuştur.

Defalarca görevden alınmış, zulme uğramış ama asla devletten yana olan tavrından vazgeçmemiştir. "TSE HER YERDE" demiştir, bu sözü "BİZE HER YER TSE" diye süslemiştir, her ortamda TSE'yi yüceltmiştir.

Geçen gün bu arkadaşa sordum; "Tarzını biliyoruz, bu seçimlerde tavrın ne olacak?"

Yazının girişinde ifade edilen cümleleri kurdu ve son noktayı şöyle koydu:

"Devletin yanındayım. Milletten yanayım. Yeter ki bayrağım dalgalansın, yanacaksam ben yanayım!"

Bu arkadaşları anlamak için vatanı karşılıksız, bayrağı ön yargısız, milleti bağımsız sevmek gerekir.

Karşılıksız sevmeyenler, ön yargılı olanlar, bağısızlığı anlamayanlar, bu arkadaşları anlayamazlar.

Benim anladığım şu;

Türk milliyetçileri Cumhur İttifakı’nı destekliyor!