Bir arkadaşımız diyor ki; "Falan beyin size selamı var. Sistem belgesi alacağım ama firmamın şartları uygun olmadığı için TSE'den belge alamam. Çünkü ruhsatım yok, üretim alanı uygun değil, hiçbir hazırlığım yok. Yabancı bir kuruluş hemen belgeyi veriyor. Mustafa Başkan’a söyle, bize kızmasın, bu belgeyi almak zorundayım."
Bunları duyunca güldüm...
Bir gün sonra, sosyal medyada bahsi geçen arkadaşın, yabancı bir kuruluştan almış olduğu belgeyi yayınladığını görünce, bu sefer ağlanacak halimize, içim acıyarak güldüm!  


Siz de bana gülün!
Vermiş olduğumuz mücadelenin hangi boyutta olduğunu görün, GÜLÜN!
Bu ülkede kalitenin nasıl kirletildiğine bakın, GÜLÜN!
Yabancılar değil bize kötülük yapan, yalancıları, yancıları bilin, GÜLÜN!
Denetimsizliğin, nasıl bir ciddiyetsizlik ve kalitesizlik oluşturduğunu anlayın, GÜLÜN!


Ve günü kurtarmak için, geleceğin nasıl tehlikeye atıldığının farkına varın, gülün!
Sonra da milliyetçilikten, millilikten, ulusalcılıktan, israf ve dini birlikten hep birlikte bahsedelim!
Demek ki nasılmış?
1. Ruhsatı bulunmayan yere,
2. Üretim alanı uygun olmayana,
3. Hiçbir hazırlığı bulunmayana, 
Ne yapılabiliyormuş; istediği sistem belgesi anında verilebiliyormuş!
Evet, ben de aynı görüşteyim, "TSE bu ahlaksızlığa izin vermez!"
TSE izin vermez de, TÜRKAK bunları nasıl duymaz, bu çirkin çarka neden ses çıkarmaz?
İşte ben de buna gülüyorum!


***

BİLGİLEN / BİLGİLENDİR

Son dönemde sürekli sahadayız, firma ziyaretleri gerçekleştiriyoruz.
İnanır mısınız?
Sanayi kuruluşlarına "TSE'nin faaliyetlerinden haberdar mısınız?" diye soruyoruz, "Çok detaylı bilgiye sahip değiliz!" diyenlerin sayısının fazlalığını gördükçe, gelecek adına üzülüyoruz.
Bakın, TSE'nin faaliyetlerinden haberdar olmamak ne demektir?
a) Standardı ve Standardizasyonu bilmemek demektir!
b) Yıllık ortalama yurt dışına giden 5 milyar doların vebaline ortak olmaktır.
c) Yabancı kuruluşların koordinasyonunda, ülkenin teknoloji çöplüğüne dönmesi demektir. 
d) Uluslararası Standardizasyon faaliyetlerinden haberdar olmamak, teknik gelişmeleri ve teknolojiyi yakından takip etmemek demektir.
e) İsrafın engellenmesini engellemektir.
f)Kalitesizliktir, bilinçsizliktir, duyarsızlıktır...
 Bu durum Türk ekonomisine vurulan ağır bir darbedir ve bu darbe devam ettikçe milli sanayinin kalkınması mümkün olmayacaktır. 
Burada, asla sanayiciyi suçlamak amacıyla bu satırlar yazılmamıştır. Çünkü sanayiciyi faaliyetlerinden haberdar etmek, (kimse kusura bakmasın!) ilgili kurum çalışanlarının görevidir. 
Suçlu, orada oturanlar ve burada yatanlardır! (Ora: ? - Bura: ?) 
Ama sanayici de tamamıyla ak kaşık değildir!
Kolaya kaçmayacak, gerçek kalite için çaba harcayacak, kalitesizleri kuruluşundan kovalayacak, belge satın almayacak!

***

AKREDİTASYON

 Yukarıdaki başlık ve fotoğraf TÜRKAK sitesinden alıntıdır. 
Doğrudur, akreditasyon, dünya ticaretini kolaylaştırır. 
Bu sözün doğruluğuna biz de inanırız ama bir cümle ilave etmeyi de görev kabul ederiz!
O cümlemiz de şudur; "Akreditasyon kurallarına uyulduğu sürece..."
Şimdi yeniden yazalım; "Akreditasyon, Akreditasyon kurallarına uyulduğu sürece, dünya ticaretini kolaylaştırır..."
Maalesef...
Akreditasyon kurallarına uyulmuyor ve uymayanlar da akredite edilen kuruluşlardır!
Yazının "TSE bu ahlaksızlığa izin vermez" bölümünde belirttiğimiz husus sadece Bursa'da geçerli bir durum değildir. Bunun onlarca örneği herkesin hafızasında mevcuttur. 
 Bu durum, Türkiye'de kara bir mizah halini almıştır.
Bu durumun, Türkiye'nin kaderi olmadığını ispatlamak için de mücadele etmeye devam ediyor ve okuduğunuz bu satırları, her türlü bela ve musibete karşı yazmaya çalışıyor...
"SESİMİZİ DUYAN VAR MI?" diye çağrılar yapıyor,
"SESE SES" istiyoruz...
"MİLLİ SES VERİLMESİNİ" bekliyoruz...
Duyulur inşallah... Düzelir inşallah...
Duyulacak ve düzelecek, siz deyin maşallah!..