2,5 ay kadar evvel Ankara Barosu’nun basın açıklamasında dikkat edin özellikle basın açıklamasında Diyanet İşleri Başkanının açıklamalarıyla ilgili asırlar öncesinden gelen ses diyerek aşağılayıcı açıklamasının bedeli olabileceğini o zaman da yazmıştım...

Pandemi süreci olması nedeniyle gecikme olmasına rağmen görünen o ki çoklu baro sistemi hayata geçecek gibi.

Bu bağlamda başta İstanbul ve Ankara baroları olmak üzere yüzde 19 civarı oylarla seçilmelerine rağmen, avukatların sıkıntıları, ülkemizin adalet sistemindeki eksikliklerden ziyade siyasi açıklamaları, hükümetin almış olduğu neredeyse bütün kararlarda tam karşılarında hizalanması gerçekten Türk halkının vermiş olduğu kararında aslında karşısında olduklarının bir kanıtıdır.

Avukatların sorunlarıyla alakalı, stajer avukatların sıkıntıları ve daha birçok sıkıntı olmasına rağmen o tür çalışmaları gündeme düşmezken ülke siyaseti ile ilgili yine birçok açıklamalarının ardından 2,5 ay kadar önce Diyanet İşleri Başkanı’nı eleştirmek için kurumsal bir açıklama yapmış ve şunları söylemişlerdi hatırlarsınız: ”Şaşkınlığımız, sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir. Aldığımız ibretse, anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak için insan onuruna karşı gösterdiği büyük direnişten kaynaklanmaktadır. Görevde olduğu süre boyunca çocuk tecavüzcülerine gözlerini kapatıp kadın düşmanlığının manevi zeminini dini söylemlerle meşrulaştırma çabası karşılığında maaş alan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın deprem, LGBTİQ+, kadın ve çocuk söylemlerine rağmen halen görevde kalması durumunda, sonraki konuşmasında halkı ellerinde meşalelerle meydanlarda cadı diye kadın yakmaya davet etmesi kimseyi şaşırtmamalıdır”…

On birlerce meslektaşı neredeyse sadece boğaz tokluğuna çalıştığı ülkemizde hükümeti eleştirmeleri neredeyse olağan olmuşken ve zaten fazla ses getirmezken, Diyanet İşleri başkanı özellikle seçilerek hakkında kör gözüm parmağına misali bu açıklama en kibarıyla diyorum bakın cami duvarına etmek değildir de nedir?

Türkiye bunları kesinlikle hak etmiyor...