Ülkemizde ve dünyada hızla uyuşturucu madde alım oranları artmakta. Uyuşturucu maddeye başlama yaşı gittikçe düşmekte.

Bazı bölgelerde uyuşturucu maddelere çok rahat ulaşılmakta.

Bazen bu rahat ulaşım yeni bir müdürün yoğun çabaları ile engellenmekte.

Neticede ülkemizde veya başka ülkelerde bu işi yapan baronlar var. Bu işin yurt içi ve yurt dışı piyasaları var. 

Bu pis ve öldürücü zehrin tatlı parası ile oluşan hatırı sayılır borsası var.

Bunu üretenler, pazarlayanlar ve satanlar zinciri var.

Bu işin arkasında da genelde terör örgütleri var. Onlar için insanın zehirlenmesi, ölmesi, ailelerin parçalanması, gencecik hayatların sönmesinin hiçbir anlamı yok.

Daha da öteye gidersek onlar için bu milletin çimentosu sayılan kutsal değerleri Kur'an, vatan, millet, bayrak, ezan, din, iman, kavramları da bir şey ifade etmez.

Çünkü insanlık ve insani duyguları bitmiş kişilerdir onlar. Birinci vazifeleri insanlığa nasıl olursa olsun kötülük yapmaktır. Onlar kendilerine yakışanı yapıyor.

Peki, biz kendimize yakışanı yapıyor muyuz?

Maalesef hayır.

Bu konuda hepimize düşen sorumluluk ve görevler var.

Onları yeterince yerine getirmemiz için neler biliyoruz neleri bilmiyoruz.

Her şeyi devletten beklemeyelim.

Elbette devletimiz, hükümetimiz ve kurumlarımızın yapması gerekenler var. Onların da kendilerine düşeni ve yakışanı yerine getirmesi lazım.

Birey olarak da mücadele etmeliyiz. Mesela bu işi yapanları bilmemiz halinde ilgili kuruma bilgi vermekle mükellefiz. Birebir gidip operasyon yapamayız. Baskın düzenleyemeyiz.

Biz ancak haberdar ederiz. Yapmamız gereken ise yakınlarımızı gözetmemiz ve uyuşturucu madde alışkanlığına gidecek yolları kapatmalıyız. Bu illetin alışkanlığı oluştu ise en hızlı bir şekilde tedavi ettirip bu kötülüklerden uzak tutmalıyız.

 

Uzmanlara göre uyuşturucu madde kullanan kişilerdeki belirtiler şöyle:

  • Sosyal ve kültürel ilişkilerde azalma ve çevreleriyle daha az vakit geçirmeleri
  • İçine kapanık olmaları
  • Çevre ve arkadaşların eski önemini yitirmesi
  • Kendilerine olan özenin azalması
  • Aşırı sinirlilik hali
  • Her zamankinden daha çok para harcamaları
  • Genelde uykulu ve yorgun olmaları
  • Kıyafetlerinde ya da vücutta kötü kokular ve izler
  • Yeme alışkanlıklarında bozulmalar
  • Ani kilo kaybı
  • Öğrenci ise ders başarılarında düşüş
  • Sorumluluktan kaçış
  • Çevreye uyum yeteneği azalması
  • Aileden koparak yalnızlaşması
  • Karamsarlık ve umutsuzluk…

 

Peki bu durumlar hasıl oldu ise ne yapmalıyız? Uzmanların bu konudaki önerileri şöyle:

Kişi maddenin etkisi altında ise onunla bu durumda konuşmanın yararı olmaz.

Açık, samimi ve inandırıcı olun, öğüt vermeyin.

Onlarla vakit geçirin ve konuşun.

Genellemeler yapmaktan kaçının.

Korkularınıza dayanarak konuşmayın.

Önyargılarınızın farkına varın “Bu iflah olmaz” demeyin.

Uzman yardımı alması için samimi bir yaklaşımla onu ikna edin.

Tedavi için Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi AMATEM

Uçucu Madde Tedavi Merkezleri UMATEM

Çocuk ve Ergen Madde Bağımlığı Tedavi Merkezleri ÇEMATEM

Ya da size en yakın sağlık kuruluşuna başvurun, mutlaka sizlere yardımcı olacaklar ve yol gösterecekler.

Siz yeter ki yardım isteyin. Siz yeter ki bu baş belası uyuşturucudan kurtulmak isteyin. Yalnız olmadığınızı ve ne kadar çok seveniniz olduğunu göreceksiniz.

En güzeli başlamamak, denememek, özenmemektir.

Asla da özenecek bir şey olmadığını siz de biliyorsunuz.

Bu işin çözümü kökünden sökmektir.

Üretimini durdurmaktır.

Taşımasını kaldırmaktır.

Pazarlayanları pazardan söküp çıkarmaktır.

Cezaları asla hafif olmamalıdır. Bu konuda inanıyorum ki 24 Haziran sonrası daha kararlı bir şekilde daha caydırıcı kanunlar çıkarılacaktır.

Yoksa üreticisi, torbacısı, satıcısı, kullanıcısı böyle elini kolunu sallaya sallaya gezinirse biz daha çoooooook ağlarız...