Ülkemiz iki binli yıllara siyasi ve ekonomik buhranla beraber girmişti.

Siyaset sıkışmış ve yapılan seçimlerde koalisyon hükümetlerinin dışında hiç bir parti tek başına iktidar olacak kadar güçlü sonuçlar elde edemiyordu.
Ekonomilerin de, önlerini görememesi açısından, en son istedikleri koalisyon hükümetleridir.
Nitekim bunun yansıması peş peşe gelmeye başlayan ekonomik krizler olmuştu.
Bu ortamda yeni oluşuma ihtiyaç elzem hale gelmişti.
Böyle bir oluşuma gidildi de.
Ülkemizde ağırlıkta olan merkez sağ muhafazakâr seçmene hitap eden bir parti kuruldu.
Başına da o dönem başarılı işlere imza atmış Milli görüş kökenli
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış başarılı bir isim getirildi.
1900’lü yılların sonunda koalisyonlardan bir türlü kurtulamayan ülkemizde siyaset kilitlenmiş ve toplum yeni arayışlar içine girme eğilimindeydi.
Bu arayışlardan dolayı ülkemizde muhafazakar ağırlıklı seçmen Refah Partisi’ni birinci parti yapmıştı.
Diğer yandan İstanbul'da başarılı işler yapan Refah Partisi’nin belediye başkanı her geçen gün toplumda popülaritesi artan biriydi.
O dönem siyasi krizlerle ama bundan öte çok ciddi ekonomik krizle boğuşan ülkemizde değişim olmazsa olmaz hal aldığından onunla temasa geçilmiş ve yükselmesi için destek verilmişti.
Nitekim tahminleri doğru çıkmış ve İstanbul belediye başkanı çıkış arayan toplum tarafından, biz dahil, büyük teveccühle karşılanıyordu.
Kurulan yeni parti inanılmaz hızla teşkilat yapılanmasını tamamlayıp seçime hazır hale gelince daha fazla vakit kaybetmeye gerek yoktu.
Artık bir an önce seçime gidilmeliydi.
2002 yılının Temmuz ayında gelenekselKocayayla şenliklerine katılan koalisyon ortağı MHP Genel Başkanı, Kasım ayında erken seçimin isabetli olacağını söylüyordu.
Hatta arkadaşlarımın ısrarıyla ilk defa gittiğim Kocayayla'da MHP liderinin basının önünde verdiği bu demece ben de şahit olmuştum.
Ama bu çıkış artık yeni kurulan partinin önünü iyice açacaktı. Açtı da.
Olan tabi ki birilerinin yanlış yönlendirmesiyle seçim isteyene olacaktı.
Kasım'da yapılan erken seçimde MHP barajın altında kalıyordu.
Fazla uzatmaya gerek yok.
Yukarıda anlattığımız tablo bir yerlerden tanıdık geliyor mu?
Sıkışan siyaset, farklı olarak koalisyonlar değil tek parti iktidarı olmasına rağmen, ekonomik darboğaz, bıkkınık getiren hep aynı kısır siyasi çekişmeler.