Ne güzel söylemiş MEVLANA, “Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin” diye…

İşte, bu güzel günlere yürümek isteyen AK Partili birçok belediye başkan aday adayı şu günlerde oldukça stresli bir bekleyişin içine girdi.

Süre uzadıkça heyecan, umut had safhaya çıkıyor. Umudu kalmayanlar bile sürenin uzaması nedeniyle adeta umutlarını tazelemiş oluyorlar.

Bugün yarın derken adayların açıklanması sanırım ay sonunu bulacak. Bir aday adayı sevinecek, diğerleri umutlarını başka aday adaylıklarına taşıyacaklar.

Partiler de seçimlerden nasıl zaferle çıkarız hesabı içindeler. AK Parti-MHP ve CHP-İYİ Parti ittifakları hemen hemen kesinleşti. Kıran kırana bir seçimin bizleri beklediği kesin.

Necati Uğur Öztürk isminin bendeki anlamı ve değeri bir başkadır. MHP'nin efsane il başkanlarından Öztürk ile uzun zamandır bir araya gelip hasbihal edemedik. Kendisi, kelimenin tam anlamı ile adam gibi adam ve siyasi çizgisinden hiçbir zaman ödün vermemiş çok iyi bir Ülkücü'dür.

Değerli büyüğümün sosyal medyadaki paylaşımlarını yakından takip ediyorum. “Yerel seçimler; kenti yönetmek değil, iktidar ve iç iktidarı sürdürmek adına yapılıyorsa vatandaşın sağlayacağı bir kazanım yoktur ve olmayacaktır. Bir ülkede gelişme ve gelişmişlik ‘göz boyama ve algı oluşturma’ ile değil, düşünmeyi ve sorgulamayı geliştirmekle mümkün olabilir” görüşü benim çok dikkatimi çekti.

Bu görüşüne sonuna kadar katılıyorum. Adı üstünde, 'yerel seçim' kenti, ilçeyi, mahalleyi yönetmek ile ilgili yapılan bir seçimdir. Burada kazanım önce il, ilçeler yönünde olmalıdır ki, gerçek anlamına kavuşsun.

Bir başka paylaşımında devam ediyor Öztürk: “Durduğunuz yerde, arkanızda kırık dökük şeyler kalmamış ise hedefe varana kadar önünüze çıkacakları düşünecek ve zorlukları aşacak kadar güçlüsünüz demektir. Günü kurtarmak adına fırsat değerlendirmek sadece çıkar sağlar ve günü kurtarır ama yarını belirsiz kılar. Salt particilik anlayışı mıdır yoksa kişisel ihtiras mıdır?

AK Parti-MHP ittifakına söz söylenirken, söz söyleyenlerin desteklediği partiler de ittifak görüşmeleri halinde.

Meselenin özü ve asolan, ittifak denilen olgunun yeni sistemde iki grup halinde siyasal çekişmelere zemin hazırlanmasıdır.

Dikkat edilmesi gereken şudur, çok partili sisteme kısmen veda zamanı geliyor.

İlk aşama, normal zamanda kendi siyasi partileri ile devam ederken her tür seçimde ittifak halinde seçimleri yaşamak.

İkinci aşama ise bir süre sonra sistem gereği 2 partili hayata geçiş.

Üçüncü aşama, kısmi eyalet sistemi.

Zaten yerel seçimlerdeki ittifak da bu zeminin yoklanmasıdır...”

Sağlıcakla kalın...

Günün Sözü:

“Yolunu değiştirmeden devam ettiğin sürece, ne kadar yavaş gittiğinin bir önemi yoktur.”