Bu Şenol Güneş’i sevmiyorum arkadaş. Ne oynattığı futbolla gündeme geliyor ne de sporcu kimliğiyle…
Neymiş kravatı bordo maviymiş, neymiş futbol bilgisi kıtmış, neymiş Dünya üçüncülüğünü şans ile hiçbir Avrupa ülkesiyle oynamadan almış…
Daha neler neler…
Niye sevmediğim kısmına gelince bunca hakarete karşı hâlâ sükunetini koruyabilmiş olması…
Yahu arkadaş sen Laz değil misin…
Karadenizli değil misin…
Bu kadar sakinlik neyin nesi…
La İmparatore Fatiha Terime’yi azıcık örnek alsana…
Öncelikle beğendiğin yabancı futbolcularının 5 yıl 3 ay 2 gün 1 saat Türk statüsüne geçmesini beklesene…
Zat-ı Muhterem…
Juventus’ta oynayan Merih Demiral’ın… 
Milan’da oynayan Hakan Çalhanoğlu’nun bile Türklüğünü kabul etmez, takıma almaz, bulurdu başka bir formülünü…
Ya Şenol Hocam, azıcık Lazlığının hakkını ver…
Beraberlik golüyle birlikte Mehmetçik’e selam duran futbolcuları haşla biraz…
Nasıl olsa futbol ötesi gündeme geliyorsun ya…
Bu da biçilmez kaftan olurdu senin ve seni aşağılamayı kendine meslek edinen bazı medya maymunları için…
Hele bir de selam vermede en hırslı olan milli futbolcuyu dünyanın gözü önünde bir de fırçaladın mı aman Allah’ın dünya kamuoyu önünde…
Etekleri uzun akılları kıt Fransız Macron’un ülkesinde… 
Dünyanın tüm ajansçıklarına öyle bir fotoğraf verirdin ki…
Sormayın gitsin olurdun…
Barış havarisi kesilirdin…
İşte gerçek Türk derlerdi sana…
Trabzon’a nasıl girerdin tabii ki onun bilemem ama… 
O da önemli mi sanki, Eyfel Kulesi’nin dibinde sana altından saraylar yapardı bu deyyolar…
Sen bütün bunlar varken, Türk Milli Takımı’nı Euro 2020’ye götürmenin hem de bir dünya şampiyonu horozun saçını başını içeride dışarı da yolarak lay lay lom yapıyorsun…
Yakıştıramadım sana Şenol Hocam…
Hiç reel adam değilsin… Vesselam